biz yakarsak söndüremezler

4.4K 355 757
                                    

michael kiwanuka: Love & Hate

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


michael kiwanuka: Love & Hate

Devrim satın alınamaz.

Altın koltuklarında oturanlar, ellerinde avuçlarında parayı tutanlar karanlığı örtebilir, kaçabilir ve adalet onları yakalamak için kılını bile kıpırdatmayabilir. Adaletin gözlerine perde çekebilir insanlar, üç maymun rolünü de oynayabilirler. Arkalarında nasıl bir çamur bıraktıklarını görmezden gelebilirler ama biz buradayız.

Devrim satın alınamaz. Sokağa çıkan kadınların öfkesini, acısını hiçbir şey satın alamaz. Kendi yarasına tuz basmak zorunda kalmanın ne anlama geldiğini bilmeyen kimse anlayamaz bunu. İki sene önce tacize uğrayan Bayan Thalassa'nın on yedi, şimdilerde on dokuz yaşında olan kızına bu cehennemi yaşatan adam hangi cesaretle buraya geri dönmüştü, bilmiyordum. Delifişek o adamın bu şehre geri döndüğünü nasıl öğrenmişti, onu da bilmiyorum. Tek bildiğim o gün, camın ardında, dışarıdaki kalabalığı izlerken yükselen siren sesleriyle boktan bir düğümün içine düştüğümdü.

Delifişek kendini ifşa etti sözü hala kulaklarımda yankılanıyordu ve yalan yok, hakikaten altıma işeyeceğimi sanmıştım. Delifişek gündüz vakti yayın yapmış, abi o da yetmemiş bütün radyo kanallarını eline alarak herkese, bu şehirdeki herkese sesini duyurabilmişti. Çamurunu parasıyla kapatmaya çalışan herifin tam olarak nerede olduğunu söylemiş ve tamamen kadınlardan oluşan bir devrime ön ayak olmuştu. Aha sıçtık diyorsunuz siz de, değil mi? Çünkü ben tam olarak öyle söylemiştim. Bitti. Buraya kadar. Kaçak yayında bizlerle konuşan arada bir kendini çekeceğinden bahseden, kim olduğunu bile bilmediğimiz birinin sonu geldi diye düşünmüştüm. Ama öyle olmadı.

Olayın üzerinden iki gün geçti ve Delifişek'e dair hiçbir haber çıkmadı. Tacizi işlediği yere, buraya, iki sene sonra geri dönen onun bunun çocuğunu polisler kurtardı, yaralı bir halde. Başka da bir haber almadım. Ortalık can sıkıcı bir ayarda sessizdi. Haziran hepimizin ağzında acı bir kavun tadı bırakarak son yapraklarını dökerken ve ben de burada neyin edebiyatını kastığımı bilmezken, salonda Gucci ile beraber televizyon izleyen Junmyeon'a bakıyordum.

"Kızıma şöyle bakma," dedi Junmyeon, çatalına batırdığı kavun dilimini Gucci'ye uzattı.

Bacaklarını üst üste atarak Gucci ile beraber B99 izliyordu ve dünden beri kesintisiz bir şekilde Jake Peralta olduğunu iddia ettiği için kafayı sıyırmamak adına he he deyip kafa sallıyordum. Başka türlü yakamı bırakacağı yoktu ve gecesini gündüzünü neden benim evde geçirdiğini artık cümle alem biliyordu. Bizimkiler oyun yazmak için ayırdıkları tatillerinden hala dönmemişlerdi, merak etmeyin yarın dönüyorlardı ve tekrardan cinsel muhabbetlere maruz kalacağım için kendimi bir hafta öncesinden bu savaşa hazırlamıştım.

"Evin içine sıçtınız," dedim bomboş bir yüzle. "Üstelik uyurken odanın kapısını da kapatmıyorsun, seninki bu sabah götümü boynuzluyordu."

kapıyı açık bırakanlar kulübüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin