BÖLÜM 2

666 34 6
                                    

Bazı şeyler vardır gerçektir ama acıdır. Bazı şeyler ise yalandır ve güzeldir. Fakat benim hayatım tamamen gerçek ve yalan olan kısıma kurulmuş gibiydi. Gerçekler her seferinde canımı yakıyordu.

Korkaktım.

Kaçmıştım.

İnanmamıştım.

Sürekli canımı yakan şeylerin altında nedenler aramıştım. Annem mesela bizi tek etmişti evet ama ben hayatım boyunca sürekli onu haklı gösterecek sebepler aradım. Ama yoktu. Yoktu işte. Her şey apaçık ortadaydı.

Annem bizi terk etmişti işte.

Bırakmıştı.

Gitmişti.

Sabah sabah yine iğrenç bir alarım sesiyle uyandım. Erken uyanmaktan nefret ederdim. Ne kadar erken uyusam da; erken veya uykusunu almış uyanamazdım hiçbir zaman. Aksine uykumu almış bir şekilde uyanmam için geç uyumam gerekir. Ne kadar erken uyusam da uykumu alamamam sinir bozucuydu.

Banyodaki işimi hallettikten sonra üstümü giydim. Son olarak saçım ve lenslerim kalmıştı onları da halledip aşağı indim. Babam benden daha erken çıkıyordu. Simge abla ise oğlunu yani Taha'yı okula göndermek için bizden biraz daha geç uyanıyordu. Doğukan her zamanki gibi benden önce hazırlanmıştı. Aşağı indiğimde çoktan kendi kendine söylenmeye başlamıştı bile.

'Şu kızları cidden anlamıyorum, alt üstü okula gideceksiniz ne hazırlanıyorsunuz on saattir.'

Gözlerimi devirdim ve ' Benim diğer kızlardan farkım peruğumu iyice takmam ve lenslerim tabiki de Doğukan. Senin gibi üstünü giyip iki dakikada elini yüzünü yıkayıp çantayı alıp hemen çıkamıyorum üzgünüm.' diye yanıtladım.

'Derin söylenmeyi bırak da hadi daha ayakkabılarının bağcıklarını bağlamamışsın bana laf yetiştirmekten.' deyince bir oflamayla beraber onayladım ben de onu.

Durağa kadar Doğukan'la beraber gidiyorduk. Evimiz okullarımıza biraz fazla uzaktı ki bu benim için bir avantajdı. Buralarda özelikle akşam akşam sahile peruğumu takmadan rahatça çıkabiliyordum.

İlk otobüse beraber biniyorduk indiğimiz yerden Miray ve Cemle ayrılıyorduk. Mirayla ben başka minibüse daha binerdik fakat Doğukan ve Cem yürürlerdi. Aslında biz de yürüyebilirdik ama hem erken gelmemiz hem de havaların biraz daha sıcak olması gerekiyordu.

Yine lanet olası okuldayım saçma sapan gereksiz insanlar arasında mal mal dersi dinliyorum. Tabi bir de sıra arkadaşım Hilal var. O kadar çok konuşur ki susmak bilmez. Benim yerimde olmak istemezsiniz. Ki ben sessizliği seven insan bu kıza nasıl dayanıyorum? Car car konuşur belki ama sınıfta anlaşabildiğim sayılı kişilerdendir. Popüler olanlar, kendini bir bok sananlar, gerçekten mal olanlar, gereksiz bilgiler, formüller ve dengesiz hocalar. Böyle bir ortamı kim sevebilir?

Genellikle okulda yaptığım şeyler boş derslerde uyumak derste dersi dinlemek hatta çoğu sözel derslerde de uyumak. Benim ilgi alanım sayısal derslerdir ezber yapmaktan nefret ederim. Sayısalım o kadar iyi değildir ama en azından severim ve tabi Doğukan'ın da biraz yardımı olur bana.

Doğukan. Galiba benim ayakta durmam için tek sebep. O bana bahşedilmiş bir hediye gibi. Ondan başka hiç kimsem yok sayılır. Yani babam var belki ama o hiçbir zaman yanımda değil. Aileden uzak bir kız olduğum doğrudur; benim tek ailem Doğukan oldu her zaman.

Okulda sayısal dersler dışında iyi olduğum bir spor dersi falan yok. Hiçbir şeyde o kadar da iyi değilim. Müzik dışında. Benim de Doğukan'ın da sesi güzeldir. Ara sıra beraber şarkı söyleriz. Sesi güzel olup okulda müzik yerine resmi seçecek kadar tuhaf bir kişiydim ben de. Sesimi de saklardım. Babama sorsanız o bile şarkı söylediğimi bilmez mesela.

Siyahın DostuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin