32.Bölüm

1.6K 66 12
                                    

Gün ışığının yüzüme vurmasıyla kaşlarımı çattım. Yastığı kafama bastırdım. Bir süre sonra nefes alamadığımda yastığı çektim ve derin bir nefes aldım.

Uyanmak istemiyordum ama erken yattığım için uykum yoktu.

Zorla kalkıp banyoya gittim ve yüzümü yıkayarak yatağa oturdum.

Çekmeceden telefonumu alıp açtım. Gelen mesajlara baktım. Ekin sadece 3 kere aramıştı ve sonra vazgeçmişti.

Üstümü değiştirdikten sonra Bora ve Dilara'nın odasına çıktım. Kapıya vurdum ve biraz bekledikten sonra kapıyı Bora açtı.

"Günaydın." Somurtarak içeri girdim. O da bişeyler geveledi ama oralı olmamıştım.

Hala uyuyan Dilara'nın yanına hızlı bir uçuş yaptım.

İrkilerek uyandığında kahkahalarla yataktan kalktım. İkiside bana sinirli bakarken ikisinede dil çıkardım.

Bora sıkıntıyla kafasını salladı ve yanımdan geçerken gülerek kafama vurdu. Sonra banyoya girerek kapıyı kapattı.

Dilara ayağa kalkıp üstündeki uzun gömleğin altına bir şort geçirdi.

Ona göz devirdiğimde omuz silkti.

"Yanında böyle dolaşmaktan utanmıyor musun? Ben şimdiye mosmor olmuştum." Kendimle dalga geçer gibi güldüm ve çekmeceli dolabın üstüne oturdum.

"O benim diğer yanım gibi artık. Bir süre sonra güven artınca utancımda geçti sanırım. Neden sen hala Ekin'e güvenmiyor musun?" Omuz silkip bilmediğimi söylediğimde bu konuyu yalnız olduğum bi zamanda iyice düşünmem gerektiğine karar verdim. Çünkü Ekin'e gerçekten güvendiğimi düşünüyordum.

Bora çoktan banyodan çıkmıştı. Duş almamıştı. Sanırım günlük işlerini halletmişti.

Beni dinledikten sonra değişik bir şekilde beni yargılıyormuş gibi baktı. Bende kaşlarımı çattım.

Sonra bize aşağıda işinin olduğunu söyleyip gitti. Bende Ekin'e güvenmediğimi bilmediğimi söylediğim için kötü hissetmiş ve tekrar Dilara'ya dönmüştüm.

"Dilara ben Ekin'e çok güveniyorum. Sadece fazla utangaç bir insanım sanırım. Çünkü ona güvendiğimi gerçekten hissediyorum." Gülümsediğinde kafasını salladı.

"Evet, sen utangaç birisin."

_______________

Biraz Dilara'yla sohbet ettikten sonra aşağıya Bora'yı bulma ümidiyle indik.

Büfe bölümüne girdiğimizde Ekin ve Bora bir masada oturuyorlardı.

Ofladım ve yürümeye devam edip Ekin'in yanına oturdum.

Biraz sıkıntılı ve sinirli bir hali vardı.

Bora biz oturur oturmaz Dilara'yla beraber bi bahane bularak yanımızdan kalktıklarında Bora sanki bizi yalnız bırakmaya çalışıyor gibiydi. Sanırım Ekin ona dargın olduğumu Bora'ya anlatmıştı.

Bir süre birşey demesini bekledim ama sadece yüzüme dümdüz baktı. Gözlerinde sanki bana karşı bi kırgınlık vardı. Belkide bunu sadece ben hissedebilirdim. Kimse onun gerçek duygularını anlayamazdı. Ama onu tanıyor, yaşadığı duygularda nasıl tepki vereceğini, nasıl bakacağını adım gibi biliyordum.

Biraz sonra vazgeçip ayağa kalktım. Beni kıran oydu bu hallerini anlayamamıştım.

Ayağa kalktığım an bileğimi tuttu. Yüzüme bakmadan sorusunu sordu.

İLKİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin