0.24

535 51 35
                                    

Lee Minho'dan

Parkta oturmuş Seungmin'i bekliyordum artık 'bitirmemizin' zamanı gelmişti.

Hiç resmi değildik ya da birbirimizi gerçekten tanımıyorduk ama, kalplerimizin farklı istekleri olduğunu tahmin ediyordum.

Yıldızlar parlıyordu, ay gururla duruyordu ve yüzüme yansıyordu, mayıs ayındaydık.

Seungmin'le yaklaşan yaz sınavlarımıza hazırlanmalıydık, ama sadece bir günden bir şey olmazdı, bunun ne gibi bir zararı olabilirdi?

Jisung'a Seungmin'in durumunu anlattım. Benim ve Seungmin'in artık birlikte olmadığımızı, bir çift olmadığımızı açıkça belirttiğim sürece umursamadı.

Bir süre bekledim. Hava soğuktan sertleşmeye başladığında onu gördüm, onu görmeyeli iki hafta olmuştu.

Üniversitede zaman zaman görüşürdük ama çok sık değil.

Başımı salladığımda her zaman olduğu gibi bana gülümsedi, yanıma oturdu ama yakın değildi, garip hissettirmişti bu ama ikimiz de bunun sakinleştirici ve rahatlatıcı olduğunu biliyorduk.

Konuşmadan önce öksürdüm.

"Bu, işleri bitirmenin bir yolu, evet."

"Hmhm"

Yine sessizce oturduk, trafik, parkın kenar mahallelerinden sohbet eden insanlar sesi vardı ama en önemlisi ikimizin nefes sesi.

"Özür dilerim" dediğini duydum gencin.

İçimde biriken endişeyi hafifletmek için parmaklarımla oynayarak aşağı baktım.

"Üzülme, bizim suçumuz değil... zaten hiçbir zaman gerçek bir çift olmadık, farklı isteklerimiz vardı."

"Evet."

Ben ve Seungmin'in sahip olduğumuz her şey, sevsem de sevmesem de artık sona eriyordu, arkadaş olabilirdik ama çok farklı hayatlarımız vardı.

Bırakmak istemedim ama dürüst olmak gerekirse ikimiz de bağlı değildik ve bunu gerçekten istemiyorduk, değil mi?

"Beni her zaman arayabilirsin" diye sessizce söyledim.

Seungmin konuşmaya başladı, "Eğer senin için orada olabilirsem... bulutlar, birlikte geçirdiğimiz ilk zamanı, bulutlar hakkında nasıl konuştuğumu hatırla, onları ben olarak hatırla."

"Seungmin... Seni unutabileceğimi sanmıyorum, farklılıklarımız olsa bile iyi zamanlar geçirdik."

"Evet... o zaman şimdi ne yapacağız?"

"Sarılabilir miyiz... sonumuz olsa da yarın hiçbir şey olmayacakmış gibi sarılabilir miyiz?" diye daha uzun bir şekilde cevapladım.

Ayağa kalktı, gözleri sulanmıştı, beni kendine çekmeden önce "Yarından sonra normal hayatlarımıza dönüyoruz, hiç arkadaş olmamışız gibi davranmalıyız..." dedi.

Hüzünle sarılan gence gülümsedim.

"Üzgünüm, arkadaş olsaydık bunu ne kadar çok seveceğimi biliyorum ama..."

"Ama zamanımız yok, hayır sorun değil, zaten birbirimizi zar zor tanıyoruz."

Geri çekildim beni selamladı ve ters yöne doğru gitmeye başladı, nasıl hissettiğimi bilmiyordum, vücudumdaki sıcaklık artık yoktu.

Seungmin'in bedenin ana caddeye doğru gitgide küçülmesini izledim, bu bizim için miydi...

•Rebound•
24. Bölüm Sonu

-S O N-

-31.05.2022-

Rebound | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin