0.22

502 51 107
                                        

Lee Minho'dan

Seungmin gittikten sonra kendimi yatağımda uzanırken buldum. Açıklayamadığım kelebekler uçuyordu içimde.

Kesinlikle ona aşık oluyordum ama yine de onu seviyordum... Jisung'u, Han Jisung. Berbat olan şey, nasıl hissettiğimi açıkça bilmememdi.

Kendi kendime iç çektim. Seungmin kısa bir süre önce ayrılmıştı ve ben çok yorulmuştum. Saatin 23:00 olduğunu bilerek uykuya dalmak için gözlerimi kapattım.

Telefonum bir bildirim geldiğinde uykuya dalmak üzereydim, hemen kapatacaktım ama mesaj atan Seungmin'di.

Seungmin

İyi uykular
Minho <3

Cevap vermeden önce gülümsedim, tatlı bir cevap düşünmeye çalıştım.

Teşekkürler tatlı rüyalar
Seung

Ne?! Hayır, şimdi sana
Min demek istiyorum!

Bu zor

O zaman sana Min diyeceğim

;)

Pürüzsüz... Seungmin gerçekten pürüzsüzdü. Kendi kendime gülümsedim: bu birkaç hafta onunla harika geçmişti.

Yine tam uyumanın eşindeyken telefonum çalmaya başladı. Bu sefer arayan Jisung'tu.. açmak istemiyordum.

Açmakta tereddüt ettim, uykum vardı ve kesinlikle onunla konuşacak havamda değildim ama bana hâlâ çıktığımız zamanları hatırlatmıştı.

İlişkimizin ilk dönemlerinde durmaksızın özellikle gece geç saatlerde her şeyi konuşurduk. Duygularımızdan en rastgele şeylere kadar.

Bu hatıra kalbimi biraz acımıştı. Sandığımdan daha çok acıtmıştı telefonu açtım.

"Minho ah... Uyuyamıyorum..."

"Jisung bu benim sorunum değil... Felix'e falan git."

"Minho, Minmin..."

"Jisung bana öyle deme!"

"Hayır Minho lütfen."

Dürüst olmak gerekirse onun saçmalıklarıyla uğraşmak istemiyordum, sadece onunla takılmak olarak düşündüm.

"Tamam, yarım saatliğine gelebilirsin..."

"Teşekkürler..."

Telefonu kapattım, üstümü değiştiremeyecek kadar tembel olduğum için kıyafetlerimi daha rahat hale getirdim ama Jisung geliyordu.

Bu yüzden bugün dışarı çıktığımdan ya da yeni kıyafetler aldığımdan şüphelenmesini istemedim.

"Tanrıya yemin ederim ki Jisung bir bok bulursa o zaman-"

Kapının çalınmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Jisung'a kapıyı açmak için ayağa kalktım.

Kendimi olabilecek her şeye hazırladım. Orada Jisung duruyordu. Düzgün giyinmemişti ama her zamanki giyinmişti işte?

Ben her zaman bu tarafını ona tercih ederdim, nedense savunmasız görünüyordu, hatta yorgun, bir süredir uyumamış gibi görünüyordu.

Yapmamalıydım, ama nedense yaptım, ona sarıldım, sarılmamla ona olan tüm duyguların bir anda geri geldiğini hissettim, tüm acılara rağmen.

Ona sarıldım, tutkulu değildi daha çok buruk, bu hareketleri neden yaptığımı kendime sorguladım.

Suçluluk, acı, özlem, duygularımla oynuyor mu yoksa küçüğüme mi acıyordum?

Geçmişi bırakmayı o kadar çok istedim ki tamam devam etmemeliydim, ama severken insan nasıl bu kadar çok şeyi bırakabilirdi?

Jisung 1 veya 2 dakika sonra çekilmişti ama bana sonsuzluk gibi gelmişti. Ona içeri gelmesini söyledim. Beni takip ederken sessizce başını salladı.

"Sana her şeyi açıklamam gerek, bu yüzden uyuyamadım."

"Jisung, bir süredir açıklama istiyorum lütfen devam et."

"Özür dilerim Y/n... beni kara listeye aldı, güzel şeyleri söyledi ve hepsine inandım beni senden daha çok seveceğini söyledi, ama bu yanlıştı biliyorum. Lütfen beni geri kabul et Minho, Min Min. Seni çok özledim.."

"Peki."

"Bekle beni geri mi kabul edeceksin!?" diye bağırdı genç.

Bir şey demeden başımı salladım.

"Ama seni affetmem biraz zaman alacak."

Gülümsemesini gördüğümde samimi gelmişti, ben de gülümsedim ve yanağından tutup onu öptüm.

•Rebound•
22. Bölüm Sonu

-30.05.2022-

Ben çok kızmıştım burada hiç bir yönden haklı gelmiyor yaptıkları.

Rebound | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin