22.Bölüm

3.4K 147 257
                                    

Bitkin olmak yetmiyormuş gibi bir de Ada'nın dün yaşadığı olayı dinleyecektim. Saat sabahın sekiziydi ve beni erkenden uyandırmıştı.

"Kızım çok rezil oldum ya." Sızlanarak yastığa kafasını attığında gülmemek için yanaklarımın içini dişledim. Doğu'yla ne yaşadı bilmiyordum ama kötü gittiği belliydi.

"Ne oldu ki?"

"Doğu beni eve getirdiğinde üzerimde anahtarımı aramış ama bulamamış. Sonrada kapıyı çalmak zorunda kalmış. Tabi ben baygınım hiçbir şey hatırlamıyorum. Annemgil kapıyı açmış. Abim, babam ve annem kapıda Doğu benim belimden tutmuş şekilde. Sence ne anlamışlar?" Şaşırmış bir şekilde onu dinlerken sorusuyla kendime geldim.

"Sizi sevgili mi sanmışlar?"

"Evet. Abim Doğu'ya yumruk atmış. Annem bir sürü soru sormuş. Babam ise Doğu'yu tanımak için sabaha kadar sohbet etmişler." Ada dudak büzerken ben kahkaha atıyordum. Doğu resmen Ada'nın sevgilisi gibi ailesiyle uğraşmıştı. Ama neden Ada'nın sevgilisi olmadığını söyleyip gitmemişti ki?

"Ailene neden itiraz etmemiş?"

"Sormadım. Bilmiyorum." Doğu'nun böyle davranmış olmasının tek sebebi Ada'yı seviyor olma ihtimali olabilirdi. Kaşlarımı havaya kaldırarak Ada'ya baktığımda göz devirdi.

"Hayır bana aşık falan değil." Bıkkın bir surat ifadesiyle baktı.

"Belli olmaz."

"Ve ben bunları abimden dinledim. Ne kadar doğru bilemiyorum."

"Yani dünden beri hiç konuşmadınız öyle mi?" Kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Doğu bana ilk sarhoş olduğunda kendisine ve başka yakışıklı çocuklara asıldığını söyledi." Ağzına aldığı bir yudum suyu üstüme çıkartırken "Ne?" diye ciyaklamıştı.

Doğu'dan dün gece;

İlkim'den ev adresini aldıktan sonra yarı baygın olan Ada'ya destek vererek ayağa kaldırdım.

"Beni nereye götürüyorsun?" Sarhoş olduğu için kelimeler ağzından boğuk çıkıyor, ağzını toplayamıyordu

"Ait olduğun yere." Evet, onu evine götürecektim.

"Yalan söylüyorsun seni pislik tecavüzcü." Omzuma yumruk attığında şaşırmış, söyledikleri şeylerden sonra ağzım açık kalmıştı.

Elimden kurtulmaya çalıştı ama çok güçsüzdü.

"Seni evine bırakacağım. İlkim'in arkadaşıyım. Sakin ol." Daha çok çırpınmaya başlayınca bende daha sıkı tutmaya başladım.

"Yalan söylüyorsun bırak beni." Ama yetti artık. Ne kadar dengesiz bir kızdı bu ya.

Daha fazla debelenmesine izin vermeyerek birden sırtıma aldım. Çığlık atarak sırtıma vurmaya başladığında kahkaha attım. Hiç canımı yakmıyor ya da beni etkilemiyordu yumrukları.

"Ya indir beni puşt. Dokunma bana. Yere bırak beni yoksa çığlık atar herkesi buraya toplarım." Sonunda arabama geldiğimde sert bir şekilde arka koltuğa attım bedenini ve o kaçmadan arabaya binip kapıları kilitledim.

"Ya lütfen bırak beni. Git kendine başka bir kız bul. Ben bunu kaldıramam lütfen. Beni bırak lütfen gideyim. Lütfen." Sesi artık kısık çıkıyordu. Arkaya döndüğümde yanakları çoktan ıslanmış ve gözleri kızarmıştı. Kollarını bedenine sardığında ve kafasını aşağı eğdiğinde içim burkuldu ve parçalara ayrıldı. Bu hali çok....şey..... ne denirdi ona. Hatırladım. Masumdu. Çok masumdu. Uzun zamandır görmediğim bir görüntüydü.

İLKİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin