•23•

182 12 12
                                    

Medya: Dinle Beni Bi' - Yüzyüzeyken Konuşuruz

19 Kasım 2021 [00:36]
Mete'den;

Dudaklarımın üzerindeki sıcaklık, boğazımdan mideme kadar bir yankı oluşturuyordu. Bu yankıya zıt olaraksa ait olduğum yerde gibiydim. O'nun dudakları ait olduğum yerdi. Belindeki elim gittikçe sıkılaşıyordu. Nefesim azalıyordu, hem çekilmek istiyordum hem çekilmemek.

Artık tamamen nefesimiz kesilmiş bir vaziyette hafifçe geri çekildik. Alınlarımızı birbirine yaslayıp, O'nun ıslaklığı ile ıslanmış dudaklarıma çarpan nefesinin altında, öylece dinleniyorduk. Fakat yaptığım şey kafama yeni dank ediyordu. Ben onu öpmüştüm.

Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilemeyip sadece "Özür dilerim." diyerek hızla kalkıp çıkış kapısına yürüdüm. Kalktığım gibi hızla çıkıp gittim. Ne ceketimi alabildim ne de telefonumu. Merdivenleri görmeyen gözlerle son sürat inip bitirdim. Ciğerimdeki nefesi tüketmek ister gibi o soluk sokaktaki tek canlı, mavi binadan koşarak uzaklaştım. Sokağın sonundaki sahil yoluna geldiğimde de var gücümle koştum.

Ne yaptığımı bilmiyordum. Neden koştuğumu da bilmiyordum. Tek hissettiğim şey bacaklarımdaki, koşmaktan oluşan, acı olsun istiyordum. Bacaklarım titreyene kadar sadece koşmak istiyordum.

"Sikeyim!" diye seslice söylendim. Ardından, "Neden öptüm onu?" diye mırıldandım. Gecenin bir vakti bomboş sahilde bile seslice söyleyemiyordum onu öptüğümü. Aptal gibi korkuyordum.

Bacaklarımda artık güç kalmadığını anladığımda yavaşladım. Olduğum yerde etrafıma bakınıp delice dönüp durdum. Kendime olan öfkem, yaptığım şeyin yanlışlığı bedenim, olduğu yerde durdukça daha da üstüme üstüme geliyordu, tüm bu düşünceler. İçimdeki o karmaşa beni hem nefessiz bırakıyordu, hem de nefes nefese. Kalbim hem çok atıyordu hemde hiç atmıyordu sanki. Sokak lambalarının ışıkları gözümü alıyordu. Aydınlıktan korkar gibi kafamı eğmeye çalışıyordum lakin o zamanda karanlık boğuyordu beni. O siyahlık boğazımdan tutup içine çekiyordu.

Bağırdım. Ne yapacağımı bilmiyordum bu yüzden sadece bağırdım. Boğazım acıyana kadar bağırdım.

En sonunda yere çöktüm. Bacaklarım artık beni taşıyamamıştı. Gözlerim buğulu, ne zaman akıttığımı bilmediğim yaşların tuzlu hissiyatı yanağımda, öylece sahilinde ortasında yerde oturuyordum. Kupkuru olmuş boğazımı ıslatmak için yutkunduğumda acıyan canımla yüzümü buruşturdum. Dizlerimi bükmüş, dirseklerim ise onların üzerine, ellerimse saçlarımda acizce o cadde de oturuyordum.

Aptaldım ben.

Olmayacak bir şeyi oldurmaya çalışır gibi, ona umut verir gibi öpmüştüm onu. Birde yaptığım şeyin altında, onun karşısında ezilmemek için o kanepe de O'nu bırakıp gitmiştim.

Yanağımdan yol yapıp dudağıma akan damlaları gidermek için dudağımı yaladığımda, tuzlu suyun yanında birde O'nun tadını almıştım sanki. Ellerim farkında olmadan dudağıma kaymıştı. İşaret ve orta parmağım dudaklarımı usulca okşuyordu. O'nun izlerini taşıyordu dudaklarım. Daha yakın bir zamanda O'nun dudakları vardı burada. O'nun sıcaklığı, ıslaklığı, nefesi...

Bundan sonra ne olacaktı? O'nu öpmüştüm, beni öpmüştü, biz öpüşmüştük. Artık sadece arkadaş kalamazdık, diğeri de asla olmazdı.

Gelen farkındalıkla eğdiğim kafamı hızla kaldırıp karşıya baktım. Göğsüme giren acıyla suratımı buruşturdum. O'nu kaybedecektim. Ben resmen O'nsuz kalacaktım.

Yavaşça yerden kalkıp yakınımdaki banka ilerledim. Bedenimi oraya bırakıp karşımdaki denize baktım. Gecenin karanlığından ufuk gözükmüyordu. Geleceğimiz gibi... Ne sik yapacağımı bilmiyordum. Defalarca bunu soruyordum kendime. Hala bir cevap yoktu elimde.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 24, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dalgalara Direndim • |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin