19. BÖLÜM

720 54 39
                                    

Merhaba arkadaşlar bir sonraki bölüm final bölümü olacak daha sonra kitabı düzenlemeye alıcam aynı zamanda Görev kitabının kalan bölümlerini de kitabı en baştan düzenledikten sonra yayınlayacağım şuan aşkı da yarım olarak kalacak.

Yeni kitabımın tanıtım ve ilk bölümü de yayında o kitabıma da her ay düzenli olarak bölüm atacağım bölümler uzun olacak.

Size keyifliy okumalar bir sonra ki bölüm final bölümü :))







Hayat her zaman mutlu olmak için sebep bulmaya çalıştığımız anda daha da kötü olmak zorunda mıydı?

Hayatta acının iliklerine kadar işlemediği birisi kalmış mıydı ki onların hayatında eksik olacak...

















BİR HAFTA SONRA






Feyza yattığı hastane odasının tavanını izliyordu ne gelen arkadaşlarıyla konuşuyordu ne de onlara bir tepki veriyordu tek yaptığı şey odanın tavanını izlemekti. Genç kadın kocası ve timi bulundu diye daha sevinemeden hem annesini hem de babasını kaybetti. Oysa o gün mutlu olması gerekiyordu, istediği olmuştu kocası ve timi sağ salim dönmüştü, Feyza kocası döndüğü zaman ona bir evlatlarının olacağının müjdesini vermenin hayalini kurarken bir gün de sevdikleri elinden kayıp gitmişti. Kocası gözlerini açınca ne diyecekti ona seni bulduğumuz gün annemi, babamı, evladımızı kaybettik mi diyecekti?

Eli karnında ki boşluğa alışamıyor kalbi kabul etmiyordu evladının ölümünü. Elinin üzerinde bir el hissedince ağlamaktan kızarmış gözlerini elin sahibine çevirdi, elin sahibi can dostu arkadaşı Yağmur dan başkası değildi. Evladını kaybettiğini öğrendiği andan beri yalnız bırakmamıştı onu hem çektiği acıyı en iyi dostu anlıyordu. Yağmur da evladını kaybetmişti o zaman onun için üzülmüştü oysa arkadaşının çektiği evlat acısını düşününce bile tüyleri diken diken olurken şimdi kendisi aynı acıyı kat be kat çekiyordu.

"Salih'in durumu iyiye gidiyor Murat hoca bugünden itibaren ilaçları kesti eğer durumu tahmin ettiğimiz gibi giderse yarın akşam uyandırılacak."

Feyza gözünden ince bir yaşın firar etmesine izin verdi, başını pencereye çevirdi hava bir haftadır simsiyah bulutlarla kaplıydı ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu, oysa bir hafta öncesine kadar Mardin semaları güneşliydi. Yağmur arkadaşının başını okşadı gözünden akan yaşları sildi.

"Çektiğin acıyı en iyi ben bilirim kardeşim ama kendini toplaman lazım Salih uyandığı zaman seni böyle görmemeli hem daha çok gençsin tekrar evladın olur kendini üzüp daha çok yıpratma."

Feyza diliyle dudaklarını ıslatıp bir haftadan sonra ilk defa arkadaşıyla konuştu.

"Salih çocuğumuz olmasını çok istiyordu biliyor musun hatta bana şey diyordu "belki sana çocuk istiyorum diyip durmaya hakkım yok ama eğer olurda bana birşey olursa geriye bizden bir parça kalsın istiyorum. Hem sana annelik bana da babalık çok yakışmaz mı?" derdi bende çok istiyordum onu ama onu koruyamadım ben kendi evladımın ölümüne sebep oldum Yağmur."

Yağmur gözünden akan yaşı elinin tersiyle silip arkadaşına sımsıkı sarıldı "sen bile bile yapmadın bunu Yağmur yaşadığın şeyler kolay şeyler değildi günlerce kocandan haber alamadın tam bulundu diye sevinemeden hem anneni hem babanı kaybettin Barış bile kendini toparlayamamışken sen bunca acıya nasıl kayıtsız kalabilecektin? Hem siz hep Rabbim hayırlı evlat nasip etsin demez miydiniz. Rabbim de belki sizi bu acıyla sınıyor ama belki size evladın daha hayırlısını nasip edicektir. Bak kuzum artık kendini üzüp perişan etme dimdik ayağa kalk kaderin önüne geçilmez şuan hem Salih'in hemde kardeşinin sana ihtiyacı var. Barış kaç gündür hastaneye bile gelmiyor Toprak yanına gidiyor ama konuşmuyormuş evde öyle ruh gibi duruyormuş. Biliyorum seninde açın büyük ama şuan ailenin en çok sana ihtiyacı var onları toparlaman lazım."

EMANET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin