you really got me.

44 7 1
                                    

Aynı gece uykusunu yarıda bırakıp geldi Sehun. Sevgilisinin heyecanına eşlik etmek istemişti. Haberi büyük bir heyecanla diğerlerine aktardıktan sonra ufak bir bavul hazırlamaya gitmişti Myeon da. Ve aynı gece yola da çıktılar.

Kalan dörtlü yorgun olduklarından öğleden sonra yola çıkmaya karar vermişlerdi. Baekhyun'un biraz da olsa önce evinde dinlenmesi gerekiyordu. Geceyi her ne kadar Chanyeol'un kollarında geçirmek istese de bıraktığı gibi bulduğu odaya geçti tekrar. Kokusu bile değişmemişti. Sadece bir walkman vardı ceviz komodinin üzerinde. Chanyeol'un önce arabayla ezip sonra gidip yenisini aldığı. Tabi Baekhyun bunu hiç bilmeyecekti. Chanyeol'un nasıl hissettiğini hiç anlamayacaktı.

Yastığına sarıldı. Ve hiç olmadığı kadar iyi bir uyku çekti.


Sabahı neşeyle karşıladılar. Eve gerçek güneş şimdi doğmuştu sanki. Baekhyun'un gelişine özel saçıyordu sıcaklığını. Parıl parıldı. Alışıldık sofralardan birine kuruldular. Bol bol gülüştüler. Kimse ne olduğunu sormadı. Sanki hiç gitmemişti Baekhyun. Minnettardı Baekhyun.

Eşyaları arabaya yerleştirdiler. Chanyeol'un Baekhyun'u keşfettiği arabayla çıkacaklardı yola. Her eşyada bir anıları vardı. Chanyeol her şeyiyle parçası olmuştu Baekhyun'un hayatının. Kyungsoo ve Chanyeol öne geçtiler. Boş otobanda bol bol dans edebilmeyi uman Jongin Baekhyun'u da kendi yanına çekmişti. Şimdi ancak dikiz aynasından kaçamak bakışlar atabiliyorlardı birbirlerine. Sırf ona baktığını görebilsin diye güneş gözlüklerini çıkarmıştı Chanyeol. Güneşin asfaltı parıldatan ışıklarına rağmen. Tabi gülüşmeler de oldu. Jongin kıvrak bedeniyle olmadık hareketlere girişti. Herkesi güldürdü. Kyungsoo'yu öpücüklere boğdu. Keşke aynısını Baekhyun da yapabilse diye düşündü Chanyeol. Sonra varacakları yere geldiler.


Damat beyin zenginliğinin dudak uçuklatan kısmının sadece bir bölümüydü bu yazlık. Ve Chanyeol bile ıslıkla giriş yaptı içeri. Kocaman ve bembeyaz bir yerdi. Evin içinde kaybolabilirdiniz. Camdan dış duvarları muazzam denize bakıyordu. Ve deniz maviden bir örtü gibi serilmişti önlerine.

İçeri girdiklerinde ikili de yiyecek bir şeyler hazırlıyordu. Myeon yine satenden bir sabahlık giymiş çıplak ayaklarıyla şap şap yürüyor, Sehun ise alışılmışın aksine takımı olmadan doğruyordu meyveleri. Yeni evli bir çifte benziyorlardı.

Jongin ve Baekhyun çok imrendi ikiliye.

Ve ayrıca çenesi yere düşmek üzereydi Jongin'in.

"Sevgili babamız hangimize miras bırakacak burayı?" diyerek etrafta dolaşmaya başladı. Myeon gelenleri öptü. Güldüler.

"O zaman parti başlasın!!" İçeride bir yerde büyük tvyi bulmuş ve çoktan şarkı açmıştı Jongin. Sanki az önce canı çıkacak kadar dans etmemiş gibi.

Fakat öyle olmadı. Önce hepsi birer güzel duş aldı ve biraz dinlendi. Etrafı gezdi. İçki koleksiyonundan tadımlar yapıldı ve akşamın menüsü seçildi. Chanyeol barbekünün başına geçti. En güzel ve rahat kıyafetler giyildi. Yine Chanyeol herkesten önce pişirdiklerini Baekhyun'a tattırdı. Enfeslerdi.

Sofra kuruldu. Hava hafiften kararmış, deniz kendince dalgalanarak ve arkada yumuşak bir müzik çalarken oturdular. Sıcacık hissettirdi bu an Baekhyun'a. Jongin ve Kyungsoo, Baekhyun ve Chanyeol yan yana oturdular. Masanın iki başında ev sahipleri vardı. Sehun kadehini kaldırıp konuştu.

"Evimize hoş geldiniz. Hepinizi kutlarım!" Kadehler tokuşturuldu.

Gülümseyerek eşlik ettiler. Keyifler yerindeydi.

gün batımı kokusu | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin