Spider Woman Reality, Earth–3000–A, 2000
"Anne! Lils'e bir şey söyle!" dedi Cooper salıncağa çıkmaya çalışırken. Küçük bedenine rağmen bu çabası gerçekten tatlı görünüyordu. Nathaniel, bir an için ona baksa da, halledebileceğini bildiği için kitabına geri döndü. Clarissa ise, endişeyle Lily'nin bisikletinin peşinden koşmak yerine oğluna baktı. Gözleri şokla büyüdü. "Nat! Nat oğlumuz kendini süper kahraman sanıyor. Tut onu düşecek!"
"Salıncağa çıkmak için bizden yardım istemek yerine önce kendisi deniyor, Clary." Dedi onun deliren tavırlarına karşı sakinlikle. Başıyla salıncağa oturmuş çocuğu işaret etti. "Ve bak, yapabildi de. Sürekli onların peşinden koşamayız. Bir şeyleri kendileri öğrenmeli."
"O daha dört yaşında." Dedi yorgunca yanına otururken. "Lily de altı. Ne ara bu kadar büyüdüler anlayamıyorum bazen."
Nat, aklına gelen şeyle derin bir nefes aldı. Unutmuştu. Şu sıralar Yüzbaşı Rogers ve ailesini izleme görevi ondaydı. Peggy ile mutlu olan ailelerini izliyor, çocuklarıyla gülüşlerini fotoğraflıyor ve bazı görevlerde de onu gizlice kolluyordu. SHIELD'ın ondan neden böyle bir şey istediğini anlayamıyor olsa da, mantıklı bir cevap yoktu. Clarissa'ya yalan söylemesine gerek kalmamıştı bu sabah itibariyle gerçi.
"SHIELD'ın gözü Rogers'ın üzerinde." Dedi. "Ne olduğunu bilmiyorum ama bir şey olduğu kesin."
"Red Room ile bir ilgisi olabilir mi? Ya da HYDRA? Bucky'i almak için Steve'i tehdit edeceklerdir?"
"Sanmıyorum," diye mırıldandı. "Red Room onlarla uğraşmaz. Özellikle de ben Dreykov'un peşindeyken. Onu öldürememiş olmam yeterince acı zaten. HYDRA yeni bir baskını kaldıramayacaktır. Winter Soldier, Barnes'ın aklından tamamen çıkarıldı bile ve bunu herkes biliyor. O aklandı ve kimse onu kirletemez."
"O zaman sorun ne?" dedi Clary ona yaklaşarak. Bir gözleri de çocukların üzerindeydi ama dikkatini çoğunlukla eşine verdi. "Sorun, hiçbir sorun olmaması ve her şeyin yolunda gitmesi mi?"
"New York'a gitmeliyiz." Dedi aniden. "Sizi oraya bırakmalı ve Dreykov'un işini hemen bitirmeliyim. İçimi yiyen muhtemelen bu ve bundan kurtulacağım."
Bunu istemedi ancak ona söylemedi. Nathaniel'ın onları arkada bırakmasına ne kadar sinirlenirse sinirlensin, kendisinin de bunu yaptığını bildiği için sesini çıkarmazdı. Ama yine de konu Red Room olduğunda ağzını açmakta çekinmezdi. Özellikle de Dreykov. Şu an için hiç kimse Nathaniel Romanoff'un çocukları olduğunu bilmiyordu ama öğrenildiğinde, onların peşine düşmekten çekinmeyecekti.
"Ben de geliyorum."
"Ne? Hayır. Çocuklarla kalmalısın. Birimizin onlarla kalması ve güvende olduklarını söylemesi lazım."
"Seni bir kez onların elinden aldım ve buraya getirdim." Dedi Clarissa sertçe. "Bir kez daha ya da pek çok kez daha yapar ve eve dönebilirim. Çocuklarla ilgilenecek kişi sayısını tahmin bile edemeyiz ayrıca."
"Benimle Budapeşte'ye ya da Moskova'ya gelemezsin." Dedi daha sert olarak. Ona karşı bunun işlemeyeceğini bilse de, elinden gelen tek şey reddetmeye çalışmaktı. "Yeniden olmaz, tamam mı?"
"Gelirim."
"O zaman Dreykov çocuklar için geldiğinde kim onları koruyacak?" dedi kendini kaybederek. Clarissa, bu düşünceyle irkildi ve ondan biraz uzaklaştı. "Lily'nin Cooper'ı korumak için bir askeri tekmelemesini ya da bir uçak uçurmasını istemiyorum. Bunların ne olduğunu ben biliyorum ve çocuklarımın yaşamasına engel olmaya çalışıyorum, Clarissa."
"İşte bu yüzden, onları aradım."
Yaprak hışırtıları da bunun beraberinde geldi. Başını inanamazca o tarafa çevirdi. Kesinlikle beklediği şey bu değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Örümcek Kadın Gerçekliği
أدب الهواةKollarımı hareketsiz bedenine daha sıkı sardım. Dakikalar önce, her şey bitmişti. Kaybetmiştik. Beraber kaybetmiştik. "Sana gelme demiştim. Neden?" dedim bağırarak. Beni duyacak kimse kalmamıştı. "Neden o inadını bırakmayıp geldin?" Neredeyse tamamı...