Bu bölüm herkesin sahip olması gereken bir dosta ithaf edilmiştir.
Y/N: Bütün bölümü yazdığım süre boyunca medyadaki müziği dinledim -bunu kendime neden yaptım bende bilmiyorum-
Ayrıca medyada Chung Hei var. ♥
12. Bölüm
Min Seok bu gördüklerinden sonra kendini kötü hissetmişti. Ne yapsa neler hissetse bilemiyordu o öylece dururken Yun Jae çoktan yanından ayrılmış ayaklanan Chung Hei'nin ardından Sehun'un yanına yürümeye başlamıştı. Min Seok ise öylece bakakalmıştı hastanenin içine doğru yürüyen Chung Hei'ye doğru...
Chung Hei ise bu duygu fırtınasının ardından oldukça sarsılmıştı. Lavaboyu sormak için danışmaya gitti. Danışmadaki kız Chung Hei'ye çok tanıdık gelmişti bu kızı daha önce gördüğüne emindi. Ama nerede gördüğünü hatırlayamıyordu. Bu kız, minik suratı ve küt saçları olan sevimli bir tipti. Sersemlemiş bir halde kıza lavabonun ne tarafta olduğunu sorarken bir yandanda bu kızı nereden tanıdığını hatırlamaya çalışıyordu. Bunu yapmasının amacı kafasını başka bir şeye odaklamaya çalışma isteğiydi. Tabi ki bunu beceremiyordu kızın verdiği cevaba bile çok zor odaklanmıştı. Lavaboya giderken sendelememek için elinden geleni yapıyordu çünkü bu gün yaşadıkları ona fazla gelmişti. Neden böyle olmuştu o... Sehun.... onu çok sevmişti.... Bir zamanlar onu öpmek için nelerini vermezdi. Peki şimdi? 2 sene boyunca özlemle yaşamıştı. Peki şimdi?
Elini yüzünü yıkamak ve taptaze yeni bir makyaj yapmak iyi gelecekti. Bunu düşünmeye zorluyordu kendini hatta saçını toplayabilirdi. Aaa bir saniye saçı kısaydı zaten. O zaman ayırma stilini değiştirebilir veya arkaya tarayabilirdi.
Hastanenin lavabosuna başka şeyler düşünerek yürümeye çalışırken birden fena halde başı döndü ve bacakları bir anda onu taşımayı bıraktı. Düşeceğini düşündüğü için gözlerini sımsıkı kapamıştı. Çarpmanın vereceği acıyı bekliyordu ama bu uzun sürmüştü ve hala ne acı vardı ne başka bir şey. Başının dönmesi etkisini yitirdiğinde yavaşça gözlerini açtı. Bunu yaparken belindeki bir çift eli fark etmişti. O eller sayesinde düşmemişti. Doğruldu, o doğrulunca eller gevşedi ve bir süre sonra geri çekildiler. Chung Hei düşmesini engelleyen kişinin kim olduğuna bakmak için arkasına döndü.~
~
Min Seok, Chung Hei'nin arkasından öylece bakarken onun sendelediğini fark etti. Şaşkınlığını üzerinden atıp onun peşinden gitmeye karar verdi. Çünkü başına bir şey gelebilirdi Min Seok bunu hissetmişti Chung Hei'nin yürüyüşünden. Chung Hei, danışma kısmına gelip durdu. Danışma kısmında oturan minyon suratlı kıza bir şeyler sordu. Min Seok uzaktan neler konuştuklarını duyamıyordu ama Chung Hei'nin kafası yerinde değil gibiydi bu yüzden konuştukları şey çok önemli bir şey olamazdı olsa olsa Chung Hei bir şey sorabilirdi. Onların konuşmasını 5-6 metre geride beklerken kafasında bin bir türlü şey dönüyordu.
O gördükleri, Sehun ve Chung Hei... Ne düşünmeliydi... Belki de Chung Hei'nin hayatından çıkıp gitmeliydi. Nasıl olsa o 2 yıl önce Sehun'un sevgilisiydi ve Chung Hei 2 yıl onun özlemini çekmişti. Şimdi özlemini çektiği adamın hayatta olduğunu öğrenmişti ve görünüşe baklırsa birbirlerine olan sevgilerinden hiç bir şey eksilmemişti. Sehun onu öpmüştü ve Chung Hei ise Sehun'a karşılık vermişti.... Vermiş miydi? Bir saniye... Min Seok beyninin içinde geri sarıp o anı hatırlamaya çalıştı.
Sehun, Chung Hei'ye yaklaşıyor sonra onu öpüyordu Chung Hei ise.. Chung Hei? Chung Hei ne yapıyordu bunun karşısında? Min Seok tam o kısma gelince beynindeki film şeridi kopuyordu galiba tam o sırada kafasını başka bir yere çevirmiş ve Chung Hei'nin tepkisini görememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünün Renkleri || Colors of the Sky (KİTAP OLUYOR)
RomanceAşk.. Bilinmez yolların çıkmaz sokağı. Bir kere aşık oldu mu insan, ölümüne açtıysa kalbini birine çıkışı yoktur o aşkın. Kaybetmek... Kalp bir kere kayboldu mu geri gelir mi? Korkuyorum.. Aşktan... Kaybetmekten.. Hayatın belki de bir resim ü...