43.Bölüm

1K 52 7
                                    

"Ada hayır. Ders çalışacağım." Ada derin bir of çekti ve konuşmaya başladı.

"Ya bir günden bir şey olmaz. Lütfen, küserim bak. Hem herkes geliyor. Hadi." Yılarak kabuk etmek zorunda kalmıştım.

"Tamam, Ada. Tamam. Bir saate hazır olurum." Telefonu kapatıp masamın üzerine koydum. Yarım saat daha test çözüp hazırlanmaya başladım.

İddialı bir elbise giymeyi tercih etmemiştim. Onun yerine mini bir elbise giymiş ve hafif ama şık gösteren bir makyaj yapmıştım.

Elbisenin sırtı açıktı fakat önü boğazıma kadar dayanıyordu. Kabarık kısa eteğiyle bu siyah elbise gerçekten hoşuma gitmişti.

Bara falan gitmek istemiyordum. Erken yatıp uykumu almak istiyordum ama Ada buna izin vermiyordu.

Ada'nın geldiklerine dair attığı mesajıyla aşağıya inerek dışarı çıktım ve beni bekleyen arabaya atladım.

Bora Dilara'yı almaya erken gitmişti. Bu yüzden ben onlarla gitmeyip Ardagille gitmek istedim.

Arabada Arda, Melis, Ada ve Deniz vardı. Arkaya oturarak Berk'in neden gelmediğini sordum. Bu arada arabadakiler çok güzel olduğumu söylemişti ve ben teşekkür ettikten sonra Ada sorumu cevaplamıştı.

"Neden olacak, ders çalışacakmış."

"Haklı." dedim sinirle ve gülümsedim. Aslında kafamı dağıtmak bana da iyi gelebilirdi.

Ada bir şey demeden göz devirerek önüne döndü.

Bizimkilerle daldığım sohbeti Ada keyifsiz bir surat ifadesiyle bölmüştü.

"Bir detayı sana söylemedik ama kızmazsın diye düşünüyorum." Çatık kaşlarımla yüzüne bakarken şirince gülümsemeye çalıştı.

"Yine ne var, Ada ya? Zaten zorla getirdin beni buraya."

"Bora'dan duyduğuma göre belki Ekin'de gelebilirmiş. Ama belki." Oflayarak önüme döndüm ve bir şey demedim. Sıkıntı değildi ama beni korkutan Çağrı'nın bundan haberinin olmasıydı. Umarım görmez ya da duymazdı. Ekin'e zarar gelsin istemiyordum.

Barın önünde durduk ve arabadan indik. Arda arabayı park ettikten sonra yanımıza geldi ve içeri girdik.

Bora'yla Dilara çoktan gelmiş ve bir masa tutmuşlardı içeride. Onları bulmamız pek zor olmamıştı. Sahneye yakın bir masada oturuyorlardı ve Ekin'de yanlarındaydı.

Masaya doğru yürürken Ada'nın makçup bakışlarına elimi sallayarak gülümsedim. Önemli değil, boşver dermiş gibi.

Bora ve Dilara'nın bizi farketmeyerek sohbete dalmalarının dışında Ekin'in masaya oturana kadar benim gelişimi izlemesi sinirlerimi bozmuştu.

Masaya istemsiz çekingen hareketlerle oturmam ve gözlerimi kaçırarak "Selam." demem Ekin'i güldürmüştü ama farketmemiş gibi yapmıştım.

Üçü de cevap verdi bana ama konuşma devam etmemişti. Onlar aralarında konuşurken Ekin'in bakışları iyice gerilmeme neden olmuştu.

Derin bir nefes alarak ayağa kalktım.

"Ben içecek bir şeyler alacağım. Bir şey isteyen var mı?" Herkes sırayla bir içki söylediğinde tek kaşımı kaldırarak ofladım.

"Hepsini nasıl getireceğim acaba tek başıma?"

"Ben yardım ederim." Ekin ayağa kalkıp bara doğru yürümeye başladı. Arkasından yürürken üstüne atlayıp saçını başını yolmaktan kendimi zor alıkoymuştum.

İLKİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin