Aşk-ı Medya

24- yemek

Daha önce gitmediğimiz bir lokantaya geldik .
Efeye "burası pahalıdır daha önce gittiğimiz yer güzeldi" dedik.

Efe "burasıda uygun" dedi

"hadi gelin"

İçeri girdik garson yanımıza geldi Bize masa gösterdi masamıza geçtik .
Erkekler karşımıza oturdu. Sakallı da benim karşıma geçti. Garson gelip menüyü getirdi ve gitti . Kızlar sakallıyı sorguya çekmeye başladı.

Sema "isminiz nedir?" diye sordu.
Sakallı "Alp" dedi
"Memnun olduk" dedik ve hepimiz isimlerimizi söyledik.

Selda "Eslem'i hastaneye götürmüşsünüz teşekkür ederiz" dedi.

"Ne demek komşuluk görevimiz" dedi sakallı dediğimiz Alp bey.
Garson geldi siparişlerimizi aldı ve gitti . Selda meraklı biriydi .

"Evli misiniz Alp bey?"

"Hayır değilim"

"Ne iş yapıyorsunuz?"

Özel bir şirkette çalışıyorum.
"Nerelisiniz?"

"karadenizliyim ama iş için İstanbul'da oturuyorum"

Kızlarla "Efe'de karadenizli" dedik.

Alp bey "memnun oldum Efe" dedi

Efe "neredensiniz?" diye sordu.

"İçinden" dedi gülüştüler.

Sema "niye sakallarınız bu kadar uzun hacı mısınız" dedi espri yaparak.

Alp bey gülümseyerek "hacı da oluruz bir gün inşallah işte her gün traş olmak zorundayız. Biraz yüzümü dinlendireyim dedim bir ay izine çıkmıştım haftaya son yine sakalları keseceğiz" dedi.

Yemeklerimiz geldi çok açtık. Yemeğimizi yedikten sonra "ne yapalım?" dedi Furkan

"eğlenceli bir yere gidelim" dedi Çisem. Herkes "tamam" gidelim dediler.

"Alp bey size de uyar mı?" diye sorduk .

"Tabi gelirim" dedi.

Masadan kalktı "lavaboya kadar gideceğim gelirim şimdi" dedi.

Bizde toparlandık ve Alp beyi bekledik .

Gelince masadan kalkıp ödeme için kasaya gittik.

Kasadaki bey "ödemeniz yapıldı yine bekleriz" dedi, biz şaşırmıştık.

"kim ödedi?" diye sordu furkan

"Alp bey" dedi adam.
Dönüp "hiç gerek yoktu Alp bey siz bizim misafirimizsiniz biz öderdik" dedim.

"Hiç önemli değil gideceğimiz yerde siz ödersiniz Eslem hanım" dedi.
"Tamam" dedim ve yemek için teşekkür ettim lokantadan çıktık arabalarımıza bindik.

Furkan "beni takip edin" dedi.

Müzikli bir eğlence yerine getirdi. Deniz kenarında yarısı tahta kalanı kumsal bir yerdi ve ayrıca çok güzeldi. Müziğin yüksek sesli olması bile beni rahatsız etmemişti ama bir taraftanda migrenimin artmasından korkuyordum.

Alp bey yanıma gelerek "iyi misin Eslem"

" evet "

" çok ses var istersen sahile doğru gidelim" dedi. Kızlar eğlenmeye başlamıştılar.

Yanlarına gidip "sahile doğru iniyoruz Alp beyle" dedim

"tamam" dediler ve Alp beyin yanına geldim.

"Gidelim mi?" dedi
" evet " dedim ve denize doğru yürüdük sesler biraz da olsa azalmıştı. Kumların üzerine oturduk. Hafif bir rüzgar esiyordu, deniz dalgaları kıyıya vuruyor ay ve yıldızlar çok parlaktı düşüncelere daldım birden her yer sessizleşti...