Eve girdim üzerimi değiştirip yatağıma uzandım. Telefon çaldı, arayan annemdi. Telefonu açtım annem babamın arayıp görüşmenin güzel geçtiğini anlattığını söyledi.
Biraz konuştuktan sonra "akşama bir şeyler hazırlama işini kutlamaya dışarı yemeğe çıkacağız" dedi
"tamam" dedim telefonu kapatıp yatağıma uzandım telefonuma mesajlar gelmeye başladı. Gruptan kızlar yazıyordu görüşmenin nasıl geçtiğini merak etmişlerdi.
Gökalp'i gördün mü, ne giymişti, sana nasıl davrandı, gibi sorular soruyorlardı gerçekten meraklı arkadaşlarım vardı. Ben daha cevap veremeden işe dönmeleri gerektiğini akşama ayrıntılı bir şekilde anlatmamı istediler ve kaçamazsın dediler.
"tamam kızlar" dedim, telefonumu şarja takıp yatağıma uzandım.
Çok güzel bir ormanda rengarenk çiçeklerin olduğu bir yerde, uzakta beyazlar içinde takım elbise giymiş bir adam bana eliyle "gel" diyordu. Ben ona doğru gittikçe adam uzaklaşıyordu, ormandan çıktık. Papatyalarla dolu bir bahçeye geldik, beyazlar içindeki adam yine bana "gel" diyordu ve yüzü hiç görünmüyordu bu sefer kaçmıyordu sonunda yüzünü görecektim. Yaklaştım, arkası dönüktü. Elimle kolunu tuttum kendime çevirecektim ki beyaz bir güvercine dönüştü ve uçtu...
Gözlerimi açtım ve yatağımda doğruldum. Cama doğru baktığımda beyaz güvercin camımda duruyordu. Kalktım,camı açtım uçtu gitti.
Tam o sırada annem "geldi uyandın mı kızım?" dedi
"Uyandım anneciğim"
"Hazırlanda çıkalım" dedi
"Tamam anneciğim" dedim, banyoya gidip yüzümü yıkadım. Hala rüyanın etkisindeydim hazırlanıp odadan çıktım. Annemle babam beni bekliyordu, evden çıktık
"ne yiyelim?" dedi babam
"hiç fark etmez ne isterseniz" dedim
annem dönüp bana "iyi misin kızım yüzün solgun gibi" dedi
" iyiyim anne" dedim "uykudan kalktım ya ondandır" diyebildim ama aslında kafam hala rüyadaydı. Babam et lokantasının önünde durdu. Arabadan indik ve lokantaya girdik. Masaya oturduk, garson geldi. Yemeklerimizi sipariş verdik.
Annem "maaşını alınca sen getireceksin bizi yemeğe" dedi, gülüştük. "Maaşım" kulağa güzel geliyordu artık benimde bir işim olacaktı. Yemekten kalktık babam kasaya gitti. Biz annemle hazırlanıp dışarı çıktık. İleride bir kafe vardı. Babam geldi.
Annem "kafeye gidip birer kahve içelim mi yemeğin üzerine?" dedi
" kahveleri sen ısmarlarsan olur" dedi babam
" tamam " dedi annem
Çok güzel bir ailem vardı. Kafeye gittik, gençlerin olduğu bir kafeydi.
Babam "burada hep gençler var rahatsız olmasınlar bizden. Başka bir yere mi gitsek?" dedi
Annem "hayır tabii ki biz yaşlı mıyız bizde genciz" dedi
Babam "tabi canim çok genciz" dedi, kafeye girdik ve bir masaya oturduk.
Garson geldi "ne alırdınız efendim?" dedi
Annem "kahve alalım" dedi
Babam garsona "bizim burada olmamızdan rahatsız değilsinizdir umarım"dedi
Garson gülümsedi "hayır efendim her zaman bekleriz" dedi ve gitti. Az sonra kahvelerimiz geldi Biraz oturduktan sonra iki çocuk elinde gitarla çıktı, şarkılar söylemeye başladı. Annem bir kaç şarkıdan sonra "biz kalkalım mı hayatım?" dedi
Babam "ne oldu gençler ne güzel şarkı söylüyorlar"
Annem "aman yok o kadarda genç değilmişiz" dedi
Babam bana "gidelim mi aşkım?" dedi
"gidelim babacığım" dedim ve kalktık, hesabı istedik ve çıktık. Arabaya binip evimize geldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Medya
Teen FictionYazar Instagram Hesabı: @mayiscicegilkim Sosyal medyada başlayan bir hayranlık nasıl böyle bir aşka dönüşebilir, nasıl bu kadar göz alıcı olabilir. Sosyal medya bağımlıları haydi Aşk-ı Medya'yı okumaya başlayın "Seni görüyorum" diye bir mesaj geldi...