0.06

808 85 71
                                    

Lee Minho'dan

Sabahtı, ben ve çocuklar bu gün dışarı çıkmayı planlıyorduk, pazar olduğu için eğlence parkına gitmeyi düşünüyorduk, böylece her şeye biraz ara verebilirdik.

Arkamı döndüğümde en iyi iki arkadaşımın hava yastıklarında birbirlerine sarılarak uyuduklarını gördüm, kendimi uyanık kalmaya çalışırken onlara kıkırdadım.

Chan aniden şaşırmış bir şekilde  "Ya Lee Minho hadi hazırlanalım da çıkalım zaten saat neredeyse 11'e yaklaşıyor." diye uyanıp konuştu.

Chan'ın Changbin'i güçlü bir şekilde sarsmasını izlerken onu başımla onayladım. Kendimi toparlamak için duşa girdim.

Hazır olduğumda banyodan çıktım ve diğer çocukların üstlerini değiştirmelerini beklerken televizyonu açtım.

Hazır olduklarında ikiside kapıya kadar bir şeyler hakkında şakalaşmışlardı.

Changbin, "Minho'nun eğlence parkında sevimli birini bulacağını tahmin edersiniz." diye şaka yaptı. Ancak Chan hiç olumlu bakmamıştı.

Chan'ın arabasına binerek binadan ayrıldık, araba sürmeyi öğrenecek ve alacak parası olan tek kişi oydu çünkü.

"Önce nereye gidiyoruz?" Arabada sessizce otururken sorguladım. Bir önceki günden kalan acılı kalp kırıklığı hissini tekrar hatırlamıştım.

Giderken bineceğimiz aletleri ve bilet fiyatlarını tartıştık, hepimiz kendimiz için ödeme yapacaktık ama dürüst olmak gerekirse giriş biletleri düşündüğüm kadar pahalı değildi.

Mekana vardık, bahar ortasıydı yani hava sıcaktı, kaynamıyordu ama hava güzeldi, güneşliydi.

"Gidip bilet alalım tamam mı?" Chan, düşüncelerimden hem beni hem de Changbin'i uyandırmak adına söyledi, bilet gişesine doğru yürümeden önce duruşumu düzelttim.

Kuyrukta tam olarak sıraya girdiğim çekici bir sesin "Ugh, Jeongin, Hyunjin, öpüşmeyi bırakın ve gerçekten çalışın, tüm bunları kendim yapamam." dediğini duydum.

Dayanamadım ve sonra kabinden sorumlu çekici adama, muhtemelen sesin sahibine baktım.

"Merhaba size nasıl yardımcı olabilirim" diyen ses konuştu ve aniden biletleri sipariş etme sıramın geldiğini fark ettim. Nedense isyan ettim.

"Ah tatlı şey, numaranı vererek bana yardım edebilirsiniz." diye kendime güvenerek sordum.

Sonra bir bakışla susturuldum "Bak, bir yabancının bana randevu sormasını sağlamak için burada değilim, burada öğrenci olarak para kazanmaya çalışıyorum" diye hırladı ve teması kesmeden konuştu.

Ben çok utanmışken tekrar homurdandı, "Kaç bilet istiyorsun?" biraz sinirli bir şekilde sordu.

"Tamam sakin ol, tatlı olduğun için sadece numaranı istedim, ama bu kadar huysuz olduğunu nereden bilebilirdim?" diye cevap verdim sabrımı kaybederek.

"Tamam özür dilerim, kaç bilet istiyorsun? Ben sadece işimi yapmaya çalışıyordum." Gözlerimi geri çevirdim, kim bilir tatlı bir adamın bu kadar kaba olabileceğini.

Üç bilet için işaret verdim ve kendimi sakinleştirerek gittim çocukları endişelendirmeme gerek yoktu. İyiymişim gibi davranırsam muhtemelen hiçbir şeyden şüphelenmeyeceklerdi.

Çocuklarla vakit geçirirken Chan'ın bir iş görüşmesi için ayrılması ve Changbin'nin Felix ile ayarladığı bir randevu için erken ayrılmalarından önce üç saat birlikte geçirip günün tadını çıkarmıştık.

Yalnız kaldığımda gitme zamanımın geldiğini hissettiğimde lunaparkta biraz gezintiye çıktım.

Daha önce ona iltifat ederken bana saldıran adamı o zaman gördüm, biraz üzgün görünüyordu ve bir çiftin yanında duruyordu.

Yanlışlıkla bana çarpan çiftle uzaklaştı ve bana bakarak sessizce özür diledi.

İç çektim ve bugün için özür dilemeye karar verdim "Hey, bu sabah sana çıkma teklif etmeye çalıştığım adam seni üzmek istemedim." başını kaldırıp baktı onu ürküttümüştüm sanırım.

"Huh oh senin suçun değil sadece zor bir hafta geçirdim hepsi bu, sana bu konuda kaba davranmamalıydım" diye karşılık verdi.

Hafifçe gülümsedim, sonra sol omzumda hafif bir dokunuş hissetmemle arkamı döndüm.

•Rebound•
6. Bölüm Sonu

-04.05.2022-

Kimse de hatırlatmıyor en son 1 ay önce attın diye unutmuşum ben 😅 *emoji gıcık ama başka bulamadım*

Rebound | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin