•13•

236 15 13
                                    

Medya: Yaşlı Amca - Anla Hain
Halil Sezai - İsyan

20 Eylül 2021
Mete'den;

Mahallenin kahvesinde rahatsız taburelerden birinde oturuyordum. Dayıların ağzında bir sigarı dalı, bir kısmı okey oynuyorken diğer kısmı kart oynuyordu. Hepsi bir uğraş içindeydi. Zaten gürültülü olan mekanda en gürültülü ve kalabalık olan grubun içindeydim. Bizim ekip 6 kişiydi. Yakup ve Hasan kuzenlerimdi zaten. Müco'muz vardı. Mücahit'ti ama Müco derdik. Dedelerimiz bile arkadaştı, hemen hemen hepsi gençken aynı zamanlarda bu mahalleye göçmüştü. Sinan ile de liseden beri birdik. Aralarında her şeyimi bilen tek kişiydi. Enes vardı birde. O da uzaktan bir yerden akrabaydı.

Sinan dışında beşimizin babası da bu mahallede büyümüştü. Dedelerimiz evliliklerinin ilk yıllarında mahalleye gelip her biri kendine bir apartman dikmişti. O yüzden aramızda ya birkaç bina ya da birkaç sokak vardı. Sinan'la lisede aynı sıraya oturup hiç ayrılmamıştık. Tesadüf eseri, evleri imara verildiğinde, bizim mahalleye taşınmışlardı.

Yakup ile Hasan ortak, karşılarında Müco ve Sinan vardı. 101 atıyordular. Keyfim yoktu bu yüzden yancı olmuştum. Gerçi pek yancı olduğum söylenemezdi. Yeşil örtüyü izliyordum sadece. Tabure sürtülme sesi ile yeşil örtüyü izlemeyi kesip kafamı kaldırdım. Bana doğru gelen Enes'e baktım. Yanımda durup hafif bedenini bana eğdi.

"Kardo ne diyeceğim sana?" dediğinde dikkatimi ona verip gözlerine odaklandım. Konuşmaya devam etmesi için kafamı salladım. "Ben buraya gelmeden önce bir Fuat abimin yanına uğrayayım dedim."

Duyduğum şeyle korkuyla kalbim hızlanmıştı. Fuat abinin bunu insanlara söyleyeceğini zannetmiyordum. Çünkü onun için ayıp bir şeydi. Yanında dolaştırdığı adamın ayıbını örtmeye çalışırdı ama yine de kalbimin korkuyla çarpmasını engelleyememiştim. Zorlukla suratımı sabit tutup Enes'i dinlemeye devam ettim.

"İşte halini hatırını sormak için falan. O da bana sorunca senle buluşacağımı söyledim. Küfür etti la. Yani normalde de ediyor ama bu baya halı sahaya gelen Ahmet itine ettiği türdendi." Tedirginlikle yüzüme baktı. Ahmet, Simge yengeye göz koyup rızası olmadan kaçırmaya çalışan orospu çocuğunun tekiydi. Duyduğum şeyle öfkeleneceğimi düşünüp elini bacağıma koydu sanki her an sinirle kalkacaktım ama o bu hareketi yaptığı için beni tutacaktı. Duyduklarımla biraz olsun içime su serpilmişti. Gerçi yediğim küfür ile kalbimin sancısı yine artmıştı ama en azından Enes'in durumdan haberi yoktu.

"O mu vurmuştu sana? Ne geçti aranızda oğlum. Fuat abi bağırır, söver, gece vakti kavga ettiysek ya da birbirimize düştüysek bir tokat atar ama senin suratına olan şey yumruk esereydi. Niye yapsın Fuat abi bunu?"

Yalan söylemek istemiyordum ama gerçeği nasıl söyleyeceğimi de bilmiyordum. Aslında gerçeği söyleyebileceğime bile inancım yoktu. Bir şeyler gevelemek için ağzımı açtığım an cebimde titreyen telefona binlerce kez şükrettim. Derin bi nefes verip ayağa kalktım. Cebimden telefonu çıkarıp, "Enes'im telefona bakmam lazım." diyerek kahvenin çıkışına gittim. Ekrana baktığımda gördüğüm Leo Doruk Arıyor... yazısı ile gülümsedim. Aramayı yanıtlayıp hızla kulağıma götürdüm.

"Sen. Benim. Kurtarıcımsın."

"Naptım ki?" Sesi hayret doluydu.

"Rahatsız olduğum bir ortamdan kurtardın yavrum."

"Aferin o zaman bana." dediğinde sesli bir şekilde güldüm.

"Aferin o zaman sana."

"Sesin güzel geliyor. Özlemişim neşeni." Sağ elimle utandığım için ensemi ovmuştum. Aynı zaman da karşımdaki çocuğa karşı mahçup da hissediyordum. O gece onu hem telaşlandırmıştım hem de rahatsız etmiştim. Bunların üstüne halimi sormasına bile müsaade etmemiştim. O tüm bunlara rağmen hala beni düşünüyordu. Kırılmadan, gücenmeden...

Dalgalara Direndim • |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin