Affet- Düzenlendi

2.9K 530 18
                                    

Pencereden dışarı baktığımda güneş doğmaya başladı. Dün gece olanlardan sonra gözüme uyku girmedi. Kardeş dediğim kalleş, bütün yaptığı hataların bedelini bize ödetmek istiyordu. Nedeni ise çok basit. Onu konaktan kovdum.

Başım ağrımaya başladı. Üstümü bile değiştirmeden odadan dışarı çıktım. Baş ağrısı için çalışma odamdan ilaç alacaktım. Merdivenleri inerken annemin sesini işittim.

" Hayırdır oğul. Bu saatte nereye?"

Kafamı hafif yukarı kaldırıp ona baktım. Yüz ifadem artık nasılsa şaşkınlık ile bana baktı.

" Uyku tutmadı ana. İlaç alıp uyuyacağım. Sen, niye kalktın? "

Kaşlarını çattı.

" Sabah sabah gezintiye çıkayım dedim. Tövbe tövbe. Tabi namazda gözünüz yok. Bu saatte niye kalkılır. Bilmiyorsun. Git şu üstünü başını değiş. Uyu. Gözlerin kıpkırmızı olmuş."

Söylene  söylene odasına gitti.

Sabahın ilk vakitlerinde annemden azar işittiğime göre günlük azar dozumu almıştım. Bu kadarı yeterdi.

Odama girdim. Çekmeceden iki tane ağrı kesici alıp içtim. Masanın üstünde duran suyu kafama diktim. Oğlumun odasına çıkmak istiyordum. Fakat gözüm yemedi. Odamdan çıktım. Merdivenin başında anamı görünce bu kadın beni mi gözetliyor? Acaba diye içimden geçirdim.

Tam ağzını açıp konuşacağı sırada hızlı hızlı merdivenleri çıktım ve odama girdim.

Kesin arkamdan öfkeyle saydırıyordur.

Üstümü çıkardım. Kaslarımın rahatlaması için duşa girdim. Bedenimden akıp giden su, zihnimi temizliyordu. Fazla oyalanmadan vücudumu yıkayıp banyodan çıktım.

İç çamaşır ve pijamamı giydim. Saçlarımı havlu ile kurutup bedenimi yatağa attım. Çok uzun sürmeden uykuya dalmıştım.

Kolumun, dürtüklenmesiyle yüzümü buruşturdum.  Sağ tarafa döneceğim sırada kalçama inen baston darbesiyle yerimden sıçradım.

" Hasiktir" dediğimde  anam, bu sefer kafama vurmuştu.

" Ana, uyuyan insan böyle mi  uyandırılır? Sabah sabah beni çuval yerine mi koydun? Kaç yaşında adamım. Valla biri görse karizmam çizilir."

Kafamı anama çevirdiğim sırada başını olumsuz anlamda iki yana salladı.

" Millet rızkını kazanmak için şafak vaktinde sokakta olur. Bizimkisi camış gibi hala yatıyor. Bir de sabah sabah diyor.  Ne sabahı oğul. Akşam oldu. Saat 15:00 oldu."

Kaşalarım şaşkınlık ile havaya kalktı.

" Reşatı gönderdim. Torun uynadıramadı. Kızları gönderdim. Yine uyandıramadılar. En son kendi işimi kendim göreyim diyip ben geldim. Koskoca kadını ayağına getiriyorsun. " Diyip trip attı.

Surat ifadesine kahkaha atıp yataktan kalktım. Anamı, kollarımın arasına alıp alnından öptüm.

" Tamam sultanım. Özür dilerim. Sen yeterki sinirlenme. Bak uyandım."

Göğsüme koyduğu eliyle beni itmeye çalıştı. Hafif gülümsedim. Heybetli bedenimi bile oynatamadığı için ben geri çekildim.

" Elini yüzünü yıkamadan niye beni öpüyorsun. Üstünü başını değiş bari öğle yemeğine teşvir et." Diyip söylene söylene odamdan çıktı.

" Ya sabır. Sabah azar modum doldu demiştim. Yine erken konuşmuşum."

Banyoya girip rutin işlerimi hallettim. Dolaptan siyah bir gömlek, siyah bir kumaş pantolon çıkarıp üzerime giydim. Daha sonra aklıma gelen şeyle üstümü çıkardım. Tişört ve rahat bir pijama altı giyip odadan çıktım. Aşağı indiğimde annem, kaşlarını çattı.

ZALOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin