Merhaba küçük kız, merhabaaaaa (keşfetteki öcü ablanın sesiyle okuyun.)
Mihrizlnve 1_Uykulu_kelebek ithaftır.
💉
Ricardo'nun telefonu çalarken oflayarak geri çekildi. "Kim puşt ariyor beni arama işte!"
Telefonunu çıkarıp yüzüme baktığında kafa salladım. "Kim?"
"Çeyda."
"Yırtacağım o kızın ağzını yüzünü he!" deyip telefonu aldım ve sessize alıp arkadaki masaya koydum. "Sende ne yüz veriyon elaleme?"
"Elalim ne demek bilmiyor ama niye kizdin?"
"Of Ricardo baban evde hiç mi Türkçe konuşmuyor aşkitom senin?"
"Aşkitom mu?" diye sırıttı. "Ben senin aşkito mu?"
"Aşkito ne demek biliyorsun? Kimler dedi sana?"
"Benim baba benim anne diyor arsıra." Kelimeleri tam diyemediği için biraz kendine kızıp gözlerime baktı. "Aşkito mu ben senin?"
"Evet, aşkitomsun." deyip kollarımı tekrar boynuna sardığımda o da ellerini belime sarıp burnunu benim burnuma sürttü. "O zaman sen benim aşkito."
"Ya." diye gülüp saçlarını dağıttım. "Yiyeceğim popişini bak sıpa."
Poposuna bakmaya çalışıp tövbe çekti. "Yamyam."
"İşine gelenin anlamını da bil ama." Ellerimi beline indirip yüzüne baktım. "Şimdi Ceyda neden sana bu kadar yakın davranıyor onun cevabını ver."
"Ya git ona sor. Bilmiyor ben. Allah Allah." Kaşlarını çattı. "Beni seviyor sen ama onun adini söyleme."
"Sana sarılırken o ararsa tabi sorarım. Köle gibi kullandı zaten ben stajyerken. Saçından tutup yere yere vuras-"
Ben konuşurken gülümseyerek izledi ve sonunda dudağımdan öperek sözümü kesti. Geri çekilip yanağımdan öptü bir de. "Ben seni istiyor, Çeyda'yı değil."
"Aferin paşam." dediğimde ne dediğimi büyük ihtimalle anlamadı.
Arkamdaki saate bakıp belimden tuttu ve kaldırıp yere indirdi. "Gidelim artik, oğle arasi bitmek birazdan."
"Tamam sen git ben makyajımı yapıp çıkacağım peşinden." dediğimde kafasını iki yana salladı. "Hayir ikimiz çikacayiz."
"Aptal ya yiyeceğim ağzını yüzünü." diye gülerek mırıldanıp makyaj malzemelerimi çıkardım. Ricardo yanımda kollarını bağlamış ve kıçını masaya yaslamış beni izlerken son kalan rujumun kapağını açtım. Ricardo hemen durdurup yaklaştı. "Bir kere daha öpeyim."
Çok hafif bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Bugün çok guzel bir gün."
"Evet hayat kısa inekler uçuyor falan." diye gülüp rujumu da sürdüm ve çantamı toparlayıp odadaki askıya astım. "Gidebiliriz."
Cebindeki anahtarla kapıyı açıp elimi tuttuğunda elimize baktım. "Hastanedeyiz."
Omuz silkip odadan el ele çıktığımızda elini bıraktım. "Osmiş biz şimdi neyiz de el ele tutuşuyoruz?"
"Kardeş." dedi gözlerini kırpıştırarak. "Anlamadi mi?"
"Of dalga geçme bir."
Elimi bırakıp ellerini beline koydu. "Ayşe dalga sen geçiyor. Seni seviyorum, sen seviyorsun? Ee?"
"Ha yani sevgili olduk tamam." Kafa sallayarak etrafa baktım. Sonra yeni aydınlanmış gibi zıpladım. "Oha ciddi ciddi sevgili olduk!"
Bana değişik değişik bakarken yükselip yanağından öptüm. "Görüşürüz ömrüm, ben bunu Hayat'a ve Fatma teyzoşa anlatmam lazım."
Arkamda onu bırakıp sekerek koşmaya başladım. Hasta ve hasta yakınları bana tip tip bakarken kantine indim. Fatma teyze'nin epey meşgul olduğunu görünce seslendim. "Fatma teyze müşteriler gidince ara beni, çok önemli şeyler söyleyeceğim."
Fatma teyze gözleriyle onaylayıp satışına devam ederken tekrar yukarıya çıkıp etrafa bakındım. Bakalım hayatımın anlamı hayatım Hayat neredeydi.
Bir 5 dakika kadar deli dana gibi dolanırken kadın doğum kısmında bir kzıla beraber sandalyede oturan Alp'i görünce ona ilerledim. "Aa Alp?"
Ayağa kalktığında otur işareti yapıp karşısında geçtim. Oturmadan ayakta durdu o da. "Efendim hemşire abla?"
"Ne işin var burada?"
Sesini alçaltıp elini karnına koydu. "Bir midem bulanıyor ama görmen lazım... Dedim sanırım hamileyim."
"Trans mısın la sen?" dediğimde kaşlarını çatıp kafasını salladı iki yana. "Trans gibi mi duruyorum?"
"Yok da ne bileyim hamileyim deyince..."
"Hiç espri anlayışın yok, cahil." diye ters ters bana bakarken yanındaki kıza baktım. "Sevgilin mi?"
Kız gülümseyip kafadını iki yana salladı. "Hayır ablasıyım da siz Alp'e serum takamayınca kavga eden hemşire misiniz?"
"Evet evet oyum." deyip kafa salladığımda arkadaki kapı açıldı ve bir tane adam konuştu. "Çocuklar bakmak ister misiniz kardeşinize?"
Sarışın kız heyecanla kafa salladığında Alp "İstemiyorum, bakın siz." diye homurdanıp kafasını çevirdi.
"Oğlum gelsene."
"Gelmeyeceğim diyorum baba." Kaşlarını çatıp ayağının ucuyla yere daireler çizdi.
"Ama kalp atışlarını dinleyeceğiz."
Omuzlarını silktiğinde omzundan itekledim. "La yürü gir işte. Hadi görüşürüz."
Bunu bekliyormuş gibi odaya girdiğinde gülümseyerek diğer tarafa döndüm ve merdivenlere ilerledim. Sanırım kardeşi olacaktı ve onu kıskandığı için girmiyordu. Ya da ben büyüğüm kardeşim olamaz kompleksine girdiği için sinirliydi.
Hastanenin hiçbir yerinde bulamadığımda Mert belki bilir diye odasının kapısını çalıp beklemeden içeri girdim.
Puşt Mert.
Mertler şerefsizdir sloganımı da bırakıp ne gördüğümü söylüyorum.
Canım bacımı, hayatımın anlamı hayatım Hayat'ımın üstüne doğru eğilmişti ve Hayat sinirli duruyordu.
💉
Bölümü atıp dershaneye fırlıyorum hadi baaays
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İspanyol Translatem. | Texting 🏥
Chick-Lit07.05.2021 💉 @geleceginkurtaricisi: İspanyol bebesiymişsin @geleceginkurtaricisi: Çevir bakalım şu saç boyamın arkasındaki yazıyı Türkçeye @O. Ricardo_bytr: Translate var? @geleceginkurtaricisi: Artık benim translatem sensin aslanım 💉 Saç bahane...