•6•

311 21 13
                                    

Medya: Can Ozan - Öyle Kolay Aşık Olmam

6 Temmuz Saat 23.35
Mete'den;

Arabayı evin önüne park edip, indim. Arka koltukta uyuyan kız kardeşimi kucağıma alıp, arabayı kilitledim. Ada ilkokul 1. sınıftı. Biz üç kardeştik ve en büyükleri bendim. Benden sonra Derya geliyordu. O ise üniversite 1. sınıftı. En küçüğümüz, en gözdemiz ise Ada'ydı. Kız kardeşlerim benim için çok başkaydı. Ada'yla bile küçük olmasına rağmen iş hakkında veyahut özel konular da derdimi anlatıp, karşılıklı çok fazla sohbet ederdim. Üçümüz bir takılmayı çok seviyordum. Tatile gittiğimiz zamanlarda Ada sanki 18 yaşında genç kız gibi tavırlar sergileyip bizi kendine bir kez daha hayran bırakırdı. Derya'm ise bambaşkaydı. O cidden en yakın arkadaşımdı. En çok onunla kavga ederdim ama onsuz da asla yapamazdım.

Aileme fazlasıyla bağlıydım. Aileden kastım anne baba ve çocuklar değildi. Dayımlar, amcam, halam, teyzelerim, kuzenlerim... Hatta eniştelerim ve yengelerim. Hepsi benim için çok değerlilerdi. Bu zaman da hala birbiriyle bu kadar bağlı kalıp görüşen aileye rastlamak zordu. Biz, annemin teyzeleriyle bile görüşürdük. O kadar bağlıydık yani. Bu yüzden bir şey yaparken sadece kendimi veya ebeveynlerimi düşünmüyordum. Özellikle, hatta bazı konularda, dedemi de düşünürdüm. Başını öne eğdirmek asla istemezdim. Bu huyum kendimden ödün vermeme sebep olmuştu ama dedemin veya ailemden birinin bana utançla veyahut kırgınlıkla bakmalarına dayanamazdım.

Girdiğim apartmanda en üst kata çıkıp, kapıya yavaşça vurdum. Annem kapıyı açıp kenara çekilerek bana yer açtı. Ada ve Derya'nın birlikte kaldıkları odaya ilerleyip küçüğümü yerine yatırdım. Ön cebimden telefonu çıkarıp saate baktım. 23.15'i gösteriyordu. Acaba uyumuş mudur?

Odama ilerleyip üstümü değiştirip yatağa uzandım. Telefonu birkaç kez elimde çevirdim. Uyuduysa da uyandığında cevaplar n'olcak. Whatsapp'a girip Aslan'ın attığı numaranın üzerine tıkladım. Ne diye kaydetsem ki.

Gülümseyerek klavye de parmaklarımı gezdirdim. Aslan'la konuşmadan çıkıp Doruk'un ekranına girdim. Yazıp yazıp sildiğim mesajlardan sonra sinirlenip, telefonun ekranını kilitledim. Saçlarımı karıştırıp, kafamın altındaki yastığı düzenledim. Neden bu kadar gerildiysem.

Eşeleme...

Tekrardan kilidini açıp, açık olan sohbette gözlerimi gezdirdim. Profil fotoğrafına tıkladım. Gördüğüm görüntü karşısında dudaklarımda benim kontrol edemediğim bir gülümseme oluşmuştu. Kumsaldaydı. Kamp sandalyesinde oturuyordu. Altında deniz şortu, üzerinde ise önleri açık salaş bir gömlek vardı. Piercingi burada daha çok belli oluyordu. Çocuğa cidden çok yakışmıştı. Sağ elini fotoğrafı çeken kişiye doğru uzatmıştı. Sol eliyle ise birasını tutuyordu ve kameraya kocaman gülümsemişti. Yanaklarında gülümsemekten oluşan kırışıklık vardı. Gözleri kısılmıştı. Dudakları gülümsediği için gerilmişti ve çok canlı duruyordu. Güzeldi dudakları. Dişleri ise inci gibiydi. Gülmek, Doruk'a baya yakışıyordu. Fotoğraftan bile o güzel enerjisi hissediliyordu. Fotoğraftan çıkıp sohbet ekranına geri döndüm. Bu sefer mesajı bekletmeden yazıp gönderdim.

Mete: selamın aleyküm Doruk.
Mete ben.
Aslan'dan aldım numaranı.
girdiğim iddiayı sayende kazandım. bu yüzden bir şey iste benden demiştim ama muhabbet arası kaynadı o konu.
yani kısaca dile benden ne dilersen. (23.23)

Sohbetten ve Whatsapp'tan çıkıp telefonu karnımın üzerine bıraktım. Sessizlik rahatsız etmişti bu yüzden müzik listemden Can Ozan'ın Öyle Kolay Aşık Olmam parçasını açtım. Müzik dinleyip şarkı söylemeyi seviyordum. Sesim kötüydü ama umrumda değildi. Özellikle arabada giderken söylemek... Ucuz yollu terapi gibi bir şeydi benim için. Şarkılar birbiri ardına çalarken kaç dakika geçti anlamamıştım. Şarkıyı kapatıp Whatsapp'a tekrardan girdiğim de Leo Doruk Yazıyor... görmemle kalbimin ritmi bozulmaya başlamıştı. Bunu görmezden gelmeye çalışarak attığı mesajı açtım.

Dalgalara Direndim • |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin