sissy that walk.

141 13 1
                                    

Bütün geceye sığdırılmaya çalışanlar arasında uyku yerini bulamamıştı. Gün doğumunu balkondan izleyen Baek ve Myeon ikilisi ancak o vakit içeri geçmiş ve sağlam bir uyku için yatağa girebilmişti. Diğerleri de ikiliden farksız değildi. Annelerinin yaşadığı sıkıntı onları da epey germiş ve uyutmaz hale getirmişti. Baekhyun gibi Chanyeol da yatağında dönmüş durmuş, Jongin de Kyungsoo'dan kendisine şarkı mırıldanmasını istemişti. Sonuç olarak hepsi ancak sabah olduğunda uykularına kavuşabilmişlerdi.

Bağırışları, ağlayışları, ihanetleri bu yoğun sessizlik içinde kendine çekmişti duvarlar. Karanlık olan her şeyi emmiş, ev ahalisine yaşananları hatırlatmamak için elinden ne geliyorsa yapmıştı sanki.

O sabahın akşamında ancak uyanan ev halkı bu sessizliği bozmamış, yalnızca yemek yemiş, dergi karıştırmış, manikür pedikür ile uğraşmış ve kendi hallerinde takılmışlardı. Baekhyun ise fırsattan istifade Jongin'in verdiği kıyafetlerden giyip biraz çalışma yapmıştı. Odasında pratik yaparken şansına rahatsız edilmemiş, Chanyeol tarafından kapısı bile çalınmamıştı. Sırtındaki ince kollu tişörtten süzülen terleri gördüğünde ara vermiş ve giyecek başka hiçbir şeyinin olmadığını anımsayarak iç çekmişti. Halletmesi lazım gelen çok şey vardı.


Fakat ertesi günün sabahı alışıldık DeLarverie neşesiyle karşılandı. Chanyeol erkenden uyanmış ve kokusuyla tüm evi saran harika bir kahvaltı hazırlamıştı. Junmyeon bu sefer saten bir sabahlıkla masada yerini almış, bir yandan gazete okurken diğer yandan kahvesini yudumluyordu. Yatakta Kyungsoo'dan ayrılmamak için savaş başlatan Jongin ise şimdi sevgilisinin ağzına bir şeyler tıkıştırmakla meşguldü. Onu bebek gibi beslerken bir yandan da ne kadar harika bir sevgili olduğundan bahsediyor, Junmyeon ve Chanyeol'dan çekinmeden edepsiz laflar ediyor, hem kendisi kahkahalarla gülüyor hem de diğerlerini güldürüyordu. Başlarda bu durumdan utansa da artık alışmıştı sevgilisinin bu hallerine Kyungsoo da. Ne derse ayak uyduruyordu.

Baekhyun da tam o sırada içeri geldi. Erkenden uyandığını sanarken aslında geç bile kalmıştı. Günaydın, diyerek bozduğu ortamda bütün başlar ona döndü. Dün akşam Kyungsoo'dan aldığı pijamalarla gerçekten yavru bir köpeğe benziyordu. Bu görüntüye dayanamayan Jongin, cıvıldayarak kollarına atıldı öylece dikilen çocuğun. İkinci günden kahvaltıya geç kaldığını düşünerek utanan ve mahcup hisseden Baekhyun için bu karşılama olağanüstüydü. Diğerleri de gülümseyerek günaydın dedi ve Jongin'in çekiştirmesiyle sofraya geçti.

Masanın başında Junmyeon sağ tarafında Chanyeol, sol tarafında ise Jongin oturuyordu. Baekhyun'u Chanyeol'un yanına yerleştirdikten sonra soru yağmuruna başladı Jongin.

"İyi uyuyabildin mi bakalım çöreğim?" Bir yandan da hazırladığı ekmeği Baek'e uzatıyordu.

"Geceleri biraz sıcak olabiliyor. Normalde kimse pencere açmaz ama biz yukarıda olduğumuz için problem olmuyor. Yani istediğin gibi kullanabilirsin odanı." Gülümseyerek göz kırptı ve bu sefer de üzerindekileri hedef aldı.

"Ayrıca ne kadar harika göründüğünden bahsetmeden edemeyeceğim güzelim." Konuşurken başını yana eğdi ve Baekhyun'un ne olduğunu anlayamadığı bir ses çıkardı.

"Galiba baletlerin bacakları hep bu kadar etkileyici oluyor, hm?" Son sözünü söylerken bakışlarını Chanyeol'a çevirip göz kırptı. Elindeki çatalı da ağzında çevirip duruyordu sırıtırken. Amacı Baekhyun'u utandırmaksa çoktan başarmıştı. Zira Chanyeol'un yanında oturan çocuk ayaklarından kulaklarına değin kırmızı kesilmişti. Başını şortundan açıkta kalan bacaklarına dikti. Daha önce güzel olup olmadıkları üzerine hiç düşünmemişti.

gün batımı kokusu | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin