the strumbellas: Spirits (yaşıyorum)
DELİFİŞEK kaçak yayınını ilk defa piyasaya sürdüğünde evdeydim. Annem ve babam internet geçmişimi taratarak izlediğim pornolara ulaşmıştı ve böylece ders bitişinden sonra eve döndüğüm sırada ebeveynlerimi salondaki geniş koltukta ciddi bir tavırla otururken bulmuştum. Annemin açık kahve saçlarını toplayıp ardından tokayı çıkartarak tekrardan topladığını gördüğümde, sıçtın oğlum demiştim kendime. Ortalıkta ne zaman ciddi bir şeyler dönse annem sürekli saçlarıyla oynardı. Babam, annemin beni doğurmak üzere olduğu hastane odasında bile ellerini saçlarından çekemediğini anlatmıştı. Bu yüzden salonun ortasında annemi o halde görmek sabırla beklediğin film vizyona düşmüşken fakat henüz hiçbir seansa bilet alamamışken filmin nasıl bittiğini öğrenmemek için ağzını tutamayan birkaç tulum peynirinden ölümüne kaçmak kadar korkutucuydu. Annem ve babam beni sadece on dakikalık bir konuşmanın içine aldılar. İnternet geçmişimden izlediğim porno videolarının içeriklerine baktıklarını ve iki adamın nasıl seviştiklerini izlememin onları hiç de şaşırtmadığını hatta bunu beklediklerini falan söylediler. Benim homoseksüel biri olmamı beklediklerini söylemeleri ürkütücü bir detay, biliyorum. Beşinci sınıftayken ağzımdaki her lolipopu erkek kankilerime yedirmeye çalıştığım anda fark etmişler bunu. Kimseden utanmamam, korkmamam, yüreğim nasıl istiyorsa onun istediği şekilde yaşamam için cesaretlendirici bir konuşmadan sonra ailemin içine cin kaçtığını düşünerek odama ilerlemiştim. Ailemin içine cin kaçtığını düşünüyordum çünkü homoseksüel oluşumdan hiç utanmamış ya da korkmamıştım. İçimdeki Amerikalı Baekhyun, "Bro it's 2018," diye bağırmak istemişti ve ben de odama çekilerek Jongdae'nin gökten üç elma düşmüş misali beni arayışını, "Lan daha birkaç dakika önce yüzüme bakıyordun," diye yanıtlamıştım. O ise, "610.4," diye haykırmıştı.
Ne dediğini anlamam zaman almıştı ve Delifişek'in yaptığı yayına girdiğimde onu gülerken bulmuştum. Sesinin neden birini kaçırmış da kaçırdığı kişinin ailesiyle para muhabbeti yapıyormuş gibi çıktığını anlamam birkaç saniyemi aldı.
Kim olduğunu saklayabilmek için ses değiştirme cihazı kullandığını söyledikten sonra, "Kapıyı açık bırakanlar kulübü," dedi. "Bu saçma şeyi kaç kişinin dinlediğini bilmiyorum bile." Güldü. "Kimsenin dinlemediğine o kadar eminim ki."
Boğazının düğümlendiğini söyleyen baş karakterlerden olmak istemiyorum ama bunu söyleyiş şekli gerçekten de dilimi boğazımı falan işte her yerimi düğümledi. Gemici düğümü gibi bir şey atıldı üzerime.
"Buraya kapıyı açık bırakanlar kulübü diyorum çünkü doktorum bay onun bunun çocuğu, sürekli ofisinin kapısını açık bıraktığımı söylüyor."
Ufak bir gıcırtı duyuldu. Sanki bir şey arıyordu.
"Annem de kapıyı sık sık açık bıraktığımı söyler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kapıyı açık bırakanlar kulübü
Fanfiction"eve dönüyorsan, eve dönüş yolunu unuttuysan, çıkmaz sokaktaysan veya çıkmaz sokaklardan kurtulduysan, her neredeysen ve her nereye gidiyorsan"