i'm sorry.

80 8 5
                                    

Annelerinin yüzünde gördükleri gülüş hepsinin zihninde aynı ampulü ışıldattı. Ne yapmaları gerektiğini yeterince iyi anlamışlardı. Marsha'nın güzeller güzeli suretini bürüyen şeytani sırıtış her birinin yüzüne paçalarından akarak ilerliyordu sanki. Anlaşılan hepsine iyi bir eğlence çıkacaktı.

Sonunda Marsha'nın tek bir el şıklatmasıyla herkes sinyali aldı ve hazırlığa koyuldu. Kimsenin ne kadar yorgun olduğunun önemi yoktu. Yayıldığı koltuktan tüm devasalığı ile kalkan Chanyeol kimsenin ailesine bulaşmayacağına emin olacak baba rolünü üstlenecekti bu akşam. Jongin'in acil durum dolabından salonun ortasına fırlattığı maskeleri kafalarına geçirdiler. Bu vakte kadar olacaklardan bihaber Baekhyun, ancak şimdi farkına varabildi gerçeklerin.

Kyungsoo yine çok "acil" durumlar için ayarladıkları koca siyah deri çantalardan birini küçük olanın kucağına atarken, "ne kadar hızlı yakalayabilirsen o kadar iyi," dedi. Baekhyun, tabi ki anlamamıştı. "Marsha seçtiklerini o çantanın içinde bulamazsa aynılarını o yumuşak derinden yapmaya kalkabilir." diye açıkladı. Bir anlığına tüyleri ürperen Baekhyun, arkasını dönüp kahkaha atarak hazırlanan kadını izledi. Kendine şans dilemekten başka çaresi yoktu.

Plan gayet basitti. Chanyeol onları diğer arabasıyla, Sehun'un çalıştığı markanın ana caddedeki mağazasına bırakacaktı. Tabi ki çevreden birilerine tanınmamak için diğer arabasını kullanacaktı. Elbiseler, ayakkabılar, çantalar ve aksesuarlarla dolu vitrin yine aynı isim tarafından mümkün olduğunca sessiz şekilde parçalanacaktı. 

Boşluktan içeri süzülen kalan dörtlü ise annelerinin önderliğinde tabiri caizse ortalığı darmaduman edeceklerdi. Fakat dikkat edilmesi gereken ayrıntı içeride geçirecekleri süreydi. Alarm çalmaya başladıktan yaklaşık iki buçuk dakika sonra polisler kapının önünde olurlardı. Yani Baekhyun'un annesinin beğenip seçtiği her şeyi eksiksizce yakalaması ve elindeki çantaya tıkıştırması gerekiyordu. Jongin ayakkabılar ile ilgilenirken, Kyungsoo da aksesuar ve diğer gerekli eşyalarla meşgul olacaktı. Tabi arada Jongin'in kışkırtmalarına ve sıkıştırmalarına da hazır olması gerekliydi. Jongin'e hırsızlık yapıyor olmaları bile engel değildi.

Ve onlar içerideyken Chanyeol, dışarıda arabanın içinden gözcülük yapıp herhangi bir tehlikeye karşı tetikte olacaktı.

Yapacakları işten çok, onları koruyacak Chanyeol figürünü düşünmek Baekhyun'u daha çok heyecanlandırmıştı. Siyah postallarının bağcıklarını aylaklıkla bağladığı sırada izlediği deri ceketini giyen, açık pembe maskeli bu koca adamın yeniden kurtarıcısı olacağı fikri içinde çok başka duygular uyandırıyordu. Ceketini giyip manşetlerini düzeltirken izlendiğinin farkında olan Chanyeol ise kendinden epey aşağıda duran çocuğa hiç de yardımcı olmayacak şekilde göz kırptı. O an Baekhyun, Chanyeol yanında olduktan sonra hiçbir şeyin onu korkutamayacağını fark etti, göz kırpışına maskenin ağzını açık bıraktığı yerden sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdi.

O sırada herkes hazırlandı. Myeon ve Jongin pembe maskelerinin üzerine siyah güneş gözlükleri takmışlardı. Şıkır şıkır elbiseleri ve topuklularıyla duruşlarından asla ödün vermiyorlardı. Konulu bir partiden döner gibi görünüyorlardı. Mezara bile güzel girilmeliydi.

Kyungsoo boğazlı siyah kazağı ile şimdiden Jongin'in aklını başından almıştı. Chanyeol ve Baekhyun da deri ceket ve postal giymişlerdi. Tek fark Baekhyun'un, elbette Jongin'in önerisiyle deri bir şort giyiyor olmasıydı. Yaptıkları makyajlarla da hırsızlık kombinlerini hazırlamışlardı.

Oyuncak tabancaları, beyzbol sopaları ve çaldıklarını tıkıştıracakları koca çantalarıyla kapının önüne geldiler. Marsha, gecenin harekatını başlatacak komutu verdi.

gün batımı kokusu | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin