0.7

1K 54 6
                                    

🐣

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🐣

Umay Deniz Arslan

"Ya oğlum, sen beni kıskanıyorsun," Cihan gülerek Berk'e atıfta bulunurken, sıramda sessizce oturup aralarında geçen diyaloğu, bir Berk'e bir Cihan'a bakarak seyrediyordum. İkisi bir andan satranç oynuyor bir yandan da kavga ediyorlardı.

Çağla ile 10. sınıfta tanışmıştım. Sonrasında Berk ve Çağla sevgili olmuşlardı ve Cihan da bize katılmıştı. Dörtlü bir arkadaş grubu kurmuştuk... Ailemden fazlası olmuşlardı bana. Hepsinin yeri ayrıydı bende...

"Ne kıskanacağım lan ben seni, göt?" Berk'in kendini sansürlemesi sadece Çağla yanımızda olduğunda oluyordu. Yoksa ağzına geleni söyleyip beni sinir ediyordu.

Cihan piçimsi gülüşünü sergiledikten hemen sonra fili hareket ettirdi. "Şah ve mat." dedi gülmeye devam ederken.

"Ananı-" diye sessizce küfür eden Berk, Çağla'yı gördü ve geri vites yaptı. "Ananın şahı!" dedi sessizce. Cihan güldü hatta kahkaha attı. Ben de kendime engel olamadan gülmüştüm.

"Anamı karıştırma şimdi," dedi gülmeye devam ederek. Cihan, satrançta aşırı iyiydi.

"Lan lafa tuttun, şerefsiz!" Kaybetmeyi hazmedemeyen Berk'e gülmeye devam ettim. Deliydi hepsi, birbirinden daha deli.

"Lan mal. Ben ne yaptım? Sen kaybettin amk."

Berk'in söyledikleri ile Çağla sinirle soludu. Kulaklarını hissetmiyordu büyük ihtimalle bana olduğu gibi.

"Ay yeter. Kulaklarım kanıyor. Küfür edip durmayın!" Çağla'nın uyarısı ile ikisinde âdeta ağızlarına fermuar çektiler. "Üstelik acıktım ben. Yürüyün. Yemek yiyelim," Duyduklarım bir karnım guruldayıverdi. Ben de acıkmıştım.

"Ben de acıktım hadi gidelim." dedim ayaklanırken. Bebe mavisi rengindeki beremi saçlarımla buluşturup şişme siyah montumu kollarımdan geçirdim. Nisan ayında idik ve hava son derece soğuktu. Bu yıl kış bitmiyordu...

Dershaneden çıkıp biraz yürüdükten karşımıza ilk çıkan fast-food dükkânına girdik. Sadece bir tane çıkmıştı gerçi. Çok abarttım sanırım.

Dört kişilik bir masaya geçtik ve hamburger ve kola söyledik. Açlığa dayanamayan midem dükkâna girdiğimizden beri guruldayıp duruyordu. Yiyecekler ve içecekler geldiğinde açlığa dayanamayan midemi şenlendirdim, hamburgerumden kocaman bir ısırık alarak.

"Ya Berk ne yenildin ama." dedi Cihan ağzındakileri yutarak. Güldü sonrada. Çocuk resmen pislik yapmak için gelmişti dünyaya.

"Bu yaptığınızı unutmayacağım, Cihan Bey. Lan seni piyonla yeneceğim, piyonla!" Gaza gelen Berk ile biraz daha güldüm. Dediklerinden sonra kendiside güldü. Bu kadar manyak arkadaşlara sahip olduğum için gülmeli miydim yoksa ağlamalı mıydım bilemiyordum cidden...

Papatya & Çikolata | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin