| Eski Bang konağı / Felix
Hyunjin'le geçirdiğimiz sessiz yolculuktan sonra kısa sürede eski Bang konağına gelmiştik. Siyah beyaz ahşap bina tüm görkemiyle karşımda dururken saklı klanın mimarisinin hoşuma gittiğine kanaat getirmiştim.
Bizi takip eden iki alfa kapının iki kenarına geçip çift bölmeli kapıyı bizim için açarken Hyunjin girmem için kenara çekilmişti. Bedenimi yavaşça içeri atıp içeriyi incelerken Hyunjin de içeri girip odalardan birine yürümeye başladı..
Çoğunlukla krem rengi duvarları ve kiremit rengi ahşap parkeleriyle renk uyumu çok hoştu. Kapıdan girer girmez koca salon bizi karşılıyordu. Salonu oldukça genişti ve 2 katlı konağın ilk katı neredeyse bütünüyle salondan oluşuyordu. Birkaç oda vardı ve bir de görebileceğimiz bir mutfak. Sağ kısımdan yukarı uzanan merdivenler üst kata çıkma isteği uyandırsa da Hyunjin'i takip edip alt kattaki odalardan birine girmiştim.
Geniş oda oldukça hoş görünümlüydü. Kapının sol tarafında duvar kenarında bir yatak ve yatağın hemen sol kolunda geniş bir pencere vardı ve manzarası da lider köşküne bakıyordu. Sol tarafta ise büyükçe bir dolap ve bir çalışma masası vardı. Karşı pencerenin manzarası ise ormanlık bir alana bakıyordu. O kısım iç ürpertici olsa da umursamadım.
"Her gün bayan Min gelip konağın temizliğini yapar. Bugün biraz erken çıktı ama yarın onunla tanışırsınız. Yemeğinizi o yapacak. Umarım rahat edersiniz Bay Lee. Bir sorununuz olursa sizi izlemek için görevli iki alfa hep kapının dışında olacak.. Bir isteğiniz olursa söylemekten çekinmeyin."
Hyunjin'in sözleriyle gözlerim onu buldu.
"Teşekkür ederim Bay Hwang."
Tebessümüme karşılık başıyla selam verip "Siz dinlenmenize bakın Bay Lee." Diyerek müsade istedi ve tam gideceği sırada kapının birden açılmasıyla Hyunjin irkilerek refleksle bir iki adım geriledi. Anlık olan olay yüzünden endişeyle açılmış gözlerim kapıdan giren kişiye döndü. Fakat Hyunjin benden önce davrandı.
"Jeongin biraz daha dikkatli ol!"
Alfanın, Jeongin'e sitem edercesine çıkışmasıyla Jeongin kaşlarını çatıp gözlerini doğruca ona çevirdi.
"Seni korkuttum mu hyung?"
Hyunjin üzerini düzeltip sert bir ifadeyle onu dikkatle izleyen çocuğa baktı. "Hayır ama az daha ölümüme sebep oluyordun!" Diye abartılı bir ifadeyle konuştuğunda gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Ayrıca birbirleriyle samimi konuşmaları dikkatimi çekmişti.
"Oh? Sırf kapı çarptı diye ölen kimseyi duymadım.. Eğer bu kadar zayıfım diyorsan ilk kişi sen olurdun."
Jeongin'in alaycıl sözleri Hyunjin'in kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.
"Kapı çarpmasını bilmem ama biraz daha konuşmaya devam edersen Hyunjin çarpmasıyla ölen ilk kişi olacaksın!"
Benim varlığımı unutmuş iki genci öylece izlerken Jeongin'in dudağı yukarı kıvrıldı ve bir adımla Hyunjin'e yaklaşarak kendinden emin bir tavırla konuştu;
"Bunu hep merak etmişimdir zaten.. Bir çarpsana bana, bakalım ölecek miyim.."
Jeongin'in imali konuşması alfanın yanaklarının kızarmasına ve gözlerinin genişlemesine sebep olduğunda Jeongin'in ne demek istediğini anlamıştım. Bu çocuk gerçekten utanmazdı..
Hyunjin ise ne diyeceğini bilemez bir tavırla gözlerini kaçırarak yutkundu ve boğazını temizleyerek zoraki konuştu.
"Çekil Jeongin, bugün seninle uğraşamayacağım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI KLAN • CHANLİX
Fanfiction'Kardelen ölürse güneşi bir daha doğmamak üzere batırırım. Bu yüzden hikâyenin sonunu ikimiz için değiştireceğim.' ~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~• Erkek bir omega olduğu için kendi babası tarafından ölüme mahkum edilmiş soylu genç bir...