|Felix
Beynime yüzlerce bıçağı aynı anda saplıyorlarmış gibi bir hisle gün ışığının vurduğu gözlerimi yavaşça açtım. Başımdaki yoğun acı kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Felç geçirmiş gibi hissediyordum.. Ciddi anlamda ölü gibiyim..
Bana ne olmuştu? En son Minho'nun evinde içtiğimizi hatırlıyordum.. Yatağıma nasıl geldiğim büyük bir soru işaretiyken dün geceyle ilgili zihnimde bulanık görüntüler vardı..
Zihnim yavaşça açılırken beynimde oluşan ne olduğu belirsiz görüntülerle yavaşça yatağımdan doğruldum ve derin bir nefes alıp lavaboya yöneldim..
Sonunda lavabodaki işlerimi bitirip boğazımdaki yanma hissiyle susadığım için mutfağa yöneldim.. Ben mutfağa yaklaşırken içeriden gelen güzel kokular midemin guruldamasına sebep olmuştu.
"Günaydın genç efendi.."
Mutfağa girer girmez Bayan Min'in her sabah karşılaştığım yüzündeki sıcak anne şefkatini içeren tebessümüyle karşılaşmıştım. Bir de sıcak kahvaltı sofrasıyla...
"Günaydın Bayan Min.. Başımdaki ağrı yüzünden güne kötü başlasam da senin bu güzel sofran bana moral veren tek şey.."
Masanın üzerindeki suyu alıp içip söylediğim şeylerle yüzündeki gülümsemesi genişlerken devam etti;
"Şu hoş iltifatlarınız için hepsi. Hadi oturun da soğumadan karnınızı iyice doyurun."
Ona gülümseyip elimdeki bardağı bıraktım ve masadaki her zamanki yerime oturdum.
Önümdeki yiyecekleri yemeye başlarken Bayan Min hemen sağ tarafıma geçip elinde tuttuğu ve ne olduğunu bilmediğim bir içeceği masaya koyarken konuştu;
"Bu içecek baş ağrınızı alırmış.. Bay Bang öyle söyledi."
Duyduğum isimle gözlerimi içecekten çekip Bayan Min'e çıkardım ve kaşlarımı çattım.
"Bay Bang mı?"
"Evet.. Sabah ben geldiğimde buradaydı. Bu içeceği hazırlıyordu.. Köşke gitmesi gerektiğini ve içeceği size benim vermemi söyledi.. Baş ağrınıza iyi geleceğini bu yüzden son damlasına kadar içmeniz gerektiğini söyledi. Sizi uyandırmak istememiş.."
O sabahın ilk ışıklarında benim için buraya mı gelmişti? Üstelik beni uyurken görmüştü! Tanrım utançtan yerin dibine girmek üzereydim..
Belki de dün beni bırakan oydu.. Ona dair zihnimde garip hatıralar vardı.. Sesi zihnimin her köşesinde yankılanıyor ama ne dediğini hatırlamıyordum..
Biraz daha zorladığımdaysa baş ağrım daha da artıyordu. İçeceği alıp dudaklarıma götürdüm ve yavaşça yudumlamaya başladım..
Çok güzel bir tadı vardı.. Kesinlikle böyle beklemiyordum. İlaçlar genelde acı olurdu ama bu hayatımda içtiğim en güzel şeydi..
"Bu ne içeceği Bayan Min?"
Meraklı bakışlarla mutfak masasını düzenleyen kadına baktığımda bana dönüp başını olumsuz anlamda salladı.
"Bilmiyorum efendim. Ben de ilk kez gördüm ama çöpü çıkarırken içinde vanilya çiçeği görmüştüm. Sanırım vanilya şurubuyla yapılmış bir içecek."
Vanilya... Tabi ki bu kadar lezzetliydi... Başka bir açıklaması olamazdı zaten..
Gülümseyip anladığımı belirtircesine başımı salladım ve içeceği tıpkı onun dediği gibi son damlasına kadar içtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI KLAN • CHANLİX
Fanfiction'Kardelen ölürse güneşi bir daha doğmamak üzere batırırım. Bu yüzden hikâyenin sonunu ikimiz için değiştireceğim.' ~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~• Erkek bir omega olduğu için kendi babası tarafından ölüme mahkum edilmiş soylu genç bir...