Ertesi gün okula gittiğimde Gökalp Durmaz'ın bir röportaj için okula geleceği söyleniyordu.
Ah ne şans ama...
Onlara hiç aldırmadan ve dün sanki hiç birşey yaşamamış gibi yoluma devam ederek sınıfıma geldim. İnanılmazdı cidden.
Acaba ona dün yaşadıklarımı söylesem inanır mıydı? Ya da belki zaten o bana yazan kişiydi.Koskoca şirket sahibi işi gücü yok bana yazacak, hayaller paris
Selda'yı çağırdım ve konuşmak için okulun küçük bir köşesine gittik.
"Gerçek mi?"
"Ney, ney gerçek mi?"
"Ya anlasana işte Gökalp Durmaz okula mı gelecek?"
"Bilmiyorum ki ben, sadece öyle bir dedikodu var okulda belli değil galiba"
" Tamam sen bir şeyler öğrenmeye çalış"
" Ne yapacaksın okuldan mı kaçacaksın yoksa"
"Saçmalama Selda, gerekirse adam gibi çıkarım karşısına" benim bu sözümden sonra Selda kıkırdayarak uzaklaştı. Bana el sallarken ise göz kırptı. Yanımdan uzaklaştığında ise birinin bana doğru geldiğini hissettim, adımlarını duyuyordum. Bu Efe'ydi.
Zamanında kankam olarak düşünüyordum onu ama şuan değildi.
Yanıma koşar adımlarla gelmeye başladığında anlamıştım bir şey olduğunu, gelip dedi ki;" Gö-Gök-Gökalp Durmaz cidden geliyor"
"NE!" diye bağırdığım zaman bütün okulun beni duyduğunu hissettim
"Niye böyle bir tepki verdin şimdi?" Dedi alçak bi ses ile Efe
Hakikatten neden böyle bir tepki verdim şimdi
Efe'ye teşekkür edip zilin çalması dolayısıyla sınıfa gitmeye başladım. Zaten derste de bu dedikodu olacaktı. Derste öğretmenin dediklerinden hiç bir şey anlamadım Gökalp Durmaz sağ olsun
Dersten 1 gram bir şey anladıysam ne olayım
Teneffüs zili çaldığını duyunca telefonumu almaya koştum. Aldığımda isim.siz57 hesabından bir sürü mesaj vardı;
"Günaydın"
"Nabıyorsun?"
"Yakında beni göreceksin"
"Tanışalım mı?"
"Okulda mısın?"
Bu mesajlar beni git gide korkutuyordu. Bu Gökalp midir nedir her neyse işte onunla kesinlikle konuşacaktım. Üstelik bazı mesajları çok saçmaydı ' OLAĞANÜSTÜ SAÇMA '. Bu mesajları boş verip yine dünkü gibi cevap vermeden telefonu kapattım. Zaten gerçekten Gökalp ise bana röportaj sonrası söyler dimi. Yani değilse de söylemez, en azından ben böyle düşünüyorum. Telefonuma sahip çıkmak için yanımdaki küçük çantaya koyduğumda yine o çantanın içinden cüzdanımı alıp kantine doğru yürümeye başladım, kantinde her şey ateşpahası zaten. Yanıma yüklü bir para almam gerekiyor. Kantinde yuvarlak ve oldukça küçük olan tostlardan aldım ve aldığım gibi kendimi okulun bahçesine attım. Öğlen yemeği olduğu zaman kantin dolup taşıyordu. Keşke eve gidip yiyebilseydim. Ama annem de babam da çalışıyordu. Evet evimiz okuluma yakındı ama galiba ben yemek pişirmeye üşeniyorum
Galiba değil gerçekten üşeniyorum
Dışarıdaki masalardan birine oturmuş tostumu yerken keyifle havadaki bulutları seyrediyordum. Gökalp gelecekti ama ben hepsini unutmuştum. Tam o sırada bir alkış sesi yükseldi okulun bahçesindeki kişilerden, şaşkın gözler ile okulun kapısına baktım. Ağzım açık kaldı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Medya
Fiksi RemajaYazar Instagram Hesabı: @mayiscicegilkim Sosyal medyada başlayan bir hayranlık nasıl böyle bir aşka dönüşebilir, nasıl bu kadar göz alıcı olabilir. Sosyal medya bağımlıları haydi Aşk-ı Medya'yı okumaya başlayın "Seni görüyorum" diye bir mesaj geldi...