Dünya-12, Avengers Base
"Doğru anlamış mıyım, bakalım. Mirasçılar adındaki bir grup avcı, çoklu evrenlerdeki örümcekleri avlıyor. Ve Gwen, evreni için kaderini feda ederken bütün örümceklerin kader iplerinden bir parça kopuyor." Dedi Peter sakince.
Dünya-903'ün Stephen Strange'i sinirle burun kemerini sıktı ve aynı dünyanın Örümcek Adam'ına döndü. "O kesinlikle bir örümcek. Aranızdaki tek fark, senin mavi gözlü olman."
Tavandaki ağ ile baş aşağı sarkmış olan Peter Parker omuz silkti. "Ve benim daha uzun olmam. Ayrıca daha önce Yenilmezler'e katılmam, Asgard'ı kurtarmam, çoklu evreni kurtarmam-"
"Anladık. Sen 'İnanılmaz' Örümcek Adam'sın." Dedi Clint göz devirerek.
'İnanılmaz' Peter ona cevap vermek için ağzını açtı ancak kelimelerinde önce gelen, acı dolu bir inleme oldu. Göğsünü tutarak yere indi yanındaki Strange sakinleşmesi için bir şeyler söylüyordu ancak kulaklarında yankılanan Ben amcanın çığlıkları her şeyi kötüleştiriyordu. Sanki sesini kesebilecekmiş gibi ellerini sıkıca kulaklarına bastırdı. "Sus,"
"Peter, bana bak. Hadi örümcek." Dedi Strange. Rahatça nefes alabilmesi için maskesini çıkarmıştı. "Diğerlerine öğrettiğin gibi... Hadi!"
"Özür dilerim, özür dilerim. Ben amca, lütfen." Dedi kendi kendine fısıldayarak. Gözleri doluydu ancak ağlayamıyordu. Oysaki gözyaşı aktığı an bütün sesler duracak ve kader ipinden bir parça kopacaktı. "Özür dilerim. Dur. Lütfen."
"Ağla artık, çocuk." Dedi Strange mırıldanarak. Ancak durumu gittikçe kötüleşen Peter'ı fark ettiğinde derin bir nefes aldı. Dehşet içinde onu izleyen küçük Peter ve en az onlar kadar şaşkın ekibi umursamadan üç geçit açtı. Toby, Madame Web ve Dünya-903'ten gelen MJ hızla onlara yöneldi.
"Hey, Peter. Hadi. Gidelim." Dedi MJ telaşla onu kaldırmaya çalışırken. Toby de üzgüce diğer kola girdiğinde hâlâ sayıklayan Peter onları hissetti. "Hadi, inanılmaz Peter. Lejyon'a gideceğiz."
"Toby?" dedi Peter sorgularcasına. Anın duygu yoğunluğuna dayanamadı, gözyaşı süzüldü. Işık gibi parlak olan gözyaşı yanağından havalandı, tüm gücüyle parladı ve hızla kayboldu. Kader bağından bir parçası kopmuş olan Peter, Toby'nin kollarına bayıldı. MJ hızla portaldan içeri koştu ve yardım çağırmaya gitti.
"Sıran geliyor, Peter. Kader bağını görebiliyorum." Dedi Madam Web. Peter, gerildi. "Neler oluyor?"
"Bunu bilmiyorum ama öğrenene kadar çoklu evrendeki tüm örümcekler bunu yaşayacak. Hepinize yetişmeye çalışıyoruz ama bütün Strange'ler ve döngüyü tamamlamış örümcekleri kontrol etmek zor." Dedi Strange.
"Ne oluyor, o, garip durum olurken?"
"Bize anlatmıyorlar çoğunlukla. Birkaçının söylediklerine göre, kaybettikleri kişilerin çığlıklarını duyuyorlar."
"Ya hiç kaybetmeyenler?" dedi Peter korkuyla. Madam Web ve Stephen Strange bir an hüzünlendiler. Bu, herkesi korkuttu. "Uyanmadılar. Komadalar."
Salonun diğer ucundan açılan başka bir portaldan Elizabeth Strange çıktığında ikisi de ne olduğunu anlamıştı. "Bulduk."
"Nerede?"
"Andrew'in kaderinde."
"En son Leonard'ın kaderinde değil miydi?" dedi Madam Web.
"Hızlanıyor. Onları da toplamalıyız ayrıca. Mirasçılar geliyor. Evrenleri korumalıyız."
"Lejyon, kaçış noktasında. Oraya gelemezler." Dedi Strange ancak kendisi de bu dediğine pek inanmıyordu. Üçü aynı anda Peter'a döndü. Elizabeth, kenara çekildi ve şimdi başka bir evrenin Ghost Spider'ı onlara bakıyordu. Tıpkı... Gwen'e benziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Örümcek Kadın Gerçekliği
FanfictionKollarımı hareketsiz bedenine daha sıkı sardım. Dakikalar önce, her şey bitmişti. Kaybetmiştik. Beraber kaybetmiştik. "Sana gelme demiştim. Neden?" dedim bağırarak. Beni duyacak kimse kalmamıştı. "Neden o inadını bırakmayıp geldin?" Neredeyse tamamı...