Karışımda kahkalarla gülen ikiliye ters ters baktım. Sinirlenmeye başlıyordum.
Az önce ağlamaklı olan kardeşim şimdi komik duruma düştüğümden dolayı gülüyordu.
Kadınları anlamak cidden zordu.
Hafza ile göz göze gelince yutkundu ve zorla kahkasını durdurdu. Esat'ın bakışları da bana döndü. Gülen yüzü solmaya başladığında sırıttım.
" Az önce dediğim sözlere gülüyordunuz. Ne oldu?"
Alayla sitem etmeme ses çıkaramadılar.
" Normalde ikinizi, ayağımın altına almam gerek. Ama ben iyi bir insanım. Kardeşimin intikamını almalıyım."
Esat tek kaşını kaldırdı.
" Nasıl olacak o abi"
Sırıttım.
" Soydan aşiretini bu akşam ziyaret edeceğiz!"
Yüzümün aldığı şekille Hafza'nın gözlerinden korku duygusu geçti.
Korkacak olan Soydanlar olmalıydı!
" Esat, adamlara söyle hazırlansınlar."
Başını salladı. Konağın dışına çıktı.
" Abi, bende geleyim."
Yalvaran ses tonuyla konuşan kardeşime gözlerimi çevirdim.
" Sen, bu işe karışma. Bizimle asla gelmeyeceksin."
" Ama a.." elimi kaldırdım.
Hemen sustu.
" Abinin sözünü dinle. Elini yüzünü yıka. Mutfağa git. Halise Sultan'a bir şey çaktırma."
Başını salladı. Gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. Yanımdan ayrıldığında sıkıntıyla iç çektim.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
Derin nefes alıp verdim. Ceketimi düzettim ve bende bulunduğum yerden ayrıldım.
Adımlarımı çalışma odama atarken bir ağlama sesi işittim. Hızla Suzan'ın odasının önüne geldim. Her ne kadar kapıyı açmak istesemde o bir genç kızdı. Üzeri müsait olmayabilirdi.
Kapıyı tıklattım.
" Gel abi" dediğinde içeriye adım attım. Bakışlarım direk kucağında, huzursuz kıpırtıları olan kızıma kaydı. Kollarımı açtım.
Benim geldiğimi anlamıştı. Az önce ağlama sesi yerine şuan huzurlu nefes sesleri eşlik ediyordu.
Bu haline gülümsedim. Gerçek babası olmasamda bana çok alışmıştı.
Tekrar Suzan'a, onu uzattığımda minicik eliyle ceketimi tuttu. Tekrar huzursuzlandı.
Başımı eğdim. Yanağına küçük öpücük kondurdum.
" Merak etme kızım. Baba tekrar gelecek."
Biraz homurtular çıkardı. Sonra gülümsedi.
Bende kızımdan ayrılmak istemiyordum. Ama cezasını kesmem gereken itler vardı.
"Suzan, sana emanet" diyip odadan çıktım.
Aslında akşam baskın yapacaktım. Fakat oğluma ve arkadaşına, sizi ata bindirmeye götüreceğim diye söz verdiğimden erken gelecektim.
Avluya geldiğimde istediğim 20 adamım tam karşımdaydı.
Yüzümde tehlikeli bir gülümseme oluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZALOĞLU
Teen FictionBir Sedat Zaloğlu hikayesi Not: Şiddet ve küfür içerir." Tüm hakları saklıdır. Kurgu farklıdır. Hikayenin çalınması ve aynı konuyla kitap yazılması halinde yasal işlem başlatılacaktır. "2019"