-
Mirza'dan;
Atılan konuma aracı sürerken ıssız bölgelerden birine doğru ilerlediğimi anlamam çok da zor olmamıştı. Burada biri ölse başkasının bulması neredeyse bir ay sürerdi şakasız. En fazla avcıların uğradığı bir bölge olmalıydı.
Sık ağaçlar ve kötü yol bakımsız kalmış bir bölge olduğunu da kanıtlıyordu. Ağaçların sıklığı gece sıkıntı yaratabilecek türdendi çünkü yolu aydınlatan seyrek ışıkları kapatıyorlardı. Gündüz olduğu için şanslıydım.
Navigasyona baktığımda varmama yarım saat gösteriyordu. Bizim çocukların ne yaptığını sormak için Fırat'ı aradım. Tam o sırada Akın'ın araması tesadüf gibi geldi. Açmadan Fırat'ı aramaya devam ettim. İlk çalışta açmadı. İkinci çalışta da açmadı.
Sinirlenmeye başladığımı hissederken üçüncü çalıştı açtı ancak nefes nefese bir hali vardı.''Abi gelme! Bu piçler ebemizi sikmek için tuzak kurmuş! Mehmet ve Selim'i kurtaramadım.'' duyduklarımı idrak etmeye çalışırken arkamdan gelen siyah sedan araçla kaşlarım çatıldı. Resmen tuzak kurmuştu orospu çocukları. Sakin kalmaya odaklanarak düşünmeye başladım. Bunun bir tuzak olma ihtimali içimde bir yerlerde hep vardı. Keşke o içimi dinleseydim.
Aracı aniden durdurduğumda takip mesafesini korumayan araç bodoslama arabama çarpmıştı. Çarpmanın etkisiyle öne doğru savrulurken hızla silahımı elime aldım. Babamın düşmanı olan itlerin bana bu kadar erken üşüşmesi beklediğim bir şeydi. Temiz bir aile olmadığımız için başım beladan zerre kurtulmuyordu.
Çarpmanın etkisinden kurtulamayan ikiliye döndüğümde sarışın olanın siktir çekip silahını almaya çabalamasını izledim. Kolu sıkıştığı için alamadı. Direksiyondaki bana baygın gözlerle bakarken emniyet kemeri takmamalarının tam isabet olduğunu fark ettim. Sürücünün ayağına sıktığımda acıyla inledi. Diğerinin koluna sıktığımda ise sövmeye başladı. Onları umursamadan silahlarını aldım. Ardından kendi aracıma ilerledim. Az sonra geldiğim yönden geri gitmeye başlamıştım. Sinirle telefonu elime aldığımda sakinleşmek içün camı açtım.
Burada kalmak tehlikeliydi. Bir planım olsa bile uygulayabileceğim bir ortamda değildik. Serhat'ı aradığımda İstanbul'a bilet bulmasını söyledim. Geri dönüp babamla konuşmam şarttı. Her ne kadar işler ben de olsa da zamanında bilmediğim bir şeyler olduğu aşikardı. Bana yapılan bu davranışın ardında babama beslenen kin ve öfkenin olduğuna adım kadar emindim. Aklıma çocukken evimize gelen, bir çocuğun bakınca korkunç deyiceği tipler geldi.
Bunların içinde büyümüş biri olarak bağımsız bir yaşam kurmayı hedeflemiştim. Kendime ait oto galeri zinciri kurmuştum. Yurt dışı ile bağlantım kesilmiyordu. Araba parçaları yanı sıra gümrükle de ilgili olduğum için bir şekilde kendi sistemimle diğerine nazaran daha temiz bir iş kurmuştum.
Son bir aydır canımın sıkkın olması evdeki ortama yansımasın diye çok uğraşsam bile sanırım bazı şeyleri açıklamamı isteyeceklerdi. Sıkıntıyla sigara yakarken aklımdaki tek düşünce Akın'ın ne düşüneceğiydi. Aslan ve Caner o kadar da takılmazlardı. Ama Akın konusunda pek emin olamıyordum.
Gidene kadar sabırla beklemem gerekiyordu anlaşılan.
-
Akın ve Caner üzerindeki kıyafet için kavga ederken Aslan sıkıntıyla ofladı. Kalçası aşırı belirgindi bu şortla ve Aslan'ında bundan haz ettiği denemezdi. Ancak Caner gibi davranırsa işin inada bineceğini hissetmişti.
Karşısındaki çocuğun belinden nazikçe kavradı ve kucağına oturttu. Akın kendine has yavru köpek bakışları atarken Caner oflayarak kendini koltuğa attı ve telefonu alıp onlardan bağımsız bir şekilde oyalanmaya başladı. Aslan ise bebeğinin boynundan minik bir buse kondurup kendince ikna edebileceği yoldan konuşmaya başladı.
''Kediciğim''
''Efendim?''
Gülümseyip tekrar yanağından öptüğünde Akın ince parmaklarını omzuna yerleştirdi. Bu ilgiyi sevmişti ama sonunu az çok tahmin ediyordu. Kalçasında hissettiği ellerle belini kırdığında Aslan dudaklarından hızlı bir öpücük alıp geri çekildi.
''Bu şortu akşam yatağımızda giysen hm? Hem o zaman yaramazlıkta yapabiliriz. Çok güzel duruyor üzerinde.'' dediğinde Akın kalçasına yediği tokatla iç çekti. Aslan ise hala ikna edemediğini düşünerek ellerini kalçasından şortun beline çıkardı ve içeri soktu. Akın kalçasında hissettiği ellerle kendini bırakırken Aslan kalkan aletiyle hesabının pekte uymadığını anlamıştı. Akın dudaklarını dişlerken Aslan da boynuna inmişti. Bu şortu seve seve çıkarırdı ama önce sekmesi gereken konular vardı. Altındaki sertliğe sürtünürken Aslan onın bu isteğine gülümsedi. Saate baktığında hızlı olması gerektiğinin bilince şortun düğmelerini açtı. Karşısındaki beden Pembe iç çamaşırıyla karşısında durduğunda gözlerini alamadı. Caner ise bakışlarını telefondan çekmiş ve Akın'ın kalçasına dikmişti.
Aslan'a sırıtarak baktı ve
''1 saate halledebilir miyiz?'' dedi. Akın ikisi arasında mekik dokurken, Aslan sırıtarak
''Anasını bile ağlatırız'' dedi. Akın'ın üzerindekini çıkardığı sıra Caner de gömleğinden kurtuldu ve yanlarına geldi. Akın'ı koltuğa yatırdıklarında Aslan alt taraflarıyla ilgilenmeye başlamıştı. Akın ise eline verilen aleti emerek okşuyordu. Aslan'ın deliğini yoklamasıyla inlerken çok geçmeden içinin dolduğunu hissetti. Hızlı bir seks olacağa benziyordu. Caner ağzını becerirken Aslan içini beceriyordu. Aynı anda aldığı zevk yüzünden boşluğa düştü. Aslan içinde ritim tutup dar deliğini mahvederken Caner de boğazına kadar kendini itiyordu.Elini aletine atıp çekiştirdiği sıra Aslan içinde daha da hızlandı. Gelecek kadar sarsılsa bile gelmesine izin vermemişti. Caner ile yerlerini değiştiklerinde. Aslan ağzına gelmek yerine Caner'in arkasına gitti.
''Siktir puşt. "'
''Eğil.'' diye beline baskı uyguladığında Caner söve söve eğildi. Aslan eğilip buruşuk deriyi ıslattığında Caner zevkle kasıldı. Parmaklarıyla bir süre yokladıktan sonra içine girdi. İçinde hızla git gel yaparken Caner'in omzunu ısırıyordu.
Caner içindeki aletin varlığıyla daha da delirmişti. Akın ise kendisini sikilmesine rağmen hızla beceren adam yüzünden nefessiz kalmış hissetti. Aslan bir süre daha Caner'i becerdikten sonra içinden çıktı ve dudaklarında oyalandı. Ardından Akın'ın göğsünü emerek sona gelmesi için uyarmaya devam etti. Aletini göğüs ucuna sürterken kendisi de gelmeye yaklaşmıştı.
Bir süre daha devam ettiklerinde Aslan Akın'ın ağzında sona gelmişti. Caner ise piçliğine Aslan'a ağzını aç demişti. Akın ile ağızlarını açtıklarında ikisinin de ağzına attırmış ardından koltuğa yayılmıştı. Akın ve Aslan öpüşürken bir süre daha kendini sıvazladı. Sonra yanlarına gidip ikisini de öptü. Ayrıldıklarında üçü de sırıtıyordu. Üstlerini giymek için ayaklandıklar.
Gelecek misafirleri vardı ve karşılamak için yeterince enerji depolamışlardı.
-
İlla seks yapçekler arkedeş
-Ayaz