♠ Bölüm 18 ♠

750 51 97
                                    

Bu bölüm smut içerir, eğer rahatsız olacak olan varsa o kısıma gelince kalp koyacağım kalpten sonrasını okumasın. Bitişine de kalp koyacağım. Ona göre şey edersiniz ^^

Medya'yı mutlaka dinleyin.

Min Seok evet anlamında başını sallayınca Chung Hei birden ona sarıldı. "Ahh nihayet." diye fısıldıyordu göz yaşları genç adamın ceketini ıslatırken. Min Seok da ona sarıldı ama sonra geri çekilip Chung Hei'nin suratına bakmaya başladı ve bu sefer öne atılan Min Seok değil Chung Hei oldu. Gerçek anlamda özlemini çektiği dudakları öpmek için...

-

"Bundan emin misin?" diye sordu Min Seok, Chung Hei'nin dudaklarından çekilirken. Chung Hei onu devasa evinin yatak odasına çoktan sürüklemişti bile, yavaşça yatağın üzerine otururken Chung Hei başını salladı göz yaşlarına hakim olamıyordu. Oturması için eli ile yatağı gösterdi ona büyülenmiş gibi bakıyordu. Min Seok'un onu hatırlaması.. Bu olanlar... Olmak üzere olanlar... Hepsi onun için sanki bir rüya gibiydi. Nasıl olduğunu? Onu nasıl hatırladığını, ona sormak istiyordu ama bunun zamanı şimdi değildi Chung Hei'nin şimdi istediği tek şey sadece bu anı yaşamaktı, o yüzden ağzını bile açmadı. Min Seok karşısında oturmuş ona bakıyordu sanki ona zarar vereceğinden korkuyor ve ya isteyip istemediğinden emin olamıyor gibiydi. Chung Hei, Min Seok'u bu halinden kurtarmak için bu kez sesli bir şekilde söyledi. "Eminim." yavaşça yaklaşarak Min Seok'un dudaklarına küçük masum bir buse bırakıp geri çekildikten sonra tekrar onun gözlerine baktı. Sonra kulağına yaklaşarak "Bunu daha fazla beklemek istemiyorum." Tekrar yanaklarından bir göz yaşı süzüldü.

Min Seok, onun ağladığını görmeye dayanamıyordu. Kim bilir hafızasının yerinde olmadığı o bir yıllık süreyi ne tür bir vicdan azabıyla geçirmişti Chung Hei. Üstüne üstlük görüşmelerine rağmen Min Seok onu hatırlamamıştı. Bu onun için çok acı verici olmalıydı, kendini Chung Hei'nin yerine koymaya çalıştı ama başarılı olamadı bir türlü. Sonra bunu düşünmek yerine ona bu kaybettikleri zamanı en güzel bir şekilde hem de fazlası ile geri verme kararı aldı kendi kendine.

Karşısındaki kadını karşılıksız olarak yıllarca sevmişti ve onunda kendisini sevdiğine artık emindi. Bunun olması için karşılarında artık hiç bir engel kalmamıştı.

Yavaşça göz yaşlarını sildikten sonra şefkat ve aşk ile karşısındaki tapılası olduğunu düşündüğü kadının sanki öptükçe onlara duyduğu özlemi artıyormuş hissini veren dudaklarını öpmeye başladı.

Uzunca bir süre öpücükleri ile beraber nefesleri birbirine karıştıktan sonra Min Seok ellerini yavaşça Chung Hei'nin bacaklarına doğru indirdi. Chung Hei, Min Seok'un bu hareketi karşısında biraz irkilmişti. O böyle irkilince Min Seok bir anlığına Chung Hei'yi incittiğini düşündü ve emin olmak için geri çekilerek ona baygın gözlerle bakan güzel kadının gözlerine bakıp sordu "Hala durmamız için bir fırsatımız daha var, eğer seni incitiyorsam lütfen bunu bana söyle." dedi. Chung Hei ise ellerini Min Seok'un gömlek düğmelerine götürüp onları teker teker açarken cevapladı. "Sen beni bir daha unutmadığın sürece başka hiç bir şekilde incitemezsin." dedi. Bu sözler üzerine bu sefer gözleri dolan Min Seok olmuştu, Chung Hei onun gözlerinin dolduğunu görünce endişelenmeden edemedi onun güzel gözlerinden akan göz yaşlarını baş parmakları ile silerken "İnan bana şu an benden daha mutlusu olamaz. Lütfen beni incittiğini ve inciteceğini düşünme." dedi ve elini Min Seok'un gözlerinden çekerek kendi akan göz yaşını da elinin tersi ile silip gömleğin düğmelerini açmaya devam etti.

-♥♥♥♥♥--

Min Seok, onun bu hareketi karşısında devam etmesinde bir sakınca olmadığı için elini tekrar Chung Hei'nin bacağına indirdi. Bu sefer Chung Hei hazırlıksız yakalanmadığı için irkilmemişti de. Onu yavaşça severken bir yandan ellerini Chung Hei'nin mini elbisesinin altına sokarak yukarı, Chung Hei'nin elbisesinin altındaki onun çıplak beline doğru ilerletmeye başladı. Chung Hei ise çoktan düğmeleri açma işini bitirmişti. Bir yandan ise tutku ile öpüşmelerine devam ediyorlardı. Min Seok'un gömleğini çıkartması gerekiyordu. Chung Hei'nin çıkarması için ellerini Chung Hei'nin belinden çekerek elbisesinin altından çıkardı. Chung Hei de yavaş olduğuna emin olarak biraz önce düğmelerini çözdüğü gömleği Min Seok'un üzerinden sıyırarak çıkarıp gelişi güzel bir şekilde yere attı. Min Seok'ta geri çekilerek Chung Hei'nin elbisesinin eteklerinin ucundan tuttuktan sonra gözlerinin içine son kez emin olmak için isteyip istemediğine baktı. Chung Hei evet anlamında başını sallayınca onay almıştı elbiseyi Chung Hei'nin yavaşlığının aksine onu incitmemeye özen göstererek bir çırpıda Chung Hei'nin üzerinden sıyırıp onun dudaklarını tekrar öpmeye başladı... Öperken yavaşça omuzlarından tutarak üzerinde oturdukları yatağa doğru yatırdı Chung Hei'yi. Yatınca Chung Hei, biraz daha geri çıkarak yatağa tam anlamı ile uzandı. Min Seok onu öperken bir yandan da az önce açıkta bıraktığı sutyenin üzerinden Chung Hei'nin göğsünü okşuyordu. Sonra eli birden kopçaya gidince Chung Hei henüz hazır olmadığını belirtmek için onun elini geri çekerek engelledi. Min Seok ise onu zorlamak istemediği için ellerini tekrar Chung Hei'nin beline doladı.

Bu sefer Min Seok'u döndürerek üste geçen Chung Hei oldu. Min Seok'un tanrıları kıskandıracak derecede beyaz ve parlak olan vücudunu öpmeye başladı. Bir yandan da Min Seok'un pantolonunu çıkardı bu onun için zor olmamıştı çünkü çabuk olması için Min Seok ona yardımcı olmuştu. Chung Hei, Min Seok'un iç çamaşırını da çıkardıktan sonra eli sutyeninin kopçasına gidince Min Seok ona yardımcı oldu. Min Seok'un amacı onu rahatsız etmek veya acele etmek değildi yalnızca olacaklar için çok heyecanlanmıştı. Karşısındaki kadını bu kadar çok istediğinden kendisinin de haberi yoktu şu ana kadar, şu an ise bu heyecanına bir türlü engel olamıyordu.

Chung Hei ise bu kadar güzel bir şeyi yaşamak üzere olduğuna hala inanamıyordu. Chung Hei, sutyenden kurtulur kurtulmaz Min Seok, onu yatağa yatırarak onun beyaz tenini öpmeye başladı. Göğsünü öptüğünde Chung Hei ufak bir inleme eşliğinde kafasını geriye doğru atarak akmakta olan göz yaşlarına bir göz yaşı daha ekledi. Min Seok kafasını kaldırıp Chung Hei'nin yüzüne baktığında onun göz yaşlarını görünce yanına gelerek onun titreyen göz kapaklarına yumuşacık dudakları ile minik tatlı buseler bıraktı.

Min Seok yavaşça aşağı inip Chung Hei'nin iç çamaşırından da kurtulduktan sonra tekrar yukarı tırmandı. O, Chung Hei'nin omzunu öperken, Chung Hei ise tenine olan hassas dokunuşu, onu hissedebiliyordu. Omzundaki başa dönerek yüzünü elleri arasına aldı. Min Seok da son bir kez göz göze gelmek için yüzünü tutan ellerin sahibine baktı. Chung Hei ona bakarak gülümsedi ve elleri ile Min Seok'un belinden kendine doğru hafifçe bastırarak ona artık yapması gerektiğini belirtti. Bu hareketten sonra Min Seok bedenini tamamen Chung Hei'nin üzerine bıraktı. Chung Hei ise ona verebileceğinin en iyisini vermek adına kendini bacaklarından destek alarak yattığı yerden biraz kaldırdı bütün vücudu gerilmişti. Chung Hei'nin daha önce yaşadığı birliktelikler olmuştu ama bu ona çok daha farklı hissettirmişti. Sevildiğini ve değerli olduğunu hissediyordu ayrıca karşısındaki adam için her şeyini vermeye hazırdı...

İlk anda Chung Hei'nin dudaklarının arasından biraz acı ile tiz, melodik bir ses dökülmüştü. Min Seok ise onun gerilen boynunu öpüyordu bu arada tenlerin dokunuşuna anlık bir ayrılık yaşatıp tekrar buluşturdu. Bu seferkinde Chung Hei acı ile değil memnun bir ifade ile cevaplamıştı bu dokunuşu. Min Seok bu dokunuşları bir süre tekrarladıktan sonra en sonunda Chung Hei'nin göz yaşlarından bulanık bir şekilde kendisine bakan gözlerine tekrar bakıp onun kan hücum eden kırmızı dudaklarını aşkla öptükten sonra son yapması gerekeni de yaparak rahatlamış ifadesiyle kendini Chung Hei'nin çıplak göğsüne bıraktı. İkisi de o kadar yorulmuş olmalarına rağmen bir o kadar da mutlulardı...

--♥♥♥♥♥--

-

Chung Hei gözlerini açtığında Min Seok'un göğsünde yatmakta olduğunu fark etti. Onun sert ama bir o kadar da huzur veren göğsünün üzerindeyken kalp atışlarını duyabiliyordu. Kalp atışları yavaş ve huzurluydu Min Seok uyuyor olmalıydı. Chung Hei onun kalp atışlarını dinlemekten çok hoşlanmıştı, o pozisyonda biraz daha durduktan sonra hafifçe geri çekilerek onun yüzüne baktı. Uyurken çok huzurlu görünüyordu göğsüne çenesini yaslayıp bir süre onu öyle seyrettikten sonra kirpiklerinin titreşmesinin ardından Min Seok gözlerini açtı.

İlk gördüğü şey tabi ki Chung Hei'nin güzel yüzü olmuştu. "Rahat uyudun mu?" diye sordu işaret parmağının arkası ile onun yanağını okşarken. Chung Hei cevap vermek yerine gülümseyip kafasını sallamakla yetindi.

"Karnın aç mı?" Bu sefer soruyu soran Chung Hei olmuştu. Min Seok ise bu soruya "Evet aç ama da yeni uyandım biraz daha böyle dursak olmaz mı?" diye cevap verdi Sevdiği kadının gözlerinin içine bakarken...

Bölüm Sonu-

İlk Smutumu böylelikle yazmış bulunuyorum. O kısımdaki yardımları için sevgili Zep'e buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Umarım sevmişsinizdir. Güzel yorumlarınızdan beni mahrum bırakmayın

Gökyüzünün Renkleri || Colors of the Sky (KİTAP OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin