Seni seviyorum, hyung.

174 22 17
                                    

Jungkook'u çok güzel bir yere götürüyordum. En azından benim huzur bulduğum, bazen kafamı dinlemek için gittiğim bir yerdi. Onun da seveceğini düşünüyordum.

"Hyung, söylemeyecek misin?"

Meraklı tavşan.

"Birazcık daha sabret, Kookie."

Oflamıştı ama ben bunu tatlılık olarak görüyordum.

Aslında onu götürdüğüm yer öyle müthiş gizli bir yer değildi. Hatta Jungkook daha önce görmüş bile olabilirdi. Okula birazcık uzaktaydı. Mor lavantaların olduğu bir yerdi. Tam ortasında da kocaman bir ağaç vardı ve ben çok severdim orada o ağacın gölgesinde oturup düşünmeyi.

Neden bilmiyorum ama Jungkook'un oraya çok daha güzelleştirecegini düşünmeden edemiyordum.

"Burası..."

"Daha önce gelmiş miydin?"

"Hayır, hyung. Sadece yol üstünden biraz görmüştüm. Anneme oraya gidelim mi diye sorduğumda kabul etmemişti. Ama şimdi gelip görünce ne kadar güzel olduğunu anladım."

Sen daha güzelsin.

"Ben burayı çok seviyorum. Şu ağacı görüyor musun, orada oturalım mı?"

"Olur, hyung."

Yavaş yavaş yürüyerek ağacın oraya gidiyorduk. Jungkook etrafına büyülenmiş gibi bakarken bir yandan da ellerini lavantaların üzerinde gezdiriyordu.

Bu görüntü o kadar güzeldi ki.

"Jungkook, fotoğrafını çekebilir miyim? Çok güzel görünüyorsun da."

"Şey, olur hyung."

Gülümsedim ve telefonumu çıkarttım.

"Çekiyorum, gülümse."

Dediğimi yaptı ve ben de fotoğraflarını çekmeye başladım. Daha sonra kollarını açtı, gözlerini kapattı ve başını gökyüzüne çevirdi.

Güzelliğinden dolayı kalbim duracaktı. Nasıl bu kadar kusursuz olabilirdi ki? Bu pozu da çektikten sonra telefonu indirip onu izlemeye başladım.

Jungkook hâlâ o şekilde duruyordu ve ben de ona aşık aşık bakıyordum.

Jungkook gözlerini açıp bana baktığında söylemeden edemedim.

"Bana ne yapıyorsun böyle?"

"Anlamadım hyung."

Ama anlamanı istiyorum.

"Boş ver, hadi geçelim."

Birlikte ağacın altına geçip oturduk. Karşılıklı duruyorduk.

"Burası çok özgür hissettiriyor, hyung."

"Evet, öyle. Düşünmek için de çok ideal bir yer. Kendinle kalmak, kimsenin olmaması bazen iyi geliyor. Ben bazen böyle gelirim buraya."

"Ama şimdi benimle geldin."

"Çünkü seninle gelmek istedim. Sen yanımda olunca iyi hissediyorum."

Gülümseyip gözlerini ellerine indirmişti.

"Sana bir şey söylemem lazım hyung."

"Söyle Kookie'm."

"Ben..."

Ellerini tuttum.

"Hey, rahat ol."

"Hyung, ben birinden hoşlanıyorum."

Bu söylediğiyle kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı.

"Oh, öyle mi? Neden bu kadar zorlandın ki bunu söylemekte? Bu doğal bir şey, Kookie."

Jungkook, birinden hoşlanıyordu. Kimden hoşlanıyordu? Kalbim sıkışıyordu.

"Ama, ama ben bir erkekten hoşlanıyorum. Hatta onu seviyorum."

Daha da kalbim sıkışmıştı. Bu kişinin Jimin olma ihtimali vardı ve bu bana hiç iyi gelmiyordu. Yine de ona belli edemezdim.

Ellerini daha sıkı tuttum.

"Hey, bu da doğal bir şey. Bir erkekten hoşlanmanda sorun yok, Kookie."

Şimdi kocaman yıldızlarıyla bana bakıyordu.

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten, miniğim."

"Teşekkür ederim, hyung. Ben bana kızarsın diye düşünmüştüm."

Neden kızayım ki?

"Sana bunun için asla kızmam, Jungkook. Peki, kim bu senin gönlünü çalan kişi?"

Kalbim hızlı hızlı çarpmaya devam ederken sormuştum.

"O çok kusursuz biri. Ondan ilk gördüğüm andan beri hoşlanıyorum. Uzaktan göründüğü gibi biri değil o, onu tanıyınca ne kadar muhteşem biri olduğunu anlıyorsun."

"Anladım, Kookie. Desene bu çocuk çok şanslıymış. Senin gibi birini hak edecek ne yaptı acaba merak ettim."

"Hyung, böyle şeyler söyleme..."

Ama öyle.

"Jungkook, ben gerçekleri söylüyorum. Eminim o da senden hoşlanacaktır çünkü sen sevilmeyecek biri değilsin. Ona açılmayı denedin mi?"

"Deniyorum ama ya beni sevmiyorsa?"

"Denemeye devam et. Bunu ona söylemeden bilemezsin ki. Belki o da senin söylemeni bekliyordur."

Neden bilmiyorum ama birbirimizi tamamlıyormuşuz gibi hissetmiştim.

"Öyle mi diyorsun?"

"Öyle diyorum. Sen mükemmel birisin. O çocuğun yerinde olmak isterdim, kıskandım bak şimdi."

Gülerek söylemiştim ama gerçekten de o çocuğun yerinde olmak isterdim. Jungkook'un sevgisini kazanabilmişti ve bu bence çok büyük bir şeydi.

"Hyung?"

"Söyle, Kookie."

Birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Hava biraz esiyordu, soğuktu ama o kadar da üşümüyorduk.

"Senden hoşlanıyorum."

Ne?

"Seni seviyorum, hyung. Yerinde olmak istediğin o çocuk var ya, o zaten sensin."

"En başından beri."

With You | YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin