İŞ BAŞVURUSU
Genç kadın aynanın karşısında kendisine bakıyordu. Üzerinde dizlerinde biten askılı siyah kalem elbisesi, kırmızı stilettoları ve elbisenin üzerine giydiği aynı kırmızı tonda tek düğmeli ceketi ile oldukça şık bir görünüme sahipti. Saçları doğal açık kestane rengi ve aynı renk gözleriyle oldukça güzel bir kadındı. Çok uzun olmayan boyu dolgun ve kıvrımlı bedeniyle yanından geçtiği herkesin ister kadın ister erkek olsun dönüp dönüp bakacağı bir güzellikti. Yüzünde şeytani bir sırıtma oluştu! Peri görüntüsüne uymayan bu gülüşle daha çok cadıyı andırıyordu ama olsun. Bugün gideceği hukuk ofisinde kim ne kadar dirayetliymiş görmek isterdi!
Yüzüne ciddi bir ifade konduran genç kadın aynada ki aksine "Evet Melek Aydan. Bomba gibisin ve tüm güzelliğin ve zekân ile bu iş görüşmesine hazırsın! Göster kendini bebeğim." Diyerek aynaya bir öpücük atıp yatağının üzerinden siyah çantasını alarak evden çıktı. Ne yazık ki iş görüşmesine arabasıyla değil taksiyle gidecekti. Genç kadının yeni adresleri bulmak gibi bir sorunu vardı. Zaten diğer gidiş türü asla ve kat'i surette düşünülemezdi.
Durdurduğu taksiye binip gideceği adresi verdi. Trafik yol çalışmaları nedeniyle oldukça sıkışık bir güzergahtaydı. O yüzden de Melek evden erken çıkmıştı. Zira geç kalarak bu işi kaçırmak istemiyordu. Bu sefer başvuru yaptığı yer büyük bir hukuk firması idi. Öyle iki üç kişilik küçük bir yer de değildi. Üstelik oldukça da ünlüydü.
Nusret hocanın tavsiye ettiği bir yerdi. İlanı görünce Melek'i aramış ve "Sana göndereceğim ilana bir bak bu adamlar işinin ehli öyle küçük yerler gibi olmaz kaliteli bir hukuk bürosu" diyerek Melek'in zaten ya olursa diye başvuracağı yer şimdi onu görüşme için bekliyordu. Genç kadın artık tutunabileceği bir yer istiyordu. Artık 30 yaşına gelmiş yetişkin bir kadındı. Zaten ne zaman yetişkin olmamıştı ki?
Aklı yıllar öncesine gitti. Yetiştirme yurdunda geçirdiği günlere! Melek gerçekte bir peri olduğunu öğrendiği ilk zamanlara! 12 yaşına kadar normal bir çocuk olduğu, sürekli itilip kakıldığı o dönemlere. Peri olduğunu öğrendikten sonra da yaşadığı bazı olaylar sonrasında insanlarla iletişimi sekteye uğramıştı. Sonrası ise uyum sorunu ve 18 yaşına kadar süren gezgin bir hayat.
Ama bu onda peri kanatları ile uçma çalışmaları yapmasını daha da teşvik etti. Götürüldüğü her yurtta tenha yerler bulup kanatlarına alışmak için çalışmalar yaptı. Artık kanatlarını daha iyi kullanıyordu. İlk zamanlarda kanatlarını çırpmayı bir an bıraksa kendini yerde buluyordu. Ama şimdi en azından kanatlarını çırpmayı bıraktığı anda yere düşmüyor ve en az 5-10 dakika havada asılı kalabiliyordu. Tabi konsantrasyonunu bozmadığı sürece!
Melek farkında olmadan yüzünde garip bir gülümseme belirdi ve taksinin içinde küçük bir kıkırdama sesi duyuldu. Genç kadın geçmiş düşüncelerinden sıyrılmış ve diğer yeteneğini kullandığında basının bu yeteneğinden dolayı ona takacağı ismi hayal ederken gülmekten kendini alamamıştı. Sapık Peri! Sanırım yeni adı bu olurdu! Off Melek ne yapsın canım bu medyayı da bir türlü mutlu edememişti!
Genç kadın tekrardan iş görüşmesini düşündü ve neşesi ortadan kayboldu! Bu işi bir şekilde alması gerekiyordu. Başarılı bir avukattı ama mesele şuydu ki hukuk fakültesinden mezun olduğundan beri en uzun çalıştığı hukuk bürosu ile en fazla 1 yıl çalışabiliyordu. Yeteneksiz bir avukat mıydı, asla! Aksine girdiği hiçbir boşanma davasını kaybetmemişti. Geçimsiz biri miydi, adamına göre değişir! Melek'e sorsanız neden işten çıkmak zorunda kaldığını oda bilmiyordu! Tamam yalan, hepsini de gayet iyi biliyordu ama kabullenemiyordu!
Karısı avukat beyi kıskandı, çünkü güzel!
Çalıştığı meslektaşı ona sarkıntılık etti çünkü seksi!
Müvekkili ile kavga etti çünkü adam karısını boşayıp onu almak istedi!
Bir diğer hukuk ofisinde ise patronunun münasip yerlerine tekme attı!
Liste bu şekilde uzayıp gidiyordu. İşte genç kadını yaralayan bu uzayıp giden liste idi! Çünkü yetimhane döneminde hırçın ve kendini korumayı öğrenen bir kız olmuştu. 15 yaşından sonra vücudu gelişmeye başlamış yüzü güzelleşmişti ve buda pek çok kişinin dikkatini çekmeye başlamış ve genç kıza tacizler başlamıştı. Bundan dolayı lise dönemi dövüşmeyi öğrenmekle geçti.
Üniversite yılları ise hem kavga ve gürültü ile hem de kendini ve cinsel kimliğini tanımakla geçmişti. Erkeklerin özellikle bazılarının kız arkadaşları ile sadece cinselliği özgürce yaşamak için sevgili olduklarını sonrasında ise istediklerini elde edince de öylece terk etmelerine şahit olmuştu. Üstelik bir değil birçok kez, buda onu erkeklere karşı aşırı temkinli yapmıştı ama güzelliğinin verdiği handikaptan da kurtulamamıştı.
İşte böyle sevgili Murphy! Onun hayatı da bu şekilde devam edip gitmişti. Şimdi sen söyle tüm bu olanlarda onun ne suçu vardı? Genç kadın takside giderken bir yandan da bunları düşünüyordu.
Taksinin nihayet sıkışık trafikten kurtulup gideceği yere gelmesinin ardından taksici aracı durdurup "Buyurun efendim verdiğiniz adrese geldik" demesiyle kendine gelip taksi ücretini ödeyerek araçtan indi.
Karşısındaki siyah camlı yüksek binaya gözlerini dikerek baktı. Oy oyy ne kadar da lüks! İçinden "Kızım Melek bu işi alırsan yaşadın, aldığın maaş kadar da primin olur hadi gene iyisin. Aman deyim bu sefer göze batma da bir iki yıl çalış, belini doğrult yoksa vallahi aç kalacaksın" diyerek kendine yarı gaz yarı da ihtar vererek önündeki binaya girdi.
Asansörle 12. Kata çıkan genç kadın İNAN & SAĞLAM HUKUK BÜROSU yazılı tabelaya baktı. Siyah cam kapıyı iterek içeri girdi. Giriş fazla geniş olmayan orta büyüklükte, bekleme salonu şeklinde dizayn edilmiş bir alandı büyük camlardan cadde görünüyor içeriye giren ışıkta aydınlık bir hava yaratıyordu.
Camların karşısındaki duvarın önünde danışma masasına gidip "iyi günler adım Melek Aydan avukatım. Tahir beyle bir görüşmem vardı." diyerek kendini tanıtmış ve danışmadaki beyin geldiğini haber vermesini beklemişti. Ayrıca yan yan da bu danışma memuruna bakıyordu.
İlk kez bir firmada danışmadaki personelin erkek olduğunu görmüştü. Genelde; giyimine özen gösteren, ekip çalışmasına uyumlu, 30 yaşını aşmamış, diksiyonu düzgün, prezantabl, bayanlar tercih edilmiyor muydu? İçinden bu ayrıntıları hatırlamasıyla yüzünde engellenemez bir sırıtış belirmişti. Ahh adamlar olayı o kadar büyütmüştü ki yerleri ve tuvaletleri temizleyen bayanların bile böyle olmasını istiyorlardı! Kapital Dünya!
Son söylediklerini sesli mi söylemişti o! Dudaklarına hafifçe vurarak camın önünde durmaya devam etti. Nasılsa kendisine içeri girmesini söylerlerdi. Ama arkasından duyduğu "Haklısınız kapital dünya! Ancak ne yaparsak yapalım biz de bu düzenin bir parçasıyız ne yazık ki" sözleriyle genç kadın hem şok olmuş hem de utanmıştı. Hızla geriye döndü ve şirketin ortaklarından biri olan Tahir beyi karşısında buldu. Genç adam oldukça yakışıklıydı. Tam bir esmer güzeli dedikleri bu olsa gerekti. Allah sahibine bağışlasındı da oyy oy yine rezil olmuştu!
Tahir ise karşısında ki bu alımlı kadına gülen gözlerle bakıyordu. İçinden 'Sanırım buda içinden geçeni pat diye söyleyen cinsinden' diyerek tebessüm etti. Evde de vardı bunlardan bir tane hatta ikincisi de yetişiyordu. Aklına eşiyle kızı gelince genç adamın yüzünde yumuşak bir ifade oluştu "Merhaba Melek hanım, ben Tahir Sağlam bu ofisin Avukatlık Ortaklığının ortaklarından biriyim. İsterseniz görüşmeye geçelim." diyerek genç kadına eliyle işaret ederek odasına doğru giden yolu göstermiş ve kendisi de arkasından giderek ona eşlik etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜMÜŞ KANATLAR
Viễn tưởngMelek dışarıdan bakıldığında işten eve evden işe o mahkeme senin, bu dava benim, günü gelişine yaşayan bir avukattır. İş arkadaşlarının gözündeki Melek ise; Fettan, erkekleri baştan çıkartan, kavgacı gürültücü bir kadın. Ama birde tüm ülkede bilinen...