23 | #fff0f5

2.2K 276 143
                                    

🏜

"Güzel daire," dedi Soner, eşiğin üzerinden kibarca atlayıp içeri girerken. Koltuğunun altında uçuk mavi renkte bir dosya vardı, Hüma'nın kendisinde saatler önce gönderdiği kitabının ilk taslağı olmalıydı bu. "Epey de merkezi bir yerde oturuyormuşsun, her gün buradan gelip geçiyorum ben de."

Küçük ve anlamsız sohbetlerden ne kadar hazzetmiyorsam, şu an yaşadığım sıkıntı onun onlarca katıydı. "Siz de mi bu taraflarda oturuyorsunuz?"

Sorumun gönülsüzlüğünü fark etmeyen Soner, evet anlamında başını salladı aşağı yukarı. "Aşağı Ulus," dedi, "Ortaköy sırtları. Ama şu caddenin karşısındaki otele de sık sık gelirim, barına. Gerçi orası benim için daha çok toplantı mekanı sayılır ama olsun. Komşu sayılırız."

Binlerce insanla daha komşu sayılırdım ama hiçbirinin bildiğim ya da bilmediğim varlığı tüylerimi Soner'inkisi kadar diken diken etmiyordu.

"Oturmaz mısınız?" dedim kanepeyi göstererek. "Kusura bakmayın ev biraz dağınık, bir süredir burada değildim de."

Bu ayrıntıya gerek yoktu lakin gerekenle gerekmeyeni adamakıllı süzecek şuur da bende pek kalmamıştı.

"İşinde başarılı olan insanların sırrını ararken, aslında çoğu zaman yanlış yerlere bakarız. Edindiği servete, topladığı payelere, sayılarla ifade edilecek çeşit çeşit kıstaslarla... Hatalıdır bu aslında. Eksiktir, daha doğrusu. Gerçekten başarılı olan hiç kimse işkolik değildir. İş ve özel hayat dengesi denen şey, hep atlanır."

Gözlerimi devirmemeye gayret ederek sadede gelmesini bekledim çünkü gelecek bir sadedi olduğundan şüphem yoktu.

"Sen de bunu kurabilen birisin gördüğüm kadarıyla..." Etrafı meraklı gözlerle inceleyerek salonun içinde yürümeye başladı. Oturmamıştı ve ağır, debdebeli adımlarla evimi boydan boya dolaşarak bu konuşmayı yapmayı belli ki vaziyete uygun buluyordu. Kütüphanenin başına gitmiş, bakışlarını inceli kalınlı kitap sırtlarının üzerinde gezdiriyordu. "Hayatın işten ibaret değil, öyle değil mi?"

Buna sahiden bir cevap mı bekliyordu?

"Ben o kadar başarılı olduğumu da sanmıyorum."

Cevabımı merak uyandırıcı bulmuş gibi ikircikli bir gülümseme belirdi dudağında. Dosdoğru karşılık bulmayan tüm sorularının cevaplarını daha beter eşelemek isteyen bir dürtü vardı sanki içinde, doğuştan gelen. "Bayağı yanlış bir tespit bana sorarsan."

Kanepenin köşesine oturdu ve yanında getirdiği dosyayı önündeki sehpaya bıraktı. "Taslağa göz gezdirdim," dedi. "Bir iki notum olacak ama ilk taslak için oldukça iyi. Güzel toparlamışsın. Hüma'nın bu iş için neden sende ısrarcı olduğunu anladım."

Bulanık birer gölü andıran sarı yeşil gözlerini küçük birer alev topu mu aydınlatıyordu, yoksa bana mı öyle geliyordu?

"Teşekkür ederim," dedim, fazla uzatmadan.

"Elbette bir ekiple de çalıştığını biliyorum."

Bir ajandası olmaksızın bunu söylediğini hiç sanmıyordum.

"Size en başında da bahsettiğim gibi, içeride bir proje ekibi kurduk bu iş için. Araştırmaları yapan, içerikleri derleyen, uzmanlık gerektiren alanlarda katkı sağlayan pek çok kişi var."

"Tahmin ederim," dedi, mümkünse daha fazlasını da etmek istermiş gibi görünerek. "Hatta onlarla da bir görüşüp teşekkür etmek isterim," diye ekledi. "İşin koordinatörü olarak senin için sakıncası yoksa tabii."

Cemre Düştü | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin