•20•

208 22 7
                                    

Medya: Teoman - Bana Öyle Bakma

24 Ekim 2021
Doruk'tan;

Elimdeki sigarayı dudaklarımın arasına götürüp bir nefes çektim. Üç gün olmuştu Mete'yle görüşeli ve aramızdaki sorunu halledeli. İkimizde birbirimize bir şeyleri itiraf etmiştik aslında fakat Mete'nin de dediği gibi bu durumu olduramazdık. Eskisi gibiydik. Dün gece telefonla aramıştı neredeyse bir saat boş yapıp en sonunda da kahvaltıya gidelim mi teklifini yapıp kapatmıştı. Onunda bana karşı bir şeyler hissettiğini biliyorken eskisi gibi olmak zordu. Şu an öncekilerden çok daha fazla umutlanacak şey buluyordum. Sonuçta gece iki de neredeyse bir saat konuştuk. Resmen hoşlanıyordu lan benden. Bu hem çok garip hem de muhteşem bir duyguydu. Keşke oldurabilseydik.

Apartmanımın önünde onu bekliyordum. Derya ve Mete'nin yaşlarında olan kuzeni Meriç gelecekti. Meriç hakkında çok şey söylemişti, daha önce Kadıköy'de denk gelmiştik. Çocuğun sülalesiyle resmen ilçe ilçe karşılaşarak tanışıyordum. Öyle kalabalıklardı. Meriç'te Derya gibi kafa bir kızdı. Bence Mete'yi de biliyordu. Mete'yle bunu konuşmayı çok istiyordum ama nasıl tepki verirdi kim bilir. Düşüncelere dalmışken bitirdiğim sigaradan son nefesi çekip çöp kutusuna ilerledim. O sırada Mete'nin arabasını gördüm.

İşte geliyor özel harekat

Bir daha uyumadan önce tiktok izlersem ne olayım. Bilinç altıma bak amına koyayım.

Önümde durup arabanın içinden eğilip kapımı açtı. Yiğidime bak kalkıp yürümeye eriniyor ama kapıyı açmayıda eksik etmiyor. Gülümseyerek açılan kapıdan geçip oturdum. Kafamı arkaya çevirip kızlara selam verdim.

"Selam gençler. Derya yine çok güzel gözüküyorsun." Derya'yı her gördüğümde onun güzelliğini dile getiriyordum çünkü çoğu zaman kendisini beğenmiyordu. Mete'de bu durumdan çok yakınıyordu bana. Yanakları hafiften allaşan kız alayla konuştu.

"Biliyorum şekerim, Derya Çelik olmak zor." söylediklerine gülerek önüme döndüm. Dikiz aynasından baktığımda Meriç'te onun kafasına vurmuştu. Soluma döndüğümde yine kemeri takılı olmayan Mete'yi gördüm.

"Kemerini takmamışsın."

"Az zaten yolumuz." Gözlerimi devirip üzerine eğildim kemeri takıp geri yerime geçtim.

Yine arkada olanları unutmuştum.

Kızmasın lütfen.

Kafamı cama doğru çevirdim fakat arabanın içindeki sessizlik rahatsız ettiği için kafamı hafif arkaya atıp, "O kemeri takmaya üşeniyor ben üşenmiyorum." dedim.

Aferin Doruk müthiş açıklama.

Kendime söverken kafamı tekrar cama çevirdim. Arkadan öne doğru minik kıkırtılar gelmişti ama yanımdaki adamın uyarı olduğuna emin olduğum öksürüğü onları susturmuştu. Sessizlik uzarken sonunda Derya bunu bozmuştu.

"Abi sabah sabah diktin bizi ya."

"Fena mı kızım işte, Doruk kahvaltıcıdan bahsedince dedim bizim kızları da götüreyim."

"Siz baş başa gitseydiniz kahvaltıcıya." Derya'nın sesindeki muzip tavırla kafamı Mete'ye çevirdim. Çenesi gerilmişti. Dikiz aynasından arkaya attığı bakışla Derya sus pus olmuştu. Kardeşiyle arası çok iyi olsa da sınırları vardı. Derya bazen o sınırlarda dolaşıyordu ama Mete'nin şu an ki gibi tek bir bakışı koşarak uzaklaşmasına yetiyordu.

Bir de böyle otoriter takılıyor ya gelde erime bu adama.

Salyanı sil.

Kafası bana doğru dönen çocukla gözlerimiz kesişti. Tek gözünü hayırdır anlamında kırpıp akan yola kontrol amaçlı kısacık baktı. Gülümseyip önüme döndüm.

Dalgalara Direndim • |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin