mattiel: Count Your Blessings (evdeyiz)
SPARTA sınırları içerisinde birçok gece kulübünün olması pek şaşılacak bir durum değil. Halk eğlenceye düşkün, geceleri ortamlara akmaya alışkın. Buranın gençlerden çok yaşlıların eğlendiği bir bölge olması da çok şaşılacak bir durum değil. Bir efsaneye göre Bonnie & Clyde ikilisi de zamanında burada yaşamış, ardından maceralara atılmak adına şehri terk etmiş, akıllanmak nedir bilmez belalı bir çiftmiş. Kökleri spartaya dayanıyormuş. Ben de bizim yaşlıların yalancısıyım, bu yüzden bu efsanenin ne kadarı doğrudur bilmem. Garavel Usta yaşlılara kalsa kütüklerine bütün elalemi alacaklarını söylüyor, haksız da sayılmaz. İşte bir gece, Garavel Usta ile Komutan Logar'ın arasının düzeldiği gecelerden birinde, şehirden biraz daha uzakta olan bir gece kulübündeydik. İsmi NOSCE TE IPSUM olan gece kulübünde hiçbir farklılık yoktu. Buraya SPARTA denilmeye başlandığından beri bütün lokantalar, sinemalar, kulüpler, minik dükkânlar hep sparta içerikli isimlerle dolanmaya başladığı için bu gece kulübünü ilk gördüğümüzde öyle ıslık falan çalmadık ancak içerisi dışı kadar sade değil, adeta bir pavyon ortamından çıkıp gelmiş misali rengârenkti.
Çok iyi hatırlıyorum, o gece bilardo oynamıştık. Öyle pek fiyakalı sayılmasa da bir iki numaram var, ben de o gece bilardo masasında o bir iki numaramı gösteriyordum ve Chanyeol de oradaydı. Buraya taşınalı en fazla bir hafta olmuştu. Aramızda sağlam bir gerginlik vardı. Bu gerginliğin inanılmaz bir gerilim hattına dönüşeceğini çok sonraları öğrenecektim.
Birkaç arkadaşıyla beraber dart tahtasının önündeydi; benden tarafa bakmıyordu. Beni fark etmemişti ve hayır, fark etmesi için kıvranmıyordum. Bizimkiler kendi aralarında dikkat kesilemediğim bir muhabbet döndürüyordu. Ben ise başka hiçbir işim yokmuş gibi bilardo masasına yaslanmış bir halde onu izliyordum. Siyah saçları alnını kapatmış, kaşlarına doğru inmişti ve Şubat ayının verdiği soğuklukla üzerindeki hardal sarısı, boğazlı kazağını kapatan kot ceketini içeri girdiğinden beri çıkarmamıştı. Altında hemen üstündeki kot ceketle uyum sağlayacak tonlarda, kot bir pantolon vardı. Gamzesi olduğunu güldüğünde fark etmiştim. Arkadaş ortamından birkaç kişinin yüzünü buruşturarak, keyifsiz bir tonda konuştuğunu duydum. Hâlâ dart tahtasının önündeydiler, oyunu kaybeden kişi için biçilen cezanın ne olduğunu net bir şekilde duymamış, ortamı kaplayan şarkıyla gürültünün içinde kaybolmuştum.
Arctic Monkeys'in Do I Wanna Know şarkısı çalmaya başladığı anda daha fazla bizimkilerden kopmamak için oyuna geri dönmüştüm, çok değil, Chanyeol'ün yüksek sesle ortamı inletecek bir şekilde attığı kahkahasıyla bütün dikkatim yerle bir olmuştu. Oynadıkları oyun bitmişti, arkadaş grubundan bir oğlan orta parmağını onu itekleyen kıza doğru kaldırmıştı. Kız, oğlanı Chanyeol'e doğru itekliyordu ve ben neler olacağını kestirebilecek kadar dahiydim. Gözlerimi o taraftan hiç ayırmadım. Chanyeol, ona doğru yaklaşan oğlanın ensesini tutarak kendine doğru çektiğinde hâlâ gülüyordu. Ondan biraz daha kısa olan oğlanın da yüzünde bin tane kelebek falan uçuşuyordu. Ortamı kızıştırmak, onların etrafını saran arkadaş grubunu biraz daha delirtmek için beklemediler; birbirlerini aynı anda, aynı istek ve hızla öpmeye başladıklarında ortamdaki şarkının sesi daha da yükseldi. Neredeyse kulak patlatacak bir düzeyde çalmaya başlayan şarkı sinirimi bozmuştu. Chanyeol, gözlerini kapatmış, istekle arkadaşı olduğunu düşündüğüm oğlanı öperken de sinirim bozulmuştu. Bakışlarımı bilardo masasına çevirdim. Bir kere daha bakmak için olduğum yerde kıvranıyordum. Bahse varım, sert öpüyordu. Muhtemelen dişlemeyi de seviyordu; oğlanın ensesini tutuşuna bakarsak, evet, kesinlikle sert seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kapıyı açık bırakanlar kulübü
Fanfic"eve dönüyorsan, eve dönüş yolunu unuttuysan, çıkmaz sokaktaysan veya çıkmaz sokaklardan kurtulduysan, her neredeysen ve her nereye gidiyorsan"