how was your day?

39 6 2
                                    

Çifte kumruları baş başa bıraktıktan sonra biraz dolandı etrafta. Temiz havanın zihnini açmasını istiyordu. Ona geleceğin güzel olacağını fısıldamasını istiyordu hafiften dolaşan rüzgarın. Biraz ayaklarına bırakacaktı rotayı. En azından otobüs durağına kadar.

Döndüğünde Chanyeol'u bulduğu yer dans atölyesiydi. Birlikte çalıştıkları yer. Nefes nefese kaldıkları. Nefes nefese kaldıkları.

Biraz olsun dekorunu değiştirmişti Chanyeol buranın. Sanki Baekhyun girince güzelleştirmişti ortamı kendi ışığıyla.

Terli saçlarını havluyla kurularken gördü küçük olanı Chanyeol. Alnı ve vücudu sırılsıklamdı. Tıpkı o gece olduğu gibi.

Hatıralar Baekhyun'a rahat vermiyordu.

Ve Chanyeol, beyaz havluyu yüzünden çekerken öyle bir gülümsedi ki, sanki güneş buradan doğuyordu. Minik yüreği pır pır etti yine Baek'in.

İstemsizce o da gülümsedi.

"Hoş geldin," dedi Chanyeol. Kafa salladı Baekhyun. Konuşmaya hal bırakmamıştı ki karşısındaki herif. Dili damağı kuruyordu. Burayı ve burada yaptıklarını hatırlamak ateşin başında beklemek gibi geldi Baekhyun'a. Sıcak basıyordu. Öyle ki yanakları şimdiden allanmıştı.

"Ee, nasıldı çifte kumrular ile takılmak?" Yine gülerek sordu. Anlaşılan güzel bir gün geçiriyordu.

"Çok yalnız hissetmemişsindir umarım," diye alaya da aldı. Jongin ve Kyungsoo'nun gözlerinin birbirlerinden başkasını görmediğini biliyorlardı. Göz devirdi bu lafa Baekhyun.

Eşyalarını yere attı ve aynanın önündeki soğuk metale dayadı sırtını. Biraz olsun serinlemek istedi.

"Tabi ben teklifimi baştan yapmıştım, burada kalmalıydın." dedi gözlerine bakarak muzipçe.

Yine bir göz deviriş geldi Baekhyun'dan ama o da gülüyordu artık.

"Ne o? Çok mu özledin yoksa?" diye sordu cesurca. Aklınca Chanyeol'a sataşıyordu. Fakat cevabını aldı.

"Seni mi, burada seninle olanları mı?" diye sordu Chanyeol.

Ve Baekhyun'u dumura uğrattı. O demirler yerinden çıkmış da bir tarafına girmiş gibi bir hale büründü Baekhyun. Utancından morarıyordu. Demek o da unutmamıştı burada geçirdikleri geceyi. Ve Baekhyun ile dalga geçmek için malzeme de üretiyordu bu durumdan. Utanması yok muydu bu herifin hiç.

"Ben. Eğlendim gayet. Evet, eğlendim onlarla." diyerek geçiştirmeye çalıştı. Yüzü ise bambaşka şeyler söylüyordu.

Utandığını anlayan Chanyeol ise güldü. Ne de güzel gülüyordu. Şimdi burada öpse yine dudaklarından o geceki kadar ileriye giderler miydi diye düşündü Baekhyun.

İsterdi ama yapmadı. Çünkü buraya geliş amacı farklıydı.

Chanyeol da havlusunu kenara attı ve yere oturdu. Yorgunluktan resmen çöktü ahşap zemine vücudu. Fakat yine de iyi görünüyordu. Baekhyun da durduğu yerde eğilip oturdu. On adım ötesindeydi Chanyeol'un. Birbirlerini gayet iyi duyuyorlardı.

Birkaç saniyelik suskunluktan sonra konuştu Baekhyun.

"Neye çalışıyordun bu kadar?"

"Hiç, öyle biraz ter atmak istedim." diye yanıtladı. Halbuki işin aslı farklıydı. Baekhyun'un koreografisi üzerine çalışıyordu.

"Aslında benim de çalışmam lazım," dedi Baekhyun.

"Okul elemesi için değil mi?" diye atladı Chanyeol da.

gün batımı kokusu | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin