◾Final◾

260 35 216
                                    


"Selam! Dokuz canımdan üçünü kaybedip geldim." Kapının kolunu hâlâ bırakmamıştım, ardına kadar açıktı. Odayı yeteri kadar süzdükten sonra konuştum. "Küçük Hanım sizi gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim."

Sevinmek kelimesinde farklı bir ima vardı, hâlâ hayatta olduğunu kast etmiştim. Yüzümdeki dehşet dolu ifadeyi bir an olsun silmeden hareket geçtim. Kızların dikkati üzerimden çekilmemişti. Jaha'yı kanlar içinde görmek midemi bulandırmıştı, tabi ki hoşlandığım kızdan iğrenmemiştim. Onunun böyle bir durum yaşaması midemi bulandırmıştı, saçlarına dahi kıyamazken böyle acı çekmesi... Bana cevap vermemişti, anlaşılan konuşmaya da gücü kalmamıştı.

O kadar çok kişinin ihanetine uğramıştım ki artık kendine dahi güvenemiyordu. Ona göre hâlâ oyunun bir parçası olabilirdi, benimse hiçbir şey umurumda değildi. Sadece buradan güzelimi çıkarmalıydım. Toprak ile Melissa işlerini çok iyi yapmış, yangın alarmını çalıştırmaya başarmıştı. Hatta gerçekten de kütüphaneyi ateşe vermişlerdi, artık geri zekalı taklidi yapmama gerek yoktu. Zeki olduğum da söylenemezdi, Jaha etrafımdayken sadece içgüdülerime göre hareket edebiliyordum ve tüm içgüdülerim canım pahasına onu korumamı söylüyordu.

Tek başıma dövüşecektim, güzelim yerinden kalkamazdı. Hareketsiz kalıp kendini zorlamaması daha iyiydi, bir şey olsun istemiyordum. Aklım almıyordu, her seferinde ona nasıl bu kadar çok bağlandığımı düşünüyordum. Hiçbir zaman da yeteri kadar gerçekçi bir sebep bulamıyordum. Emin olduğum tek nokta ona sırılsıklam aşık olduğumdu, ölürse yaşayamazdım. Karşımdaki kız beni yeniden hayatta bağlayan kişiydi, o gelmeden önce ölüden farksızdım. Yalnızca yemek yiyor, uyuyordum. Öfkem dışında kendi hislerim dahi yoktu.

Sıla elindeki tabancayı bana doğrulttuğunda önce davranmış, koluna ateş etmiştim. Böylelikle silahı yere -Jaha'nın birkaç metre ötesine- düşmüştü. Silahımda son kalan mermiyi de bitirmiştim. Sıla çığlıklarını bastırmaya çalışmış, yapamamıştı. Canı feci halde acımış olmalıydı, mermi yanlamasına bileğinin hemen üstünden başlayarak dirseğine kadar girmişti. Dwan kendi intikamını alamamış olsa da onun yerine intikam alıyordum. Saniyelik olarak Jaha'nın kelepçelerinin yanında bir karaltı gördüm, sonra Savaş'ın yanında da. O an umursamaya fırsatım olmamıştı, işime devam ettim.

Diana elindeki bıçakla bana doğru atıldığında çoktan Sıla ortalıktan yok olmuştu, sanırım aptal gücünü kullanarak uzaklaşmıştı. Ayakkabılardan çıkan ses odanın dışına doğruydu. Tekrar saldırmadığı sürece şu anlık umursamayacaktım. Sonrasında elbette peşinden gidecektim, henüz işim bitmemişti. Fazlasıyla öfkeliydim, içimdeki nefreti kelimelerle anlatamazdım. İkisine de zarar vermek, parça parça etmek istiyordum. Tüm işlerimi bırakarak saatlerce bunu yapabilirdim, geri Jaha'ya yardım etmeliydim. Ustalıkla yana doğru atıldım.

Kolunu tuttum, yana doğru kıvırdım. Gelişigüzel bir tekme savurmuştu, itiraf etmeliyim ki çoğu kişiden iyi dövüşüyordu ama yenmesi için yeterli değildi. Sadece biraz oyalayabilirdi, şimdiden kimin kazanacağı beliydi. Son bir haftadır tekme konusunda oldukça yeni deneyimler kazanmıştım, Jaha bu konuda mükemmeldi. Attığı tekmeler hayran bırakıyordu, adını dahi bilmediğim birçok tekniği kullanıyordu. Çok az dövüşmüş olsak da çok şey öğrenmiştim. Açıkçası onu yalnız bıraktığım için de üzgündüm, keşke gitmemiş olsaydım.

Başımıza bunlar geleceğini bilemezdim. O an hastaneden çıkmam gerekiyordu, aksi halde beni almaya geleceklerdi. Alexsander olayında Jaha'nın yerine ceza almayı kabul etmiştim, yemin ederim ki Jaha'yı öldürmeye çalışacaklarını bilmiyordum. Muhtemelen katilin ben olduğumu sanmıştı, pişmandım. Yaptığım her hareketten nefret ediyordum. Eğer o ölürse kendimi affedemezdim, üstü başı benim gibi kendi kanıyla kaplanmıştı, Tek fark, durumu benden de kötüydü. Keşke yerinde olabilseydim, onun yerine işkencelere maruz kalmış olsaydım...

Operasyon KAÇ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin