Bu sefer farklı.

172 14 0
                                    

Eve geldiğimde Jungkook'un şapkasını hiç çıkarmak istemedim. Neden bilmiyordum ama iyi hissettiriyordu bana. Gerçi onun yanında da ayrılmak istememiştim.

"Şapkanı yeni aldın sanırım."

Annemin sesiyle ona döndüm. Mutfakta sofrayı hazırlıyordu. Ben de acıkmıştım zaten.

"Hayır, benim değil."

"Hmm, anladım. Hadi ellerini yıkayıp sofraya gel."

"Tamam."

Annem bugün neşeli duruyordu. Benim de keyfim yerindeydi. Ellerimi yıkayıp annemin yanına gittim, masaya oturdum. Ama şapkamı çıkarmamıştım.

"Şapkanı çıkarmayacak mısın? Çok sevdin sanırım."

"Üşüdüm sadece..."

Yani üşümüş olamaz mıydım? Sıcak tutuyordu şapkası ne yapabilirdim? Kesinlikle Jungkook'un olduğu için takmıyordum...

"Hmm, anladım. Peki kim verdi?"

Annem bugün beni neden darlıyordu acaba? Zaten sorgulanıyormuş gibi hissetmeyi sevmezdim ve şu an sorguda gibi hissediyordum.

"Arkadaşımın anne."

Sevdiğim bir arkadaşımın.

"Anladım."

Bu sefer ben ona sormak istedim.

"Bugün ayrı bir keyiflisin, bir sebebi var mı?"

"Evet Yoongi. Baban bugün bana çiçek almış. Çok güzeller bir görsen."

İnanamıyordum ama bir yandan da içimi çok tuhaf bir hüzün kapladı. Annemin bu sevinci beni üzmüştü ama sevindiği için üzülmemiştim. Sevindiği şeyin aslında babam için bir önemi olmayışına üzülmüştüm. Onun için asla değerli olmayışına.

"Hmm, anladım."

Başka bir şey desem üzülecekti. Ne gereksiz bir umut vermek istedim ne de onu üzmek. Ama keşke babam annemi hak ediyor olsaydı diye de düşünmeden edemedim. Ne beni ne de annemi hak ediyordu o adam.

"Ellerine sağlık, güzel olmuş."

Durgunlaştım bir anda.

"Afiyet olsun kuzucum."

Hızlıca yemeğimi yedikten sonra kendime kahve hazırladım, keyfimi yerine getirebilecek bir şey varsa o da kahvem olurdu. Bir de Jungkook.

Sonra odama gittim. Jungkook'a mesaj atmak ve onunla konuşmak istiyordum.

Ama birden aklıma ondan ayrılalı henüz birkaç saat olduğu geldi. Hayatı benden ibaret değildi sonuçta. Hem ders çalışıyordu belki ya da meşgul de olabilirdi. Ona mesaj atarsam rahatsız edebileceğimi düşündüm. En iyisi ondan mesaj beklemekti bu yüzden mesaj atmaktan vazgeçtim.

Pekala. Ders çalışmaya karar verdim, hem Jungkook'a belki dersleri konusunda yardım da edebilirdim. Takıldığı bir yer olursa bana sorabilirdi. En azından sözel ve matematik derslerinde ona yardımcı olabilirdim. Evet kesinlikle en iyisi ders çalışmaktı. Gerçi o benden daha iyi biliyordur konuları diye de düşünmeden edemedim.

Kahvemi içerken kitaplarımı çıkardım. Uyuma saatimize kadar hem vakit de hızlı geçerdi. Ben de Jungkook'la konuşabilirdim. Acaba yemek yemiş miydi? Yemiştir, bana söz vermişti sonuçta.

Bu kadar Jungkook'u düşünmek yeter dedim kendime, son zamanlarda o kadar çok düşünüyordum ki onu... Masanın başına geçtim ve derse başladım.

--

Saat on bir olacaktı neredeyse. Birazdan Jungkook mesaj atardı. Ben de o sıra uyumak için üzerimi değiştim. Elime telefonu aldım, mesaj beklerken neden bu sefer ben mesaj atmıyorum ki diye düşündüm.

"Kookie, saat on bir oldu."

Mesajı attıktan sonra yatağa girdim. Yorganımı üzerime çektim. Jungkook'un şapkasını da çıkarıp masaya bırakmıştım.

"Evet hyung, uykun geldi değil mi?"

Gülümsemeden edemedim.

"Evet geldi, ya senin?"

"Geldi hyung."

"Heyecanlıyım biraz."

Üst üste attığı mesajlarına baktım. Uyuyacağımız için mi heyecanlıydı? Ah sanırım ben de biraz heyecanlıydım. Yine de sormak istedim.

"Neden heyecanlısın, Kookie?"

"Birlikte uyuyacağımız için hyung."

Güldüm.

"Ama bu ilk beraber uyumamız olmayacak ki."

"Hyung! Bu sefer farklı."

"Nasıl farklı Kookie?"

Ona Kookie demek çok hoşuma gidiyordu. Ona onun gibi tatlı bir şey söylemek bence çok güzeldi.

"Farklı işte..."

Bence de bu sefer farklıydı. Çünkü biz dünkü biz değildik. Her geçen gün daha çok yakınlaşıyorduk ve daha çok ilgiliydik birbirimize sanki.

"Bence de farklı."

Mesela ben önceden bu kadar ilgili değildim. Şu an nedenini anlayamadığım bir şekilde ilgi duyuyordum ona karşı.

"Hyung, yarın da mutlaka şapkanı takıp okula gel, üşüme sakın."

Öyle yapacaktım. Kendi şapkam olmasına karşın sadece onun şapkasını takmak istiyordum.

"Merak etme, Kookie. Sen de sıkıca giyinmeyi unutma."

"Tamam hyung."

"Uyuyalım mı o halde?"

"Uyuyalım, hyung. İyi geceler."

Yanına da tatlı bir emoji koymuştu.

"İyi geceler, Jungkook."

With You | YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin