Tanıdıklarımızın ya da diğer birtakım insanların arkanızdan konuşması, basit tartışmalara girmek; bu basitliklere takılıp üzülmek...
Bütün bunlar, küçük dertlerdir. Aslen küçük olduğunu bilmememizin sebebi; bunlara çok yakından bakışımızdır.
Ah bir uzaktan bakabilsek... Asıl buz dağlarını, asıl dertleri göreceğiz ve bizim dert dediklerimizin birer hiç olduğunu da!..
Kendimizi bu durumlara mahkûm eden biz olduğumuzdan, kurtuluş da yine bizim elimizdedir. Asıl çözüm yolunu bulacak ve orada yürüyecek olan da biziz!
Bunun için önce kendimize dışarıdan bakmayı öğrenmemiz gerek! Basiretimizi geliştirmek... Yani gönül gözümüzü; ruhumuzu!
Eğer kendimize dışarıdan bakmak istiyorsak; karşıt görüşlülerimizi düşman edinmemeliyiz. Saygıyla yaklaşım gösteren, saygıyla dinlenilmeyi hak etmiştir!
Dertlerimize de dışarıdan bakmayı öğrenmeliyiz. Asıl büyük dertleri görüp, onlara odaklanmalıyız.
Hakikat olduğu iddia edilen hiçbir fikre gözümüzü kapatmamalıyız! Bir hakikat varsa (Ki var!), o muhakkak bir gün bizi bulacaktır!
Şunu da unutmamalıyız: Hakikatten kaçamayız fakat ona karşı gözlerimizi kapatabiliriz. Bir müddet sonra da kör oluruz!
Ezcümle... Asıl dertlerimiz; biz kimiz, nereden geldik nereye gideriz, ömrümüzü nasıl geçirmeliyiz?..
Ve en nihayetinde; kendimizi, varoluşumuzu anlamlandırmaya adamalıyız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEMELERİM
No FicciónDENEMELERİM ilk kitap neşredilmesine rağmen ücretsiz bir şekilde okunabilmesi için buraya tekrar yüklüyorum. Hem de ikinci baskıdaki halini... O halde sizi arka kapak yazısıyla baş başa bırakıyorum; Motive ediyor insanı. Okurken iyi hissettiriyor. G...
