Sadece ikimizle ilgili.

298 22 4
                                    

Hava soğuktu. Kar taneleri yavaş yavaş süzülüyordu. Ben de yüzümü gökyüzüne çevirmiş, gözlerimi kapatmış bir şekilde duruyordum. En sevdiğim anlardan biriydi şu an.

Soğuk havaları severdim. Bu yüzden en sevdiğim mevsimler sonbahar ve kıştı. Her iki mevsimde benim için çok farklıydı.

Siz hiç sonbaharda etrafınıza dikkatli bir şekilde baktınız mı?

Ben her zaman bakardım.

Ağaçların kahverengi yapraklarını nasıl döktüğüne, yaprakların havada süzülerek nasıl yere ulaştığına her zaman bakardım ve ne zaman bu manzarayı izlesem içimi bir hüzün kaplardı. Yaprakların ağacı terk edişi beni üzerdi. Sonra aklıma ağaçların yeniden yeşillendiği anlar gelirdi. Çok hüzünlü bir hikaye gibiydi.

Peki kış? Ah kış mevsimi...

Karın yağması, etrafın beyazlaşması...

Üstelik sadece yer değil gökyüzü de bembeyaz olurdu. Işte tam bu an bana garip bir şekilde huzur verirdi. Sanki dünya bir süre de olsa masumlaşıyormuş gibi hissederdim. Bu yüzden kış mevsiminde gökyüzünü izlemeyi çok severdim. Eğer izlemezsem hayatımda çok büyük bir şey kaçırıyormuş gibi hissederdim. Her zaman da son kez görüyormuş gibi bakardım. Çok değerli bir an olurdu.

İşte tam bu anlar da gerçekten çok önemli bir şey yapıyormuş gibi hissederdim.

Tam da şimdi gözlerimi açıp gökyüzünü izlerken, ilk defa bunu tek başıma yapmak istemedim.

Jungkook da olsun istedim.

Şimdi ve burada.

Sanki o da olursa yanımda ve birlikte yaparsak bunu, o an her şey daha anlamlı olacak gibi hissettim.

Sanki Jungkook, her şeyi daha anlamlı yapıyormuş gibi.

Hayatıma anlam katıyormuş gibi.

Bu yüzden hemen şimdi Jungkook'un sınıfına doğru gittim, acelem vardı sanki.

Sınıfın tam önünde arkadaşıyla konuşuyorken gördüm ve bir an da ellerinden tutup çekiştirmeye başladım. Çok şaşırdığını, ne yaptığımı anlamaya çalıştığını çok iyi biliyordum.

Artık Jungkook'u daha iyi tanımaya başlıyordum.

Onu hızlıca dışarıya çıkartıp az önce durduğum yere götürdüm.

"Hyung?.."

"Sadece benimle gökyüzünü izle."

Tam yanımdaydı.

Şimdi ve burada.

Ona biraz daha yaklaştım. Kolum koluna değiyordu.

Dediğimi yapıp gökyüzüne bakmaya başlamıştı.

Gülümsedim.

Ben de yeniden gökyüzüne bakmaya başladım ama aniden bir şeyi fark ettim ve bu beni dehşete düşürdü.

Jungkook...

Jeon Jungkook, gökyüzünden bile güzel görünüyordu.

Gözlerimi kırpıştırmaya başladım.

Tam şu an gökyüzüne değil, ona bakmak istiyordum.

Sadece Jungkook'a.

Göz ucuyla ona baktım. Karlar süzülmeye devam ediyordu ve kar taneleri siyah saçlarına konuyordu.

Bu çok güzel bir manzaraydı.

Çok ama çok güzel.

Gözlerimi almak istemedim ondan ama zorla da olsa gökyüzüne çevirdim gözlerimi.

"Çok güzel görünüyor." Diye fısıldadı.

Bence de öyle.

Çok güzel görünüyorsun.

"Evet, öyle. Çok güzel."

--

Fark ettiğim ve beni dehşete düşüren şeyi düşünmeden duramıyordum. Bu çok normaldi öyle değil mi?

Zaten Jungkook'un güzel olduğu biliyordum. Bu yeni değildi. Sadece gökyüzü bile güzelliğinin yanında sönük kalmıştı o kadar.

Kesinlikle normaldi.

Sadece... Sadece sanki artık bu anlarda bakmak isteyeceğim şey değişmişti. Artık Jungkook'a bakmak istiyordum. Kar yağarken ve her şey bembeyazken, siyah saçlı, gözlerinde yıldızları taşıyan bir çocuğa bakmak istiyordum.

Gayet normaldi.

Bunları düşünürken teneffüs zili çaldı. Sesler arttı, çocuklar dışarı çıkmaya başladı.

Jungkook da bana geldi.

Elinde kahveyle.

Kesinlikle beni nasıl mutlu edeceğini biliyordu.

"Hyung, sana kahve getirdim."

Gülümsedim.

Ne kadar çok gülümsemeye başlamıştım. Kendime çok şaşırıyordum.

Hepsi bu çocuğun hayatıma birden girmesiyle olmuştu.

"Teşekkür ederim, Jungkook." Dedim. Bunu derken ikimizde peteğin başına geçmiştik. Ellerimiz peteğin üzerindeydi.

"Hyung, biliyor musun? Ben yaz mevsimini çok severim. Ah sanırım bundan bahsetmiştim değil mi?"

Evet, bahsetmişti.

"Evet, söylemiştin. Soğuk havalardan pek hoşlanmıyorsun."

"Evet hyung. Ama.. Ama ilk kez bugün... Sen beni tutup dışarı çıkardığında ve gökyüzünü izlemeye başladığımızda... Her şey çok güzel geldi."

Son cümlesini söylerken bana dönmüştü. Gözlerimin içine bakmaya başladı.

"O an ben büyülenmiş gibi hissettim. Sonra düşündüm, sen eğer bana gökyüzüne bakmamı söylemeseydin yine ben böyle olur muydum? Ya da sen değil de bir başkası gösterseydi bana, aynı şey olur muydu?"

Meraklanmaya başladım.

"Olmaz mıydı?"

"Olmazdı hyung."

Birbirimize bakmaya devam ediyorduk. Ne demek istiyordu?

"O an... Bu sadece ikimizle ilgili gibiydi."

Zil çaldı.

"Ben gideyim," Dedi.

"Görüşürüz hyung."

Ne demek istediğini anlayamadım.

Beni karmakarışık düşüncelerle bıraktı ve sınıfına gitti.

Bu sadece ikimizle mi ilgiliydi?

With You | YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin