•2•

536 38 4
                                    

Medya; Yaşlı Amca - Götürün Beni

17 Haziran 2021 -Öğleden Sonra-
Mete'den;

Rahatsız edici otomatik kapının sesiyle yüzümü buruşturup apartmandan içeri girdim. Gece boyu AVM de stant kurma işinde çalışmıştım. Günübirlik bir işti arada canım sıkıldıkça gidiyordum ya da fizyoterapi yoksa. Geçen hafta aldığım arabanın çamurluğundaki sıkıntıyı düşünürken ağır ağır merdivenden çıkıyordum. Bizim sanayideki Yaşar Usta'yla birlikte piyasanın altında bir miktarla tamir ederdik. Sonra da üzerine üç beş bin daha koyup satardım. Arabalara fazla merakım olduğu için fizyoterapi dışında kendi çapımda alım satım yapıyordum. Zaten devlete atanamamıştım gerçi 70 kişi arasında atanmış olsaydım seçilmiş kişi ya da torpilli falan olmam gerekirdi. Neyseki hedefim spor kulübüydü. Onun içinde bu araba alım satımıyla para biriktiriyordum. Yurt dışında alacağım sertifikalar beni adım adım Fenerbahçe Spor Kulübüne taşırdı.

Oflayarak kafamdan bir an olsun atamadığım düşünceleri uzaklaştırmaya çalıştım. Ağır ağır merdivenden çıkarken bu seferde buraya geliş sebebim, çalıştığım hastanedeki lavuk aklıma düşmüştü. İddiaya girmiştik bunun için Aslan'lara gelmiştim. Benim bilgisayar artık oyun falan kaldırmıyordu çünkü. Elinde patates ile kapıda beni bekleyen Aslan'ı gördüğümde son basamağıda çıkıp sırıtarak ona doğru ilerledim. "Yavrum yolumu gözlediğini bilsem acele ederdim." ayakkabılarımı çıkarıp Aslan'la tokalaşıp tuvalete doğru geçtim.

"Kahvaltı hazırlıyordum yersin değil mi?" elimdeki kapüşonluyu portmantoya asıp konuşmaya başladım "Yok, atıştırdım bir şeyler zaten dehşet uykum var. Maça kadar uyusam yeter bana" aklına bir şey gelmiş gibi kaşlarını havalandırıp söze girmişti "Ha Mete arkadaşım benden daha iyi oynuyor sen sinirli sinirli anlatınca ben de onu çağırdım."

Sağ kolumda hiçbir zaman çıkarmadığım sarı, lacivert ve beyaz Feneriumdan aldığım bilekliği oynatıp "Tamam yavrum fark etmez bana puştun eline vereyim de kiminle takım olduğumun önemi yok" diyerek konuştum.

Anladım anlamında kafasını sallayıp "İstediğin yerde yat o zaman yavrum takıl kafana göre" diyen Aslan'a kafamı tamam anlamında sallayıp lavaboya girip işlerimi halletmiştim. Ardından salona geçip kapının sağ tarafındaki koltuğa atmıştım kendimi. Bedenimdeki yorgunluğu o an fark etmiştim. Zaten gözlerimi yumduktan iki üç dakika sonra uykuya dalmıştım.

.

Kendi mırıldanmalarıma uyanmıştım. Gözlerimi açtığımda karşı koltukta oturmuş bana bakan çocuğu gördüm. Doğrulup ayaklarımı koltuktan sarkıtıp kendime gelmek için yüzümü avuçladım ellerimi iki yana indirip esnemiştim. Kendime gelmem için bu da yetmemişti kollarımı iki yana açıp gerdirmiştim. Bir andan da sanki oda da ondan başkası yokmuş gibi telefonla takılan çocuğu inceliyordum. Sanki bilerek telefona bakıyordu. Kafasını kaldırıp benden tarafa bakması yanlış bir şeymiş gibiydi. Üzerinde beyaz bir gömlek verdi. Galiba göğüs piercingi vardı. Belli değildi ama tipine baya uymuş gibiydi. Saçlarına ne sürüyordu bilmiyorum ama yumuşacık duruyordu. Daha fazla sessiz kalmak rahatsız etmişti ya da onu süzmek bilmiyorum o yüzden karşımdaki çocuğa "Şşt!" diye seslendim.

"Efe-" öksürüp tekrardan konuşmaya başladı. "Efendim." Telaş yapmıştı sanki. Göz kırptım, hayırdır anlamında kafamı sallayıp "Aslan'ın akşamki maç için çağırdığı arkadaşı sen misin?" diye sordum. Öksürür gibi boğazını temizleyip "Aynen benim o." demişti. Galiba çocuğu gıcık tutmuştu. Zaten kendim içinde su almaya gidecektim bu yüzden ayağa kalkarken konuşmuştum "Gıcık mı tuttu? Su getireyim istersen."

Dediğim şeyi anlamıyormuş gibi kaşlarını çatmıştı. 20'li yaşlarda kazık kadar adamdı ama suratı bu halde aşırı sevimli gözüküyordu bu görüntü karşısında gülümseyip "Öksürdün ya hani o yüzden sordum su ister misin diye" diyerek konuşmuştum. Kaşları havalanmıştı. Bu hareketi ile dediklerimi anladığını belli etmişti. Konuşmadan sadece mimikleriyle bile iletişime geçebilirdi bu çocuk. "Haaa. Yok, hayır iyiyim sağ ol." duyduğum sözlerle kafamı tamam anlamında sallayıp saçlarımı karıştırarak yüzümde sebebini bilmediğim bir gülümse ile mutfağa geçmiştim.

Geceden beri iddia yüzünden üzerimde olan o huzursuzluğu hissetmiyordum artık hatta bunun farkında bile değildim. Gerçi bunun sebebi; Aslan da iyi oyuncuydu ve kendisinden daha iyi oyuncu olduğunu söylediği arkadaşını çağırmasıydı. Demek ki  içten içe alacağımıza inanmıştım. Evet, evet çocuk iyi oyuncuydu işte... O yüzden yoktu bu huzursuzluk.

Umarım batırmıyorumdur ve saçmalamıyorumdur. Ama eğer hayalimdeki gibi yazarsam çok güzel şeyler olacak ve ben o bölümler için sabırsızlanıyorum.

1.2.22

Dalgalara Direndim • |BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin