Seni sevmemin sebebi.

190 15 4
                                    

Jungkook'la anlaştıktan sonra beraber okuldan çıktık ve evine doğru yürümeye başladık.

Hafif bir rüzgar vardı sadece ama yine de soğuktu.

"Hyung, beni evime bırakıyorsun ya?"

"Evet?"

"Biraz mahcup hissediyorum. Okulda da sürekli benimle ilgilendin."

Sevgi dolu bakmadan edemiyordum bu çocuğa. Kalbimde sevgi dolup taşıyordu. Anlam veremiyordum buna.

"Öyle hissetmene gerek yok Jungkook. Seninle daha çok vakit geçirmiş oluyorum ve bu bana iyi geliyor."

Gerçekten iyi geliyordu. Jungkook bana çok iyi geliyordu. Artık okula gelmek için uyandığım o sabahlarda lanet etmiyordum, tam tersine enerjik oluyordum. Bunun sebebi ise tam yanımda olan bu çocuktu işte.

Jeon Jungkook'tu.

Sabahları istekli uyanma sebebim.

"Bana da iyi geliyor hyung. Hani demiştin ya bana, sen özgürlüksün diye. Ben de öyle hissediyorum biliyor musun?"

Öyle miydi gerçekten?

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten hyung. Seninleyken özgür hissediyorum. Bu biraz alışılmadık benim için."

Benim için de öyleydi.

"Nasıl alışılmadık yani?"

"Ne bileyim. Bazen tutsak gibi hissediyorum. Hiçbir şey yapmaya hakkım yokmuş gibi. Ama seninleyken böyle değil. Bana bir şeyler için güç veriyorsun."

Nasıl hakkı olmazdı ki? Bence bu dünyada en çok Jungkook bir şeyleri hak ediyordu. En güzel şeyleri, en iyi şeyleri.

"Sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun, Jungkook."

Neden bu şekilde düşündüğünü anlıyordum aslında biraz. Ailesi ona bu şekilde hissettiriyordu muhtemelen. Kendi hakkında bu şekilde düşünmesi ve böyle hissetmesi beni üzmüştü. Kendinin farkında olmayışı üzmüştü.

"Bilmem. Belki de gerçekten dediğin gibidir."

Onu durdurdum ve kendime çevirdim. Yüz yüze bakıyorduk şimdi.

"Jungkook, belki değil. Sen gerçekten çok güzel şeyleri hak ediyorsun. Belki de en çok sen hak ediyorsun, tamam mı? Kendine bunu yapma. Bu canımı sıkıyor."

"Neden hyung?"

"Çünkü öyle. Çünkü sen tanıdığım en iyi insansın. Mükemmelsin hatta. Ama inan seni bu şekilde gördüğüm için hak ediyorsun demiyorum. Bu kadar kusursuz olmasaydın bile aynı şeyi düşünürdüm."

"Hyung..."

"Seni sevmemin sebebi mükemmel olman değil,"

Ellerini avuçlarıma aldım. Sıkıca tuttum ellerini.

"Seni sevmemin sebebi sadece sen olman. Hata yapsan bile seni sevmeye devam ederdim."

Gözleri dolmaya başladı.

"Hey, neden gözlerin doldu?"

Burnunu çekti. Bana bakmıyordu.

"Bana bu şansı verdiğin için teşekkür ederim hyung."

Bir elimi çenesine götürdüm ve başını kaldırdım.

"Bana bak, Jungkook. Asıl ben teşekkür ederim, hayatımda olduğun için."

Her şeyi güzelleştirdigin için.

--

Jungkook'un evinin önüne gelmiştik. O duygusal anlardan sonra başka bir şey konuşmamıştık. İkimiz de düşünceler içindeydik. Ne ben ne de o böldük birbirimizi.

"Evet, geldik."

Yol biraz daha uzun olsaydı daha iyi olurdu diye düşünmeden edemedim.

"Evet, hyung."

Ikimiz de ne diyeceğimizi bilemiyor gibiydik. Birbirimize bakıyorduk sadece.

"Ah, şapka..."

Bunu dedikten sonra başındaki şapkayı çıkardı. Saçları dağılmıştı ama yine de bana güzel görünüyordu.

"Takayım mı?"

Başımı salladım.

O da şapkayı bana taktı. Onun şapkasını ben takıyordum şimdi.

"Nasıl oldu?"

"Çok sevimli görünüyorsun hyung. Sana çok yakıştı."

Hayır, ona daha çok yakışıyordu.

"Sana daha çok yakışıyor."

Daha fazla onu dışarıda tutmak istemedim.

"Teşekkür ederim, sayende üşümeden gideceğim."

O beni düşünürken teşekkür etmeden duramazdım. Üstelik şapkasıyla ısındığımı da hissetmiştim.

"Sorun değil hyung. Hem seni ısıtacağımı söylemiştim."

Güldüm.

"O ellerim içindi, Kookie."

"Olsun hyung."

"Pekala. O zaman hadi içeri gir, daha fazla üşüme zaten şapkanı da çıkardın."

"Tamam hyung."

"Görüşürüz, Kookie."

Ellerimi salladım. O kapının önüne doğru giderken ben de onu izliyordum. Sonra dönüp bana seslendi.

"Hyung! Beraber uyumaya devam edeceğiz değil mi?"

Bunu söylemesini beklemiyordum. Jungkook hasta olunca bunu yapmayı bırakmıştık.

"Eğer istersen..."

"Isterim hyung."

Gülümsedim.

"O halde akşam görüşürüz, Kookie."

El salladı ve kapıyı açıp içeri girdi.

Ben de iç çekip kendi evime doğru yürümeye başladım.







With You | YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin