0.18

513 54 8
                                        

Lee Minho'dan

Seungmin'in sınıfına girmeden önce geri dönüp bana gülümsemesini izlerken iç çektim ve kızararak ona el salladım.

Aniden nefesimi bıraktım. Jisung, dün gece çok şey olmuştu, beni çok sinirlendirmişti ve germişti.

Hala Jisung'u unutmam gerekiyordu değil mi? Beni aldatan oydu ve ben hala onun yanında duygusaldım, iyi ki bir süre okula gelmeyecekti.

Üniversitedeki dans stüdyosuna gitmek için oradan ayrıldım, vücudum zayıftı, her zaman dans için çok heyecanlı olurdum ama şu an sadece çok yorgundum.

En azından kafein kesinlikle işe yarayacak ve bana bir çeşit enerji artışı sağlayacaktı, dans ettikten sonra sadece Jisung'a eşlik etmek için sabah 5'e kadar eve gitmeden hastanede kaldım.

Neden bunu vücuduma yapıyordum? Beyaz boyalı stüdyoya geldiğimde, aynalar bana doğru bakarken inledim.

"Günaydın Minho." Benimki kadar ölü bir sese baktığımda Hyunjin olduğunu gördüm. Normalde oldukça neşeliydi ama biri onu fena üzmüş olmalı.

"Günaydın Hyunjin, iyi misin?" Seungmin ile konuşurken tüm enerjimi harcadığım için yorgun göründüğümü bilerek sordum.

Hyunjin'e baktım, sadece omuzlarını silkti. Ben de aynı şekilde karşılık verdim. Görevleri ve yapmam gereken pratik işleri kontrol etmek için beyaz tahtaya doğru yürüdüm.

Ders garipti, normalden çok daha sessizdi, transfer elemanı Felix her zamanki gibiydi, yüksek sesli ve arkadaş canlısıydı ama ne yaptığına dikkat ediyordu.

Hoseok, hepimizin genelde yaptığı gibi Felix'le dalga geçiyordu, Hoshi ve Yugyeom yanda konuşuyorlardı.

Mina ve Jimin kenarda bale yapıyorlardı, Beomgyu ve Lisa son dans ödevimizin sonuçlarını dağıtıyorlardı.

Hyunjin. Hyunjin normalde sohbet ederdi normalde sınıfın hayatıydı ama bugün... kulaklıkla oturuyordu?

Bir şey varsaymama gerek yoktu ama onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Gözümü kırpıp kafamı kaşıyıp onunla konuşup konuşmamam konusunda düşünmeye başladım.

Neyse yapsam bir şey olamazdı. Yanına gidip omzuna hafifçe vurdum, ilk başta tepki vermedi, ben de ona biraz daha fazla vurdum.

Her ne yapıyorsa onu silkeledim, bir şeyler mırıldanarak başını salladı, "Hyunjin, bugün kendinde görünmüyorsun? N'aber?" sıkıntılı adama bakarken sordum.

Yorgun görünüyordu, yorgun olduğumu düşünüyordum ama bu adam hiç uyumamış gibi görünüyordu, tabii ki ben hastanedeydim ama yine de uyumuştum.

Ağzında bir şeyler geveleyip başını iki yana salladı "Kişisel bir şey, muhtemelen öğreneceksin ama." dedi gözlerini devirirken küçümseyici bir tavırla.

Hayatımda hiç Hyunjin'e bir şey yapmamıştım. O kadar yakın bile değildik. Orada durup ona ne yapmış olabileceğimi düşünmeye başladım...

"Bak yanlış anlama ama Seungmin neden senin arkadaşın olmak istiyor?" diye tükürdü kelimelerini.

Orada donakaldım. Ne olmuştu? Bu herifin erkek arkadaşı yok mu? Seungmin'in kimin ile arkadaş olduğu konusunda endişeleniyordu.

"Neden Seungmin beni sevmiyor..." diye sızlandı, "Seviyor, ona söylersen muhtemelen evet diyeceğini de biliyorsun."

Hyunjin tekrar başını salladı, ama bu kadar basit olmadığını biliyordum. Hyunjin'in bu itirafı bir yana, Seungmin hakkında ilk kez bana bir şey söylemişti?

Ama bildiğim bir şey var ki, onun bir erkek arkadaşı vardı. Ne yapacağımı bilemedim, yanında kendimi suçlu hissederek durdum, bir şey söylemekte tereddüt ediyordum.

"Hyunjin sen iyi birisin, yapman gerekeni yap."

Ona yarım bir şekilde gülümsedim. O da yere oturup derin bir şekilde bakarken, kafam karışmış bir şekilde oradan ayrıldım.

•Rebound•
18. Bölüm Sonu

-30.05.2022-

Gelmeyecek deyip hastaneye gitmek 10/10 hareket.

Rebound | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin