Sadece arkadaş...

498 33 17
                                    

Tam kapıdan çıkmıştım ki neredeyse birini çarpacakken son anda durdum. Kim olduğuna baktığımda ise daha da enerjim düşmüştü.

"Selam, günaydın." Dedi Jungkook.

Pekala. Hayatın sizin için ne planladığını asla bilemezsiniz. Ben de bilmiyordum.

"Günaydın." Dedim soğuk bir sesle ve yanında geçmeye yeltendim ama sadece yeltendim, geçememiştim. Çünkü önüme geçmişti.

"Nereye gidiyorsun, beraber gidelim."

"Hiçbir yere gitmiyorum ve hayır beraber gitmeyelim."

"Hmm.. Madem bir yere gitmiyorsun o halde sınıfa girelim."

Kahvem... Canım kahvem...

Arkasından koridora doğru kararsız bir şekilde baktım.

Kantin... Kahvem...

Pekala. Kimse için kahvemden mahrum kalmak istemiyordum.

"Kantine gideceğim." Deyip geçmeye çalıştım ama yine izin vermedi ve bu sefer cidden sinirlenmeye başlıyordum.

"Uh, tamam. Gidelim."

"Tek başıma gideceğim, beni rahat bırak."

Kaba olduğumu biliyordum. Bu cümleden sonra gözlerinde hafif bir kırılma görmüş gibi olmuştum ama umursamadım. Vicdan yapmayacaktım, daha dün bir bugün iki olmuştu onu görüşüm.

Asla vicdan yapmayacaktım.

Asla.

Tanrım...

Hayır diyemiyor oluşumdan nefret ediyordum.

"Pekala... Gidelim." Dedim.

Sırıtmaya başladı, ben de gözlerimi devirerek kantine doğru yürümeye başladım.

--

Şu an dersteydim ama odaklanamıyordum. Kantinde kahvemi alıp masalardan birine oturmuştum o da kendine süt almıştı. Kahve sevdiğimi bildiğini söylemişti. Nasıl bildiğini sormadım ama merak etmiştim. Ben onu hiç okulda görmemiştim.

Gerçi ben okulda hiç etrafıma bakmazdım.

Neyseki başka bir şey konuşulmamıştı. Sadece sessizce içeceklerimizi içmiştik. Sonra da zil çalmıştı ve derslerimize girmek üzere ayrılmıştık. Onun sınıfı sanırım 1.kattaydı. Benim sınıfım ise 2.kattaydı. Giderken bana iyi dersler demişti, ben ise sadece kafa sallamıştım.

Şu an da ise dediğim gibi derse odaklanamıyordum çünkü mutsuz hissediyordum. Bazen bir nedeni bile olmuyordu böyle hissetmemin. Kahvemi içmek bana iyi gelmişti ama işte bazen bir şeyler geçmiyordu.

Ben bunları düşünürken zil çaldı. Herkes dışarı çıkmaya başladı, ben ise sıramda kalmaya devam ettim. Başımı sıraya yasladım, başım ağrıyordu. Sabah kahvaltı yapmamıştım, akşam da pek bir şey yememiştim. Acaba bundan dolayı mıydı?

"Sana poğaça getirdim."

Duyduğum ses ile başımı kaldırıp gelen kişiye baktım.

Jungkook.

"Aç olabileceğini düşündüm. Pek sabah kahvaltı yapan biri değil gibi görünüyorsun."

Gözlerim kısık bir şekilde ona bakmaya devam ediyorum. Anlamaz bir şekilde.

"Hey, iyi misin? Pek iyi görünmüyorsun."

"Ha? Evet, evet iyiyim. Gerek yoktu. Aç değilim."

Yalandı. Açtım ama bunu onun bilmesine gerek yoktu. Ta ki... Karnım guruldayana dek.

With You | YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin