Dilerseniz bölüme geçmeden önce hatırlamak amacıyla önceki bölümlere göz atabilirsiniz!🤍
İyi okumalar!✨Erkin elinde yüzden fazla kez okuduğu dosyayı kapatmıştı sonunda. Üzerinden fazlasıyla geçiyordu çünkü hiçbir detayı kaçırmamalıydı. Lakin haddinden fazla süren bu inceleme fasılı başını ağrıtmıştı. İşaret ve orta parmağı ile şakaklarını ovmaya başlamıştı bile. Gözlerini kapatmış kafasını geriye yaslamışken, telefonunun yeniden titremesiyle dikkatini oraya vermişti. Aklında tek bir isim vardı. Özleminden kudurduğu bir isim.
Yüzünde ondan izinsiz yer alan tebessümü fark etmeden telefonunu eline aldı ve mesajlarına girdi.
Arın: günaydıınn
Arın: uyanmadın mı hala
Arın: OHA ERKİN 48 SAAT OLDU
Arın: UMARIM ŞU AN İYİ BİR BAHANEN VARDIR DÜNYAYI KURTARMAK GİBİ MESELA
Arın: DUR LAN VAZGEÇTİM KURTARMA DÜNYAYI NE GEREK VAR AMK
Arın: DÜNYANIN BİZİM HAYATIMIZI KURTARMASI GÜZELLİŞTİRMESİ FALAN GEREKMİYO MU BİZ NİYE KURTARIYORUZ
Arın: BU NE BİÇİM DÜNYA LAN
Arın: neyse sus fizik çözüyordum anladığın üzere
Arın: Berke diyor ki karıya kıza kaçmış olmasın
Arın: sence ben bu manüplasyonlara gelir miyim
Arın: GELİYORUM GALİBA ALLAHIM YARDIM YOLLA
Arın: deprem mi oluyo lan
Arın: ha dur SALLANAN SİNİRDEN TİTREYEN ELLERİMMİŞ
"Arın" kişisinden 38 cevapsız arama
Arın: böyle de kişisel hayatının ağzına sıçmış gibi hissettim ama merak ettim ya
Sarışın ağzı kulaklarında mesajları okuduktan sonra ayaklandı, ceketini aldı ve dışarıya attı kendini. Hava kararmıştı bile. Erkin arabasına ilerlerken Caner'i aramış, konuşuyorlardı.
"Tamam hallediyorum atarım birazdan konumu." Caner konuşmasını bununla sonladırırken, Erkin kendi kendine onaylamış ve radyodan sesi fullemişti bile.
Arkadaşının attığı konuma göz gezdirdiğinde sahil kenarında bir kafe olduğunu gördü. Kumralı, kopamıyordu anlaşılan deniz kenarlarından. Arabayı biraz daha hızlandırıyorken onunla eş zamanlı kalbi de aynı ivmeyi yakalıyordu. Sesli bir nefes vermişti sarışın ve düşünüyordu. Bu kalp çarpıntısı bu susuzluk hissi, aynen ilk gördüğü anda olduğu gibi hep devam mı edecekti? Erkin bunu bilmiyordu. Her seferinden heyecanlanmak ona hep saçma gelirdi mesela. Dalga geçerdi arkadaşlarıyla. "Oğlum ne abarttın lan her zamanki sevgilini görmeye gidiyorsun uzatma" derdi hep. Ama şu an sanırım anlıyor daha doğrusu hissediyordu. Gülümsedi hafifçe. Sanırım insanları kınamamak gerekiyordu.
.
"Ulan ne demek Selenden hoşlanıyorum? Şaka mısın oğlum sen?"
Batu hararetli bir şekilde konuştuğunda bu sözlerin ithaf edildiği Behlül, sessizce kahvesini yudumluyordu. Masadaki herkes bir teyze edasıyla cıkcıklarken Sedef söze girdi.
"Behlül, kardeşim kusura bakma da hoşlanmadığın bir deniz anası kaldı anasını satayım."
Olayı duyduğundan beri gülmemek için kendilerini sıkan Berke ve Arın, Sedef'in sözleriyle artık kahkahayı patlatmışlardı. Behlül gözlerini kısmış ikiliyi süzerken Umut, Sedef ve Barın da gülmeye başlamışlardı bile. Çapkın arkadaşları, sürekli takılmak istediği kızları gösterip hoşlandığını söylüyordu. Yani anlaşıldığı üzere fazlaca kez bu hoşlantı muhabbetine girmişlerdi. Şu an ki durum ise biraz farklıydı. Çünkü Behlül'ün Selen denildiğinde aklına kızın güzel fiziği değil de gülüşü geliyordu. Ha bir de pek sık yaşamadığı bir heyecan basıveriyordu bir anda.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SHAM (gay)
Romantizm"... Yanında oturan katilden asla haberin olmaz." : : "Silahın nerde o zaman?" ...işaret parmağı ile başını işaret edip, iki kere dokunduğunda psikopatça gülümsemişti. : : "Kapıda silah kontrolü yapsak bile beyinlerimizin el bombaları olduğu gerçeğ...