Bölüm 14

703 30 8
                                    

Erta, Kayis'in ahırına doğru ilerlerken bir taraftan da elindeki anahtar ve kolyeyi inceliyordu. Bu anahtar ve kolyeyi yıllardır Kayis'le bir arada olmasına rağmen daha önce nasıl olup da hiç görmediğini düşündü.

Anahtarın çok eski olduğu metalinin paslı renginden belliydi. Üzerindeki süslemelerden özel bir yapım olduğu rahatlıkla anlaşılıyordu ve çok kıymetli bir şeyleri sakladığı hissini veriyordu.

Kolyenin oldukça uzun ve kalın bir zinciri vardı. Ucundaki süsleme çok ilginç görünüyordu. Dünyaya benzer bir şekil, bu şeklin her iki tarafında geniş kanatlar, ortada bir kılıç ve ne anlama geldiğini anlamadığı dilde yazılı olan yazılar vardı. Bir an sanki kolyeden çok parlak bir ışık gördüğünü sandı. O, bu ışığın sadece güneşten kaynaklanan yansıma olduğunu düşünerek kafasını gökyüzüne kaldırdı. Güneş bu gün onlar için hiç de iyi sürprizlerle doğmamıştı.

Artık kaderinin Yera'yıkorumak olduğu düşüncesi onda anlamsız bir duyguya neden olmuştu. "Sonra anlayacaksın."demişti Kayis. Bundan sonra görevi, niçin olduğunu bilmese bile bir an önce Yera'yıbulmak ve onu tehlikelerden korumaktı. Peki, bu arada köyüne ve sevdiklerine neolacaktı? Dışarıdaki dünyayı hiç görmemişti. Acaba dışarıdaki dünya nasıldı? Bukarışık sorular içinde ahırın önünde buldu kendini.    

MELEKLERİN OĞLU YERA; GİZEM KALESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin