İki başlıklı yazı!.. Çünkü; çatlaklar (şahıs) da çatlaklıklar (düzensizlik) da birbirine girmiş durumda... Ayrıştırmak ne mümkün?
Herkesin suçlusu, bir başkası! Kimsenin suçlusu kendisi değil! İlk arayışı da burada yapmamız gerek!
Sözlerimi; devletimizin sunmuş olduğu eğitim programlarını (ilkokuldan, yüksekokula kadar) okumuş, üç ay hafızlık eğitimi almış, (Türkiye'nin en iyi hafızlarını yetiştiren, kurumlardan birisinde) dönerciliğinden inşaat sektörüne kadar çeşitli mesleklerde bulunmuş, birkaç aydır da bir devlet kurumunda memur olan ve bunlar içerisinde bulunduğu esnada gözlemler yapmış birisi olarak söylüyorum!
Kahvehanede; son taşı dönen, masadaki dörtlüden birisi olarak değil!
Pekâlâ, çıkarımlarım neler?
Öncelikle; toplumun çok az bir kısmını tenzih ederek, 'bencilliği' liste başına yerleştirebilirim. Birçoğumuz; bulunduğumuz kurumda, amirlerimizin veya patronumuzun gözündeki yerimizi korumaya çalışıyoruz: İnsanlığımızdan vazgeçme pahasına! Birilerine sürekli yaranmaya ve yükselmeye çalışıyoruz.
Çok kez; etrafındakileri tepeleme yoluyla gerçekleşiyor, bu yükselme işleri!
Birçok patron, çalışanlarına köle gözüyle bakıyor. Maaşlarını vermek, zulüm geliyor!
Bu, tahsilli olmak mevzusu değil! İnsan olmak mevzusu!
Sanırım, insan olmayı unuttuk! Hatırlatan da namevcut!..
Eğitimli olmayı, birtakım kurumları bitirmek sanıyoruz. Asıl eğitim sahibi insan; güzel ahlak sahibi insandır. Güzel ahlak sahipleri; insana, insan olduğu için değer verir!
Ailelerin; eğitim sistemimize bakış açısının değiştiğini de söylememde yarar var. "Okuyanları da görüyoruz. Ben çocuklarımı okutma taraftarı değilim!" diyen aileleri çokça görmekteyiz!
O ailelerin derdi atama vs. gibi konular fakat ben, eğer düşünüyorlarsa; "Düzgün eğitim alamama" konusunda destekliyorum! Sonrasında evlenmeyi olabildiğince geciktirme düşüncesi var birçok gençte... Daha doğru karar vermek değil onların amacı!..
Toplumun en önemli ve en temel kurumu olan aileden dahi çok zaman kalkmış olan "sevgi" kavramını da düşünmeliyiz.
Geri getirmenin arayışında olmalıyız. Özentilerin, kimliksizleşmeye doğru dörtnala gidenlerin, kaybolup da hiçbir arayışta olmayanların, bilgisizlerin ve bu durumlarını sorun görmeyenlerin; ve daha nicesinin doldurulmuş olduğu ülkem: Ya bir yangına doğru gitmekte ya da asli varlığına dönüşün son virajını almakta. Temennimiz ikinci ihtimalin olması!..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEMELERİM
Non-FictionDENEMELERİM ilk kitap neşredilmesine rağmen ücretsiz bir şekilde okunabilmesi için buraya tekrar yüklüyorum. Hem de ikinci baskıdaki halini... O halde sizi arka kapak yazısıyla baş başa bırakıyorum; Motive ediyor insanı. Okurken iyi hissettiriyor. G...