ethereal | hyunin

ethereal|5

*lütfen bolca yorum yapmayı unutmayın ve oy vermeyi,,,,

"Aklından dahi geçirme." demiş ve geri dönüp yürümeye başlamıştım. Engel olmasam neredeyse beni öpecekti. Aklıma geldikçe onu dövmek istiyordum. Tüm sinirimi ondan çıkartmak istiyordum ama yapmadım.

Arsızdı hem de fazlasıyla. Masum görüntüsünün altında arsız biri yatıyordu ve bunu sadece bana gösteriyordu.

Arkamdan geliyordu, yine.

Evin yoluna geri dönmüştüm ama eve gitmek istemiyordum. Hem de bizimkilere neden döndüğümle ilgili bir ton laf anlatmakla uğraşmak istemedim. Hala arkamdan gelmeye devam ederken "Eve gitmiyorum ya da Minholara, gelme peşimden." demiş yolumu değiştirmiştim.

Sokağa döndükten sonra arkama baktığımda yoktu. Bırakmıştı peşimi. Bir saat kadar evin yakınlarındaki sokaklarda dolandım. Daha sonra ise yorgun ve uykusuz olduğum için evin sokağına geldim. Changbin hyungların apartmanın oradan geçerken istemsizce Hyunjin'in bugün sorduğu siteye çevirdim başımı.

Balkonun korkuluklarına yaslanmış sigarasını içiyordu. İlk başta farkına varmasam da sonradan kafama dank etmişti. Şuan bulunduğu balkon benim odamın balkonuna bakıyordu.  Çok yakın sayılmazdı ama balkonlara çıktığımızda birbirimizi çok rahat görebilirdik.

Yok bu yakınlık yetmedi, gelsin odama taşınsın bu çocuk artık.

Söylenerek eve girerken annem bu kadar erken döndüğüme şaşırmış nedenini sorguluyordu. Yorgun olduğumu söyleyip kendimi odama attım. Üzerimi değiştirir değiştirmez kendimi yatağa bıraktım.

Ne olduğunu ne yaşadığımı anlamadığım tuhaf bir gündü. Kendimi ilk defa bizimkilerin yanında bile rahatsız hissetmiştim. İlk defa birinin yanında bu kadar huzursuz olmuştum.

Annem beni uyandırmadan uyandığım için şaşırmış bir şekilde bana bakarken, çantamı alıp odamın kapısına bıraktım ve mutfağa gidip kahvaltımı yaptım. Hayır yapamadım çünkü ardı ardına çalan zil yüzünden söylenerek dişlerimi fırçaladım.

Kapıdan çıkarken annem okulda kahvaltı yapmam için harçlığım dışında elime para sıkıştırmaya çalışırken asansörün düğmesine basmıştım. Anneme öpücük verip çoktan bizim kata gelen asansöre bindim.

Neyse ki her yerden çıktığı gibi buradan da çıkmamıştı beni sadece Changbin hyung bekliyordu. "Niye alacaklı gibi basıyorsun şu kodumun ziline." dedim sinirle.

"Günaydın canım." derken elini omzuma atmıştı. "Dün ne boklar yediniz acaba?" diye sinirli bir şekilde sırıttığında korkmadım desem yalan olur.

"Bir bok yaptığımız yok asıl siz nasıl onu benim evime gönderirsiniz? Gelmek istemediğimi söylemiştim zaten." dedim.

"Hyunjin'in insan yediğini sanmıyorum Jeongin abartma." dedi o da aynı şekilde sinirle.

Her hangi bir insanı yer mi bilmiyorum ama beni yemek gibi düşünceleri olduğu kesin.

"Aynen." diyerek mırıldandığımda çoktan bizim köşeyi dönmüştük bile.

"Eee niye gelmediniz? Sizinkiler izin vermişler hatta evden bile çıkmışsınız?" dediğinde gözlerimi büyütüp ona baktım.

"Dakika başı size haber mi veriyordu şerefsiz?" dedim şaşkınlığımı gizlemeden. Kafasını sallarken "Söyleyecek misin yoksa aklıma pis şeyler mi getirmeliyim?" diyerek sırıttığında beni sinirlendirmek için yaptığının farkındaydım.

Omzuna vurup önünden geçtiğimiz marketten sigara aldım. Birini Changbin hyunga uzatırken birini de dudaklarımın arasına koydum. Normalde dışarıda çok fazla sigara içmezdik daha liseli olduğumuz için ama şuan ara sokaktan geçtiğimiz için sıkıntı olmazdı.