Olumlu olmaya, mutlu olmaya, umutlu olmaya karşı neredeyse hep umutsuz olanlarla dolu olan ülkem insanları; her ne kadar başlık "olumlu olmak" olsa da bu yazıya dahi en başından umutsuz bakmış olabilir.
Yarın gözümü açıp açamayacağımı bilmediğim bu dünyada; çok mühim olaylar hariç, üzülmeye değmeyeceğine inanıyorum.
Hatta yarın şöyle dursun, bir lahza (an) sonra yaşayıp yaşamayacağımı da bilmiyorum! Bu yazıyı tamamlamadan ölmüş olabilir(im)dim.
Mutluluğun ve umutlu olmanın kolay yollarından birisi de ruhsal çuvalımızı ters çevirmektir.
Şöyle ki: Sabah ayağımızın takıldığı bir çukurdan ötürü; "Kahretsin, hep beni bulur zaten." deyip, güne milyon olumsuzlukla da başlayabiliriz. Ya da çuvalı ters çevirip, "Şükürler olsun bu taşa takılacak bir ayağa sahibim." diyerek; bu olayda bile olumlama yapıp, musmutlu bir güne merhaba da diyebiliriz.
Böyle bakmaya ve söylemeye başlamamızın ardına aslen çuvalın en altında bulunan "Mutluluklarımız, umutlarımız, şükürlerimiz ve dualarımız" çuvalı ters çevirdiğimizde en yukarı çıkacaktır.
En yukarıdaki "Boş kuruntular, saçma takıntılar, mutsuzluklar ve umutsuzluklar" ise en altlara inecektir.
Dikkatinize bu konu hakkında bir şey daha sunmak isterim: Başlık "olumlu olmak", "olumsuz olmamak" değil. Şu çuval mevzundan...
Hayatımızdan tüm bu olumsuzlukları atmaya çalışmalıyız. Arabeskleri, (Hatta içinde tek olumsuz kelime geçen müzikleri bile!) boş düşünceleri, düşünmeyenleri de (ülkesini, kardeşlerini, ailesini...)
Umutlu olalım, (gelecekten, sevdiklerimizden, seveceklerimizden, ülkemizden...) Çünkü; umutlu olan, mutludur da!
"Mutlu"luğun kendisinin, "uMUTLU" kelimesinin içinde gizli olması ise başka bir muamma.
Umutlu olalım. Ki mutlu olabilelim...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEMELERİM
Non-FictionDENEMELERİM ilk kitap neşredilmesine rağmen ücretsiz bir şekilde okunabilmesi için buraya tekrar yüklüyorum. Hem de ikinci baskıdaki halini... O halde sizi arka kapak yazısıyla baş başa bırakıyorum; Motive ediyor insanı. Okurken iyi hissettiriyor. G...