Medya; Sezan Aksu - Sarışın
•
17 haziran 2021 -Neredeyse Gece-
Mete'den;"Sikeyim resmen hattrick yaptın, muazzam oynadın." heyecanla elimi kolumu sallayarak Doruk'a doğru konuşuyordum. O kadar güzel oynamıştı ki karşı takıma, deyim yerindeyse resmen toprak atmıştık. Gerçi üç gol ve muhteşem defansıyla o gömmüştü, ben ise sadece tek gol atmıştım. Oyun tarzını beğendiğimi belli eden bir ıslık çalıp, "Dile benden ne dilersen Leo." diyerek konuşmaya devam ettim ve evet tam bir Lionel Messi'ydi. Lise zamanları turnuvalara katılmışlığım vardı ve onun kaç katı yayın izlemişliğim ama Doruk.. O cidden çok iyi oynuyordu. Üstelik 3 yıldır düzenli oynamıyormuş. Ancak Messi gibi uzaylı olması lazım ki paslanmasın. Çocuk müthişti ve bunu abartmıyordum.
"Yarım saattir, muazzam oynadın Doruk, müthiştin Doruk, off efsanesin Doruk. Doruk, Doruk, Doruk... Sus artık Mete kafam şişti, yendin işte yeter." hafif sitem çokça gülerek olan Aslan'ın konuşmasına gözlerimi devirip gülmüştüm, "Kardeşim yiğidi öldür hakkını yeme çocuk iyi yani." diyerek Aslan'la atışmamızdan uzak gülümseyerek bizi dinleyen Doruk'a döndüm. Gözlerine baktığımda transtan çıkmış gibi silkelenmişti. Çocuk iyiydi ama derdimi var bilmiyorum geldiğinden beri dalıp duruyordu. Onu gücendirmemek için de sesimi çıkarmıyordum. Göz kırpıp sağ elimle sol omzuna hafiften vurdum, "Ama haklı değil miyim Doruk iyi oynuyorsun işte mütevazılığı bırakta, kabullen." diyerek Doruk'a doğru konuştum. Ellerini iki yana kaldırıp, "Tamam, tamam iyi oynuyorum fifanın Messi'si benim." söylediği şeylerden sonra gülerek arkasına yaslandı, ellerini saçını götürüp biraz karıştırdı. Şampuanın kokusu ortama yayılmıştı. Güzel kokuyordu. Demek ki bu yüzden yumuşacık duruyordu.
"Şampuanının markası ne?" konudan bağımsız direk aklımdan geçen düşünceyi Doruk'un gözlerinden gözlerimi ayırmadan sesli dile getirdiğimde yan yana duran ikili anlamsızca suratıma baktı. Tepkilerine karşı hafif gülümsemeyle, "Saçların yumuşak duruyor dikkatimi çekti şampuanını merak ettim o yüzden." diye konuşmamla "Heee!" diyerek kafasını aşağı yukarı salladı ve konuşmaya başladı, "Bilmiyorum annem kendisi hazırlıyor. Kutuda satılanlar saçlarımı mahvedermiş falan." Kaşlarımı şaşkınlıkla havaya kaldırıp, "Kimya mı okudu annen, ayrıca kadın haklıymış aşırı iyi duruyor saçların." diyerek konuştum. Kafasını evet anlamında sallayıp "Aynen kimya okudu yüksek lisans falan, işte sabundur, şampuandır, macundur kendisi yapıyor" konuşurken elleriyle tırnak işareti yapıp devam etti, "Daha az katkı maddesi daha az kimyasal" suratında tebessümle gözlerini devirip ellerini inidirdi, "Sloganı da bu" gülerek gömleğinin yakalarını düzeltti.
Bu hareketi ile sağ göğsündeki piercing gözükmüştü. Tahmin ettiğim gibi beyaz tenine baya iyi gitmişti. Aslında sarışın bir çocuktu ama kalıplaşmış sarı saç mavi göz ikilisi bunda yoktu. Gözleri kahveydi ama bence suratına baya yakışmıştı. Mavi olsa belki de sıradan olurdu böyle çok... Özel gibiydi. Kolumun dürtülmesiyle ne zaman daldığımı bile anlamadığım zaman diliminden çıkış yaptım. Tek kaşımı kaldırıp sorgularcasına kolumu dürten Aslan'a baktım.
"Oğlum daldın hayırdır bir şey mi var çocuğun suratında?" söylediği sözlerle aval aval neredeyse dakika boyu Doruk'a baktığımı fark etmiştim. Boğazımı temizleyip, "Hayır, eğer annesi şampuanı satıyorsa bende isterim diyecektim yani bunu düşünüyordum." kafamı sallayıp karşısından kalkıp balkon kapısının sol duvar köşesindeki sehpanın üzerinde duran telefonumu aldım. Aslan'lara doğru yüzümü dönüp "Sinan da gelecekmiş. Yazmıştım buradayım diye sorun olur mu?" diyerek konuştum. "Yok canım ne sorunu gelsin. Hatta acıkmıştık söyleyelim gelirken alsın bir şeyler." diyen Aslan ile kafamı sallayıp yanlarına ilerledim, "Yalnız ben dürüm artı 2 lahmacun ile belki doyarım haberiniz olsun. O yüzden alman usulü ödeyeceğiz. Ev senin diye komple parayı ödemiyorsun Aslan haberin ola." söylediklerime karşı gelecek olan Aslan'ı elimi havaya kaldırarak susturdum.
Bakışlarımı Doruk'a döndürüp "Sen ne istersin?" diye sordum. "Yani dürüm alıyorsanız bana uyar." diyen çocuğa kafamı anladım anlamında sallayıp, "Soğanlı? Soğansız?" diyerek soru yönelttim. Yüzünü buruşturup "Soğansız" diyerek konuşan Doruk'a tek kaşımı kaldırıp, "Hayırdır, sevmiyor musun?" diye söylendim. Bunun üzerine elini hayır anlamında sağa sola sallayan Doruk, "Ya tam sevmemek değil, diri sevmiyorum. Pişirince yemeklerde güzel oluyor." diye panikle kendini açıklamaya çalışıyordu. Bu çabasına karşı yüzümde yamuk bir gülümse ile, "Tamam öyle diyorsan öyledir." diyerek Aslan'a kafamı çevirip, "O zaman sana da dürüm alıyorum." dedim ve Sinan'ı arayıp siparişleri ilettim.
•
Bindik bi alamete gedeyoz kıyamete.2.2.22
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dalgalara Direndim • |BxB|
RomanceBirinin zorlu sınavı diğerinin hayat merkezi.. Eşcinsel bir kurgudur. • 31.1.22